Sessiz bir yılan gibi sürünerek ilerlediler. Çünkü kapıda ki kişiler nöbet tutuyor, eğer savaşçıları görecek olurlarsa alarm gibi bir şey çalacaklarını düşünüyordu Henry. Ama kapıya yaklaşınca farketti ki sessiz bir şekilde ve onlara görünmeden nasıl öldüreceğini bilmiyordu. Tek düşündüğü ikizini kurtarmaktı. Ed başka kapı olması ihtimali yüzünden etrafı bir turlayıp geldi. Tek giriş burasıydı. Dudağını ısırdı Henry. Yavaş yavaş kapıya yaklaştı. Diğerleri de arkasından.
Sürünen kişiler beş ya da 6 kişiydi. Diğerleri arkada durmuş bazı yerlere saklanıyordu. Henry ve diğerleri kapıya kadar geldiklerinde Henry eliyle bazı işaretler yaptı. Birazdan içeri dalacağını, gerekmediği sürece ateş etmemeleri gerektiğini söyledi. Elleriyle bir, iki, üç anlamında işaret yaptı ve üç işaretinden sonra havaya fırladı. Ne olduğunu anlayamayan iki korumayı da yere düşürmeyi başardı. Ardından diğerleri gelip yerde ki kişileri dipçik ile bayılttılar.Çok ses çıkmadığını umarak ilerlediler.
Şanslarına orada ki kişiler uyuyordu. Odalara sesszice girdiler. Uyuyan kişileri öldürmek gerekiyordu. Herkes eline bir yastık aldı. Henry'nin işareti ile herkes yastıkları adamların yüzüne kapattı. Boğma görevi başarılı olucak gibiydi ki sıska olan Peter adamı yeterince tutamadı. Adam yastığı yere attı ve bağırmaya başladı. İşte o anda Hawk hiç düşünmeden belinde ki Colt tabancasını çıkardı ve adamın kafasına sıktı. Herkes uyanmıştı. Savaşçılar silahlarını ellerine aldılar ve silahlı gelen adamlar ile çatışmaya başladılar. Colt silahı sesi yüzünden dışarıda bekleyen savaşçılar içeri girdi.
Herkes bir yere siper alıyor tüm gücüyle ve dikkatiyle savaşıyorlardı. Savaş sırasında talihsiz bir şekilde Peter kafasına bir mermi yiyerek yere yığıldı. Aynı zamanda Gabriel omzundan yaralanıp yere düştü. Henry kardeşine ulaşmak istiyordu. Omzunda bir el hissetti. Ed, Bill, Hawk ona bakıyor "Arkandayız" diyorlardı. Henry tüm cesaretini toplayarak siperden fırladı ve diğerlerine ateş etmeye başladı. Bu kadar mermi üzerine siperlerine döndüler. İşte o birkaç saniyeyi çok iyi kullandı savaşçılar. Herkes siperden fırladı ve yaylım ateşine tuttu onları. Birçok kişiyi öldürdüler. Henry ortalık biraz durgunlaşınca koştu. Bir kapıya denk geldi. Sanki bir ses geliyordu. Kapıya kulağını dayadı. Bu Harry idi !
Kapıyı açtı ve içeri girdi. Hemen ellerini çözdü ve Harry'e sarıldı. Onu ayağa kaldırdı ve kapıya yöneldiler. Bill mutlu bir şekilde;
"Hadi. Çabuk olun da diğerleri gelmeden şuradan çıkalım."
Hiçbir sorun çıkmadan AVM'ye vardılar. Hemen Gabriel revire alındı. Harry'nin de çok yarası olmadığı halde revire sokuldu. İtiraz etmesi boşunaydı Harry'inin. Revirden çıktı Henry ve odasına gitti. Orada savaştıkları kişileri düşündü. Ölmüştü Peter. Üzüldü. Düşüncelere daldı. Orada ki kişilere tekrar saldıracak mıydılar ? Peter'ı almamaları yanlış mı olmuştu ? Onun yerini kim alıcaktı ? Bu son sorunun cevabını ince ve narin bir ses cevapladı.
"Buraya girerken gördüm sizi. Bir kişi eksiksiniz. İyi göremedim ama Peter'ı mı kaybettiniz ?"
Kafasını kaldırdı Henry. Karşısında ki 18 yaşlarında bir kızdı. Güzel elbiseleri güzel bir yüzü vardı. Uzundu. Ama güçlü birine benziyordu. Evet anlamında başını salladı. Devam etti kız;
"Benim adım Kate. Peter'ın yerini almak istiyorum. Sizinle yan yana savaşmak ve o yaratıklara günlerini göstermek. Beni yanınıza alacak mısınız ? Kızım diye aldanma, silah kullanmayı çabuk öğrenir ve size çok yardım edebilirim."
Emin değildi Henry. Savaşçılara bir kız almak. Biraz tuhaf duruyordu. Ama Kate o kadar ikna edici bakıyordu ki onu ateş etme yerini yöneltti. Kate oldukça iyi bir atışçıydı. Henry pek düşünmedi bu konuda. Peter'a üzülüyordu. Bu yüzden Kate'e savaşçılarla tanışmasını öğütledi. Hızlı adımlarla Savaşçıların dinlenme odasına yürüdü.
Bu sırada Henry yatağa doğru gitti ve uzandı. Uzanır uzanmaz bacaklarının ne kadar ağrıdığını dolayısıyla çok uykusu geldiğini farketti. Düşüncelere daldı. Neler olmuştu orada ? Birçok insanı öldürmüştü kardeşi uğruna. O kadar kişinin kanları gözlerinin önüne geldi. Başı döndü. Midesi bulandı. Ayağa kalkıp lavaboya gitti. Elini yüzünü yıkadıktan sonra geri döndü pamuk kadar yumuşak yatağına. Sanki yanında ki kağıtlar ve kalemler bile kederliydi. Çarşaf sanki kıvrılıyor ve üzülüyor gibi hissediyordu. Yorulduğunu hatırladı. Ama bu sefer gözleri yavaş yavaş kapandı. Açık tutmaya çalışıyordu. Çünkü Gabriel ve ikizinin son durumlarını görmek istiyordu. Artık buna çok geç kalmıştı. Uykunun büyük ve zorlayıcı elleri tamamıyla Henry'i sarmış ve onun uykunun en derinliklerine kadar götürmüştü.
Hawk bu sırada mermilerini kontrol ediyor, Ed ve Bill sivillerin sorunlarını dinliyordu. Yemek kalmamıştı AVM'de yine. Ayrıca jenaratör de bitmek üzereydi. Uzun süredir kocaman bir mum gibi bir şeyle aydınlanıyorlardı. O mum ile aydınlandıkları gecelerden biriydi. Kocaman bir odada birçok kişi odanın köşelerini tulumlar ile kıvrılmış koca mum ortada dikilmiş etrafı kırmızı ve turuncu bir renk sarmış. Alevin hafif sıcaklığı tatmin ettirici bir biçimde üstlerine gelen siviller daha fazla dayanamamış. Küçük çocukların "En son kim uyuyacak?" yarışması dışında herkes alevin altında hafif bir sıcaklık ve az bir ışıkla uyuyakalmış.
Votelerinizi ve yorumlarinizi bekliyorum ^^
Sağlıcakla..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Yaşam
Fiksi IlmiahFabrikanın birinde çıkan gaz sızıntısı... Mutantlaşmaya başlamış insanlar arasında hayatta kalmak için uğraşan 5 arkadaş. Ve de destek vermeye her zaman hazır olan bir grup. Hayatta kalmak ve her şeyi eski haline döndürmek onların tek görevi. (İlk 5...