Yapacak pek bir şey kalmamıştı. Bunu farkedenler çoktan AVM'den getirdikleri çuval ve poşetlere ne var ne yok yerleştirmeye başladılar. Yiyecekler, mühimmat, enerji, kitaplar ve buna benzer şeyleri çuvallara attılar ve hazırlandılar. Henüz her şeyi almamışlardı. AVM'ye gittikten sonra geri gelir ve yeniden toplayacakları düşüncesiyle AVM'ye gittiler.
AVM'ye geldiklerinde bir kişiye Simon'un maskesini verdiler ve eline bir çuval tutturup üniversiteye götürdüler. Çuvalları sürükleye sürükleye götüren onca kişinin arasından sıyrıldı Henry. Bir kapıyı açtığında gördü ki girdiği yer bir basketbol sahasıydı. Ama burayı iyi değerlendirmişlerdi. Her yere standlar kurulmuş, eğlence için trambolin gibi şeyler getirtilmişti. Şu trombolinlerden birini götürmek harika olurdu ama yapamazlardı. Cephanelerin bulunduğu odaya giren kişi sayısı oldukça fazlaydı. Bu yüzden beş arkadaş yiyeceklerle dolu olan raflara yöneldi. Burası yemekhane olmalıydı. Buldukları konserve yiyecekler ve içecekler ile doldurdular çuvallarını.
Her şeyin toplandığından emin olduklarında koca bir kilit buldular ve içerideki ölülerle birlikte kapıyı kilitlediler. Simon hariç tabi ki. Simon'u gömmek için bir çuvala yerleştirmişlerdi. Bu görev başkalarına aitti.
AVM'ye doğru ilerleyen grup diğer kişilerin arabalarına sahip oldukları için avantajlıydılar ve mutluydular. Ne yazık ki çok uzun sürmedi. Yaratık sürüsü bir köşeden dönüp üstlerine doğru koşmaya başladı. Onlardan kaçmak için gaza iyice bastılar. Ama her tarafa yayılmış olan sürü arabanın türlü yerine koşuyor ve bir şekilde arabayı ya savuruyor ya da arabayı kullananın savurmasına yol açıyordu. Yeteri kadar arabada kalmışlardı. Savaşçılar silahlarını doğrulttular. Ama çok sallanan arabadan dolayı doğru dürüst ateş edemediler. Küfürler ve mermi sesleri havada uçuşurken Beta takımının arabası yere yığıldı.
Bu olayın tek iyi tarafı vardı ki o da arabanın takla atmamış olmasıydı. Herkes silahlarına davrandı. Ateş açtılar. Diğer takımda ki kişiler de ateş açınca yaylım ateşi oluştu. Fakat sayıları oldukça fazla olduğundan sokak aralarına dağıldılar. Gece olduğundan korku üzerlerine çökmüştü. Sokak aralarında ilerlerken belki kilitlenmemiş bir kapı olması umuduyla kapılara vura vura ilerliyorlardı. Arka taraftan kovalayan yaratıklardan kaçmaya çalışırken ön tarafı kapatan yaratıklar onları tuzağa düşürdü. Gabriel hızlı düşündü ve yanında cam olan bir ev var mı diye baktı. Sadece birkaç saniyesi vardı. Sonunda bir pencere buldu ve kırdı onu. İçeriye atlamalarını söyledi. Teker teker herkes atladı ve hepsi kurtulmuştu. Kutlamaya vakit yoktu çünkü dahası vardı.
Diğer kapıyı kırdılar ve açtılar. Ara sokaklardan caddeye çıktılar. Burada birçok araba ve otobüs gibi otomobiller yan dönüş sanki dönemeçli bir yol oluşturmuştu. Henry Harry'nin yanından koşarken Harry'i tuttu ve bir yere savurdu. Bir dükkanın içine girdi Harry. Ardından Ed, Bill ve Hawk. En son giren Henry oldu. Hepsi yere yattı. Herkes birbirinin ağzını kapatıyordu. Şu an telsizle konuşamazlardı. Eğer ortam biraz sakinleşirse telsizlerini açacaklardı.
Beklemeleri uzun sürmedi. Yaratık sürüsü birini kovalıyordu. Karanlıkta pek belli olmasa da Christian'dı bu. Ayağı yaralı olduğundan dolayı zor koşuyordu ve bir yaratığın pençe ve ısırık darbesiyle neredeyse ortadan ikiye ayrıldı. Bunları görmemek için kasanın bulunduğu masanın altına girip kulaklarını kapattı beş arkadaş. İşler kötüleşiyordu. Hemen arabalarına ulaşmaları ve AVM'ye varmaları gerekiyordu.
Telsizine davrandı Henry. Kısık ve korkmuş bir sesle
"Beta, Gama ne durumdasınız ? Pozisyonunuz nedir ?"
"Beta'dan Jesse, arabalara doğru ilerliyoruz. Tamam."
"Gama'dan Jack, arabaların yolunu kaybettik ve bir ara sokakta tıkılı kaldık. Tamam. Yardım yollayın."
Alpha ve Beta Gama takımı için bir yer açacaktı ve oradan defolup gideceklerdi. Hızlı ve sessiz adımlarla dükkanların arkasından ilerledi iki grupta.Birbirlerine bir bakış atıyorlar ve korktuklarını yüzlerinden ifade ediyorlardı. Soğukkanlı davranmakta en iyi davranan kişi Henry ve Harry idi. Ama ne kadar soğukkanlı olabilirlerse olsunlar sınır bir yere kadardı ve tehlikenin farkındaydılar.
Ayrıca onların yaşadığı hayat hikayesi neşeli bir hikaye değildi. İçerisinde eğlence olan neşe olan ve iyi şeyler olan bir hikaye değildi. Bir kitap vardı. Kitapta bir çocuk bir yıldırım sonucunda sanal gerçekliğin içinde kalıyordu. Orada arkadaş ediniyor zorlu mücadelerden geçiyordu. Harry'nin favori kitabı buydu. Ama sanal gerçeklik değil de asıl gerçekliğe dönmek isterseniz yaratıklar ve hayatta kalmaya çalışan bir grubun hikayesi gelir karşınıza.
Alpha ve Beta çöp kutularının arkasına ustaca bir şekilde saklanıyor tehlikeden sonra koşuyorlardı. Sonunda Jack'in bahsettiği ara sokağa geldiler. Ortam kötüydü. İç bunaltıcı bir biçimde Gama takımı çöp bidonlarını yığmış ve yaratıkları uzaklaştımaya çalışıyorlardı. Jack diğerlerinin geldiğini farkettiğinde Benjamin sert bir darbe alarak bidonlara çarptı ve yere yığıldı. Darbe pençe darbesi olduğundan dolayı kanlar içinde kalmıştı. Alpha ve Beta hızlıca ateş açtılar. Sadece bir tarafta ki yaratıkları öldürdüler. Gama takımı boşluktan yararlanıp dışarı, caddeye çıktılar. Bir anda Jack geriye depar atarak kaçtıkları yere döndü. Amacı Benjamin'in gaz maskesini almaktı. Bunu başardı da.
Sonunda arabanın bulundukları yere vardılar. Arabalara doğru yaklaşınca bir anda bir adam fırladı ve Henry'e çarptı. Zaten stresli olan takım bir de bu adamı görünce silahlarını ona çevirdiler ve yaklaşık on beş kişinin silahı birine çevrildiğinde insan kötü hisseder. Hızlıca konuşmaya başladı.
"Yaratıklar geliyor. Sizinle konuşmak isterdim fakat şu an kaçmam gereki.."
Sözünü kesen binanın arkasından gelen silah sesleriydi. Hemen arka tarafa koştular fakat oraya vardıklarında gördüler ki bu maytaptı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken Bill Henry'e dönerek;
"Anahtarını yürüttü di mi ?
Hemen geriye koştular. Araba hızlı bir şekilde uzaklaşmıştı ve ışığı hala gözükebiliyordu. Ağızlarından sadece bir söz çıktı.
"*******"
Kaybedecek vakit aynı zamanda ölecek vakit de yoktu. Şu sırada arkalarından gittikçe yaklaşan yaratıkların seslerini duyarken yapılacak en muntazam şey yıkılan arabayı kaldırıp yola koyulmaktı.Öyle de yaptılar. Birkaç kişi arabanın türlü yerlerine tutundu ve hızlıca AVM'ye vardılar. İçeri girmeden önce arabaları bir yere park ettiler. İçeriye girdiklerinde yaşadıkları heyecanı ve yorgunluğu kaldıramamaktan yere düşüp bayılanların arasından ilerledi beş arkadaş. Üzerlerinde yorgunluk, korku, heyecan, stres gibi duyguların olması onları yatağa doğru çekti. Silahları fırlattılar. İşte o anda hepsinin küçük kahkahalar atmasını sağlayan o muhteşem sözü söyledi Ed;
"Ne oldu az önce ? "
Bu bölümün heyecanlı bir bölüm olmasını istemiştim inşALLAH olmuştur ^^
Sağlıcakla..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Yaşam
Science FictionFabrikanın birinde çıkan gaz sızıntısı... Mutantlaşmaya başlamış insanlar arasında hayatta kalmak için uğraşan 5 arkadaş. Ve de destek vermeye her zaman hazır olan bir grup. Hayatta kalmak ve her şeyi eski haline döndürmek onların tek görevi. (İlk 5...