9.BÖLÜM

34 9 3
                                    

Uzun zamandır yemek yemediğini farkeden savaşçılar hep beraber kahvaltıya oturdular. Kahvaltının yapıldığı uzun bir dikdörtgen masaydı. En azından birkaç masayı birleştirmişlerdi. Kahvaltı tamamlandıktan sonra beş arkadaş küçük çocuklarla oynadılar, hasta olan insanları ziyaret ettiler, halkın zaten iyi olan moralini mükemmelleştirdiler ve son olarak malzemeleri kontrol ettiler. Tek sıkıntı bu kadar insan için yemek yetiştirmek zor oluyordu. Ama önceki gittikleri marketten topladıkları, onlar için hazine demekti.

Rahat ettikleri bir sırada iki, üç çocuk yanlarına geldi. Hiç utanma, sıkılma yaşamadan konuşan çocuk onlardan birşey istiyordu;

"Bize de silah kullanmayı öğretebilir misiniz ? Siz gittiğinizde burayı korumak için yardımcı olabiliriz."

Hawk ve Bill onun bu isteği üzerine biraz duygulandılar. Çünkü böyle savaşçı ruhu olan kişiler oldukça bu yaratıklara asla yenilmezlerdi. Ama ne olsun, silah kullanmayı öğretmediler tabii ki. Onun yerine birkaç mermi verdiler. Çocuklar mermi hakkında konuşa konuşa insanlar arasına katıldı.

Beş arkadaş diğer savaşçılar ile ileride nerelere gideceklerini, hangi marketlere uğrayacaklarını konuşurken revir tarafından bir silah sesi duydular. Tüm insanlar çığlık çığlığa yerlere yattı. Henry daha diğerleri kendine gelemeden eline bir silah kaptı ve revire doğru koştu.

Revire vardığında Rick'in yerde yattığını ama vurulmadığını gördü. Tavanda bir mermi izi vardı. Hemen Rİck'i ayağa kaldırdı, onun bir dövüş yarasının olduğunu gördü. Hızlı sorularını Rick'e yöneltti Henry;

"Ne oldu burada ? O silah sesi de neydi ? Hadi çabuk ol, kiminle dövüştün böyle ?" Rick kafasını kaldırdı ve gözlerini kısarak Henry'e baktı.

"Bir adam buraya geldi ve benden antibiyotik, sargı bezi gibi şeyler istedi. Yanında da ailesi ve silahı vardı. Vermemekte ısrar edince tavana ateş etti. Bende başka bir şey yapmaması için onu durdurmak istedim. Fakat belli ki benden daha güçlüymüş. İlaçları alıp şu tarafa doğru kaçtı."

Rick ana kapıyı işaret ediyordu. O sırada da savaşçılar geldi. Henry onlara kapıyı gösterdi;

"Bir adam ailesi ve ilaçlarla kaçıyor. Onu yakalayacağız, bize sorun çıkartabilir. Hızlı olun."

Hemen kapıya doğru koştu adam kapıyı açmış ve dışarı çıkmıştı. Camdan gördükleri üzerine adam sola sapmıştı. Hızlı adımlarla kapıya vardılar ve dışarı çıktılar. Geride de üç savaşçı bıraktılar. İyi ki iz takip etme yeteneği olan Jason yanlarındaydı. Karşılarına yaratık çıkmamalarını umarak koşmaya başladılar.

Fazla uzaklaşmış olamazlardı. Tam grup köşeyi dönmüştü ki ateş açıldı üstlerine. Adam bir arabanın arkasına ailesiyle saklanmış ve "Geri çekilin!" "Rahat bırakın bizi!" gibi sözlerle ateş etmeye devam ediyordu. Harry diğer savaşçılardan ayrılarak sokağın tamamını dolaşmaya başladı. Hawk ise adamı sakinleştirmeye çalışıyorlardı.

"Tek başına gerçekten hayatta kalabilir misin ? İlaçlarımızı çalıp bir silah alarak seni koruduğumuzdan daha iyi korunacağını düşünüyorsan aptalsın demektir."

"Ne yaptığınız hakkında hiçbir fikriniz yok. Gidin, sizden daha iyi ailemi koruyabilirim!"

Tam o sırada sokağı tamamlamayı başarmış Harry adama silahını doğrulttu ve emir verir gibi bağırdı;

"Silahını indir! Yoksa seni burada delik deşik ederim!"

Adam korka korka arkasını döndü. Harry'e silahını yere atacağını söyledi. Buna gerek kalmadı zaten. Bu tartışmayı fırsat bilen Hawk adamın eline bir tekme attı ve silahını yere düşürdü. Adam;

"Sizinle gelmiyorum. Ne olursa olsun gelmiyorum!"

Bill adamı zorla AVM'ye götüreceği sırada Henry onu durdurdu.

"İstemiyorsan bizimle gelmeyebilirsin. Silah sende de kalabilir. Ama o ilaçları bize vermeden şurdan şuraya gidemezsin."

Adam çaresiz ilaçları attı Henry'e. Ardından bir eliyle karısını diğer eliyle kızının kolunu tutarak koşmaya başladı. Savaşçılar ise geri dönmüş AVM'ye doğru koşuyorlardı. AVM'ye geldiklerinde Henry herkesin gaz maskesini vermesini istedi. Herkes meraklı bir biçimde gaz maskelerini uzattı. Henry biraz ötedeki askılığa gitti ve tüm gaz maskelerini astı. Her gaz maskesinin altına da birkaç filtre koydu. Bu işte tamamlanmıştı. Yukarı, ana odaya doğru konuşa konuşa çıkmaya başladılar. Bill ilaç dolu çantayla revire doğru yöneldi. Ed de yanında geldi. İlaçları verdiler. Rick;

"Çok teşekkürler. Hastalanacak olan birkaç insan var sırada. İlaçsız onlara ne yapabilirdim hiç bilmiyorum."

Ed ile Bill anlamlı anlamlı kafasını salladılar ve ana odaya gittiler. Orada yemek masasına oturdular ve yemek yemeye başladılar. Herkes sakince yemeğini yiyordu. Yarın ne olacağı hakkında hiçbir fikirleri yoktu.

Yarin ki bolum biraz uzun olucak iyi okumalar ^^
Sağlıcakla..

Son YaşamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin