Birilerinin üzerime atlamasıyla bir inilti kopdu boğazımdan. Ah kim bu leş gibi ağır biri.
"Ah karnım, eziliyorum,kalk üstümden Glu. Ayı gibi ağırsın Ah!" tabiikide Kız kardeşimden başkası olmazdı bu. Şununla bir dalga geçiyimde görsün gününü.
" Kilomu aldın sen? Ne kadar ağırsın? Adeta aygır gibisin. Ağzında kokuyor! Git dişlerini yıka!" oh şimdi oldu. İçimden zafer çığlıkları atarak gülesim geliyodu. Fakat ağzımı bir birine kenetleyip gülmemeye çalıştım.
"Hiçte bile kilo falan almadım. Hatta zayıfladım baksana karnıma nasıl yok olmuş! Dişlerimide yıkadım bir kere" aynanın akrşısına geçmiş karnını bana gösteriyordu. Ah canım ya hemende inanıyor. Kıyamam.
"Şaka yapıyordum zayıflamışsın" diyip koşarak banyoya gittim. Glunun en zayıf noktası kilosuydu. Bu konuda onunla dalga geçildiği zaman hemen ağlamaya başlıyodu. Aslında hiç şişman biri değil. Neden takmış kilosuna hala bilmiyorum.
"Seni hayvan. Dışarı çıktığında görüşüceğiz senile!" banyonun kapısını yumruklayarak bağırıyodu. Bense kahkahalarla gülüyodum. Annemin söylendiğini duydum. Çabucak işlerimi bitirib dışrı çıktım. Bu gün pazar olduğundan evdeydim. Ve kız arkadaşalarımla alışverişe çıkıcaktık. Çabuk ahzırlaşıp Definin yanına gittim. Her zamanki gibi hazırlanmış beni bekliyodu. Gözlüklüriyle şirinmi şirin kıvırcık saçlarıyla elleri koynunda sinirle ayağını yere vuruyodu.
"Defieeeem hadi gidelim" yüzünü gözünü öpüp yola koyulduk. Dün olan bitenle bağlı ağzında bir tek kelime çıkmıyodu. Şakalaşarak AVM ye çatmıştık. Sahi hangi ara çatdık anlamış değilim. Kızlarda toplaşdıktan sonra magazinlere hücum etdik. Her kes bir şey deniyor. Bir şeyler alıyor. Buralarda insanla kaynıyodu. Ben alacaklarımı almış dışarıda kahvemi yudumlayarak kızlaeı bekliyodumki, birinin kanlar içində düz yolun ortasında can çekiştiğini gördüm. İnsanlar yaralıya aldırmadan yanından çekib gidiyorlardı. Ben dayanamayıp yerimden firladım ve koşarak yarılının yanına gittim. Ağzı burnu dağılmış haldeydi. Karnından oluk oluk kanlar akıyodu.
"Kardeş. Kıpırdama sana şimdi yardım çağırıcam. Hey yardım edin! Yardım edin yaralı var burada!" her kes dayanmış garip garip bana bakıyolardı. Kimiside başını bulayıp yanımdan geçiyodu. Koşarak bir mertebe aşağı indim ve korumayı çağırdım. Koşarak geldiğimizde yerde kanların olduğunu fakat yaralının olmadığını gördüm. Korumayı çekiştirerek
"Bakın orada kanlar olan yerde yatıyodu. Her tarafı kanlar içindeydi" telaş içinde konuştum. Koruma tuttuğum kolunu elimden kurtarıp
"Dalgamı geçiyorsunuz hanımefendi. Orada kan falan yok! Beni meşkul etmeyin!" asabi şekilde konuşup koşarak önceki yerine gitti. Bense şoklarla kanlar olan kısma baktım gerçektende hiç bir şey yoktu orada. Geçip giden insanlar yüzüme acınarak bakıyodu. Kızlar hemen etrafıma toplaştı.
"Sofi noldu? Ne bu halin? Suratın hayalet görmüş gibi bembeyaz. Neden korktub böyle?" konuşan Defiyfi.
"Oorada biri vardı. Yaralı. Kanlar içinde. Yerde yatıyodu. Ancak şimdi yok" işaret parmağımı az önce adamın yattığı yere uzadarak konuştum. Kızlar korku içinde benim gösterdiğim yere baktılar. Bir şeyin olmadığını görüp şimdi korku içinde bana bakıyordular.
"Yorgunsun her halde Sofi hadi eve gidelim!" Def koluma girmiş belli ki kızlarım suallerinden kurtarmak amaçlı çekiştirerek oradan apardı. Arabasına oturtmuş bana su içiriyodu.
"Sofi neler oluyor sana? Korkuyorum. Bu iki oldu. Doktora görünmelisin. Böyle olmaz. Ya ciddi bir şeyse. Evdekilerin haberi varmı?" telaşlı ve korkmuş halde benimle konuşuyodu.Bense olanların etkisinden çıkmamıştım. Sahi neler oluyor bana?Aklımı mı kaçırıyorum? Bunu annemlere diğemem. Bir de benim derdimle uğraşmasınlar.
" Yok yok! Def annemlere dimiyelim. Hiç bir şeyim yok iyiyim ben sadece yorgunum ondan oluyor biliyorum. Bak bu son görürsün. Bir daha olmuycak. Annemlere dimiyelim tamammı? Zaten dertleri başlarından aşkın birden be olmamayayım. Lütfün Def. Yalvarıyorum." dolan gözlerimle Defe baktım Bir süre bir birimize sessizce baktık sonunda pes edip tamam dedi.
"Bir daha olursa, bu sefer ben seni götüreceğim doktora." parmağını sallayarak konuştu. Bende kafamı salladım. Ne yapa bilirdimki. Bir umudum var, o da bir daha tekrarlanmasın diye dua etmek. Olsada Defin yanında olmasın. Bu kasvetli havayı dağıtmak için radiyoyu açtım. Aha en çok sevdiğimiz şarkı çalıyodu. Ben zoraki gülerek şarkıya eşlik etmeye başladım. Def de dayanamayıp bana eşlik etmeye başladı. Eve yola koyulduk.
"İyi olduğuna eminmison So?" milyonuncu defadı bana bu soruyu soruyu. Oflayarak"Evet evet bin defa evet! İyiyin! Top gibiyim!Hatta mükemmelim!Bak bana!" diyip arabadan indim ve zıplamaya başladım. Gülerek kafasını salladı ve vedalaşıb gitti. Koşarak eve gittim. Olanları hemen unutmam lazım ve hiç kimseye çaktırmamam gerek.
"Anne, Glu, baba ben geeldim!" zıplayarak annemib yanaklarını öpdüm.
"Bana ne aldın bakıyım!" Glu heyecanla yanımda bitiverdi. İyiki onu unytmamıştım.
"Al bu senin için bir buluz. Anne buda sana istediğin gibi bir mutfak önlüğü. Babacım bu da sana tam istefiğin gibi bir araba kokusu." hepsine aldıklarımı verip koltuğa yayıldım. Amma da yorulmuşum.
Televizyonun kumandasını eıime alıp kanalları çevirmeye başladım. Genellikle kumanda babamda olur. Bu gün şanslı günüm qaliba. Kanalları geziyodumki bir haber dikkatimi çekti dayandım ve sesi açtım."Son dakika haberi! Bu gün AVM lerin birinde silahlı saldırı oldu. Bir kişi hayatını kaybetti. Olay kameralara böyle yakalandı!" haber spikerinin konuşmasından sonra ekranda görüntüler canlandı.
"Aman Tanrım!" elim ağzımda dona kaldım. Bu ki benim gözümde canlanmış olayın ta kendisidi. Adam vurulmuş yerde yaralı halde kanlar içinde uzanmış bir kız da ona yardım etmeye çalışıyor. Dikkatle baktığımda bunun ben olduğumu gördüm. Bu ise ikinci bir şok dalgası yaşattı bana.
"Sofi senin orada ne işin var?" babam bir bana bir televizyonun ekranına baklyodu. Ben televizyondan gözlerimi alamıyodum. Bü günki olar gibi korumayı çağırmaya koştum. Fakat görüntülerin geri kalanı yok. Ondan sonra ben nerey gittim ne oldu. Olayın olduğu AVMe bizim gittiğimiz AVM değildi. Babam televizyonu kapatmış karşımda duruyodu.
"Kızım sizin gittiğiniz AVM burası değildi hani? Ne zaman gittin oraya?" babamda aynı benim gibi şok içindeydi. Babama boş gözlerle baktım.
"Bilmiyorum baba.Nasıl olduğuyla bağlı inan en ufak bir fikrim yok" şaşkınca konuştum. Glu o anda araya girdi. Ah sakın Glu o olayı anlatma.
"Dün partide transda gibiydi. Bir şeyler olmuşdu ağlıyodu. O yan bu yan koşuyodu. Zorla kendine getirdik" babama bakıp konuştu. Hadi ama neden söylediki bunu. Üzgünüm der gibi Glu gözlerime baktı.
"Neden dün bu hakkta hiç konuşmadınız?" bu sefer konuşan annemdi.
"Sofi izin vermedi anne" Glu yine iş başında.
"Hadi toparlan Sofi doktora gidiyoruz" bu seferde babam konuştu. Hadi ama ne doktoru.
"Heey ben iyiyim. Bakın hiç bir şeyim yok. Anne, baba lütfen beni psikolok yanına götürmeyin" yalvarmaya başlamışdım bile.
.....
Ne kadar yalvarsamda işe yaramamıştı budur işte bir klinikte doktoru bekliyorduk. Bizim sıramız geldiğinde içeri girdik. 40lı yaşlarında bir güler yüzlü bir doktordu. Bize oturmamızı önerdi. Geçip oturdum. Olayları anlatdık. Doktor müayeneden geçmemin gerkli olduğunu söyledi. Ne müayenesi? Benim hiç bir şeyim yokki! Ama nerde kim beni dinler ki. Somurtarak sabırsızlıkla bu günün bitmesini bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CLOUD
FantasyBir şeyin gerçek olup olmadığını nasıl anlarsın? Ya yaşadıklarım gerçekse kim inanır bana? Peki ya Derek, o yanımda olucakmı bunca şeyler olmuşken... 21 yaşına gel ve bir anda hayatın alt üst olsun. Çocukluğunda sevdiğin adam ve ailen tarazideyse eğ...