14.BÖLÜM

21 9 1
                                    

Yedek jeneratör bulmuş yemek sıkıntısı olmayan bol mermisi bulunan bir gruptu onların grubu. Henry ve diğer herkes rahattı artık. Beta takımı gözcülüğünü yapıyor, dövüşen kişiler birbiri ile anlaşmış bulunuyordu. Gözcüler AVM'nin içinde duruyor bu sayede filtreler bitmiyordu.

Yine normal geçen bir gün neredeyse tüm siviller savaşçıların önüne çıktı ve bazı isteklerde bulundu.

"Dışarı da daha çok insan olabilir. Bizim komşularımız, bizim akrabalarımız olabilir. Ama siz hiçbirini umursamıyorsunuz !"

"Evet, haklı !"

"Umursamıyorsunuz !"

Söylenicek söz kalmamıştı. Hazırlandılar. Bazı komşularının resmini aldılar. Dışarı çıktılar. Bir sorun vardı ki nereye gideceklerini bilmiyorlardı. Üç grup şehirde dağıldı. Kimi inşaatlara kimiüniversitelere gitti.

Birkaç saat sonunda Alpha takımı telsizle diğer takımlara haber verdi.

"13. Cadde de ilk sokakta bulunan yıkık evde bazı insanları belirledik. Fakat emin değiliz. Tamam."

Gama ve Beta düşünmeden yola çıktı. Bu sıralarda Alpha takımı yıkık evdelerdi. Henry hariç herkes etrafı kolaçan etmeye gitti. Henry sessizce duvarların arkasından bir gölge gibi ilerledi. Gördüğü sandıkları insanlara yaklaşmaya çalışırken farketti ki onlar sadece tuğlaların oluştuduğu gölgelerdi. Bu hayal kırıklığının acısını daha yaşayamadan arkasında bir ses duydu. Döndüğü anda bir yaratık ona sert bir darbe indirdi. Henry kafasını yere çarpıp bayıldı.

Gözlerini açtığında lağım gibi bir yerde yanında sadece Hawk olduğunu gördü. Başı zonkluyordu. Sorularını ve şaşkın bakışlarını Hawk'a yöneltti.

"Diğerleri nerede ? Ne oldu orada ? Başım çok ağrıyor."

"Yaratığın sana vurduğunu gördüm. Ardından yere düştün. Yaratığı öldürdüm fakat arkadaşları beni hoş karşılamadı. Onlara görünmemeye çalışarak seni buraya getirdim. Telsiz bende değil. Bu yüzden diğerlerinin nerede olduğunu bilmiyorum."

Yavaşça ayağa kalktı Henry. "Bana bir fener ve silah ver." diyerek ondan istediklerini aldı. Yalnız verdiği silahının mermisi sadece 10 mermiydi. Lağımda ilerlemeye başladı. Fenerin aydınlattığı küçük bir ışık onun içine korku salıyordu. Yavaş yavaş ilerlerken elinde ki uzun ama mermisiz silahını sıkı sıkıya tutuyordu. Sanki bir şey o karanlık yerlerden çok hızlı geçiyordu. Aldırmamaya çalışıyordu. Ama bu olaylar artınca ışığı o tarafa tuttu. Bir şey yoktu. Paranoyaklaşıyordu galiba. Arkasını döndüğünde kocaman yaratık ona sert bir darbe indirdi. Can acısıyla ayağa kalktığında yaratığın ona koştuğunu gördü. Silahına davrandı ve ateş etti. 10 mermi üstüne yaratık sendeledi. Yapacak bir şey yoktu. Elinde ki silahın diğçiğini çevirdi ve yaratığa vurmaya başladı. Tüm gücüyle ve hızlı darbeler indirdikçe yaratık yere düştü ve hareket etmeyi kesti. Ölmemişti. Belinden bir ip çıkardı. Ayaklarını o iple bağlayıp vücuduna sardı. Kendisi ilerledikçe arkasında ki ölmemiş yaratık da ilerliyordu.

AVM'ye vardığında Hawk ondan önce geldiğini gördü. Tüm savaşçılar oradaydı. Ayrıca tüm siviller. Kapıyı açtılar Henry'e. Taşıdığı yaratığınölmediğini farkedemediler. Herkes ondan korkarmışçasına yolu açıyor geömesine izin veriyordu. Rick koşa koşa geldi. Yaratığa bakınca ölmediğini anladı. İpleri çözdü Henry. İpi sıkıca kavrayıp yaratığı Rick'in önüne sürükledi. Sonra da etrafına baktı ve sert bir sözle sessizliği bozdu.

"Dışarı da hayatta kalan çok az kişi olmalı. Yaşayan bir insana dahi rastlamadık. Şimdi akrabalarınız ve komşularınız hakkında düşünmeyi bırakın ve işinize dönün."

Mesaj alınmıştı. Herkes dağıldı. Rick ile Henry yaratığı alarak revirin yanında ki odaya çıktılar. Onu özellikle bu odaya getirmişlerdi çünkü kapı sağlamdı. Yaratığı yere koyduktan sonra Henry ana odaya gitti. Amacı bu yaratığı incelemek ve zayıf yönünü bulmaktı. Tabi eğer varsa.

Birkaç günü sonunda güneyi kontrol eden gözcü bağırmaya başladı.

"Yaratıklar geliyor. Herkes silahlansın. Oldukça fazlalar !"

Aynı zaman diliminde Henry'nin bayıltarak getirdiği yaratık da çılgına dönmüş gibiydi. Anlaşılan bu yaratıkların arasında bir bağ vardı. Herkes silahlarını aldı. Gaz maskelerini taktılar. Ama yaratıklar çok fazlalardı. Benzini olmayan ya da çalışmayan arabaların altına girdiler. Yaratıklar onları görmediler ya da aldırmadılar. Çünkü direk kapıya gittiler ve kapıya vurmaya başladılar. Aynı zamanda da diğer yaratık AVM'nin içinde aynısı yapıyordu. Henry'nin yaylım ateş işareti ile ayağa fırladılar ve ateş ettiler. Yaratıklar dönüp onlara saldırmaya zaman bulamadan yere yığıldılar. Mermileri azalıyordu. Hiç hoş değildi. Yaratıkları kapıdan çektiler ve içeri girmeye çalıştılar. İşte o anda farkettiler ki kapı açılmıyordu...

Kısa oldu djjdjd ^^
Sağlıcakla..

Son YaşamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin