18.BÖLÜM

21 7 1
                                    

Uyandıklarında kendilerini iyi(!) hissediyorlardı. Benjamin ölmüştü ve savaşçılar azalmıştı. Ayrıca kurnaz bir adam onların arabasını yürütmüştü. Yemeklerini yedikten sonra savaşçılara katılmak isteyenleri aldılar. Gaz maskelerini taktılar. Fakat hala iki eksik savaşçı vardı. Şimdilik böyle idare edeceklerdi. Yapacak bir şeyler vardı fakat içlerinde pek cesaret yoktu. Cesaret olsa da olmasa da bir olay yaşandı. Bunu savaşçılara ve diğerlerine bildiren iki çocuktu.

Camdan dışarı bakabilmek için sandalye getirmiş olan iki çocuk karşıda ki bir şirketin binasının yandığını görmüşler. Bunu hızlıca diğerlerine söyleyen iki korkmuş çocuk savaşçıları harekete geçirmeye yetti. Silahlandılar ve gaz maskelerini taktılar. Mermileri biraz sıkıntıda olan savaşçılar ateş etmeye gerek kalmaması için dua ediyordu.

Yakın bir mesafe olduğundan yayan gittiler. Binanın karşısına geldiklerinde yangının bir kat boyu olduğunu gördüler. Ama ateş bir yerden bir yere sıçrayabilirdi. İçeriye bozulmuş olan kapıdan girdiler. Etrafta canlılık belirtisi gösteren hiçbir şey yoktu. Hızlı hızlı merdivenleri çıkarken Henry Harry'i sımsıkı tuttu ve durması gerektiğini bağırarak söyledi.

"DURR ! "

Harry ne olduğunu anlamamıştı ama yerde iple bir tuzak vardı. İpin sonunda da bir bomba vardı. bombayı yavaş bir biçimde kesti. Bombayı cebine attı ve diğer tuzakları araştırarak ilerlediler. Merdivenler diğer tarafta kalıyordu 5. kata geldiklerinde. O merdiven ile çıktıkları merdiven arasında ki koridora ipler ile yukarıya tutturulmuş birçok konserve kutusu duruyordu. Ses çıktığı anda bir şey yaşanabilirdi. Tüm savaşçılar ellerini kutuların hemen 1 cm altına getirdi ve ipini kesti. Böyle bir yol açtılar ve merdivene vardılar.

Tam yangının olduğu kata ulaşmışlardı ki bastıkları bir merdiven çöktü ve yere düştü üç savaşçı. Aralarında Henry de vardı. Bu tuzağa yakalanmışlardı. O merdivenlerin kırılmasıyla 2 kat aşağıya birtakım tahtayı kırarak indiler. "Ağğghh" gib sesler çıkarmak dışında pek bir şey yapmadılar. Kırılan bir kemik olmaması onlar için şanstı ama oldukça acıyordu vücutları. Ağrıyan yerlerini tutarak ayağa kalktılar. Yani her yerini tutttular. Orada beklemelerini oraya geri çıkacağını söylediler.

Yeniden o merdivenleri çıkarken hızlı çıkıyorlardı ve dikkatsizlerdi. Bu dikkatsizlik onlara pahalıya bedel oldu. Daha önceden bir ipli bomba tuzağında bombayı almamışlar, üstünden atlamışlardı. Bu sefer hızlı olmalarını gerektiğinden en önden giden savaşçı yeni bir savaşçıydı. İpi hatırlayamadı ve ipe takıldı. 3-4 metre arkasında Henry ve Don vardı. Bomba patladı ve korkunç bir ses çıktı. Bombanın patlaması sonucunda Don ve Henry 2 metre uzağa uçtular ve yere kapaklandılar. Henry'nin daha adını bile bilmediği yeni savaşçı patlama sonucu ölmüştü. Don ve Henry ise bayılmıştı.

Hemen geri döndüler savaşçılar. Don biraz şanssızdı çünkü bombanın sarsıntısı ile havaya fırladığında düştüğü yerde bir masa vardı ve onu kırmıştı. Bu nedenle Henry daha önce kendine geldi. Ayağa kalktı Henry. Pek bir şey olmamıştı. Don'u yanlarında götürmelerine gerek olmadığından onu bir masa altına koyarak düştükleri yere gittiler. Bu sefer düştükleri yerin üstünden atladılar. Sonunda yangın bulunan yere geldiler. Gaz maskesi sayesinde duman onlara etki etmiyordu. İlerde 5-10 kişilik bir askeri grup vardı ve ateşten uzak durmaya çalışıyorlardı. Askerler onları görür görmez silahlarını çektiler. Savaşçılar da aynı şekilde. Fakat komutan silahlarını indirmelerini, onların gaz maskeleri olduğunu söyledi.

"Tamam burada durmanın pek anlamı yok ha ? Hey Abraham şu yangın tüpünü kullan hadi. Bizde aşağı inelim artık. "

Savaşçılarla birlikte aşağı indi komutan. Niyeti kötü değildi ama pek güvenilir olduğu söylenmezdi. Binadan dışarı çıktılar. Clark AVM'yi göstererek konuşmaya başladı.

"Biliyor musunuz şu AVM'de çok fazla eşya vardır. Onları almak için buradayız. Yukarı da yaktıklarımız yaratıklardı. Peki siz nerede yaşıyorsunuz ? "

"Biz AVM'de yaşıyoruz. Ayrıca savaş istemiyoruz. " dedi Henry.

Komutan heyecanlanmış gibiydi. Eğer bu AVM'de yaşıyorlar ise malzemeleri vardır diye düşündü. Bir planı vardı. Ama kötü bir plan değildi. Bu sırada askerler binadan çıktı. AVM'nin içinde konuşmak isteyen komutan bu dileğini en rahatlatıcı sesiyle söyledi.

"İçeri girebilir miyiz ? Sizinle konuşmak istediğim bir konu var. "

"Size güvenip güvenemeyeceğimizi nereden bileceğiz ? "

"Bilemeyeceksiniz. İsterseniz silahları dışarıda bırakırız. "

Kabul eder gibi birbirlerine baktı savaşçılar. Sonra arkalarını dönüp kapıya ilerlediler. Kapıda ki arabalar ve birçok ölmüş yaratık göze çarpıyordu. İçeri girdiklerinde gaz maskelerini çıkardılar ve ana odaya giderek masaya oturdular. 5 arkadaş ve komutan karşı karşıya konuşmaya hazırlandı. Direkt olarak konuya girdi komutan.

"Sizi ve diğer tüm kişileri malzemeleriniz ile bizim yaşadığımız yere davet ediyoruz."

Okuyucu kitlemiz 0. Anlamıyorum ya. Şurada iğrenç hikayeler 300 280 biz ise ancak 50.
Sağlıcakla..

Son YaşamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin