21. Bölüm

47.4K 2.1K 337
                                    


Merhaba, vpn ile çevrimdışı olarak kitabı okuduğunuzu biliyorum ama yazarı, yazmaya teşvik etmek adına 1 yorum bırakarak fikrinizi dile getirirseniz çok mutlu olurum, iyi okumalar ❤️

|¦|



"Gri, gelecekte Korlantis öldü mü?"

Rutkay'ın kızaran gri gözleri ile bakışları kesiştiğinde içi burkuldu.
Rutkay, başını sallayabildi bir müddet sonra. Ceylin'in dudaklarında herkesi bozuna uğratacak bir gülüş filizlendi o sırada, acı bir tebessümdü. Anlamıştı. Odadaki insanların ona ve Rutkay'a hüzünle bakmasının tek bir sebebi olabilirdi. Gelecekte Korlantis ölmüştü ama kendisine de bir yaşam biçilmemişti.

Genzini yakan acının gözleri üzerindeydi. Ruhu bakışlarını hırpalanmış göğüs kafesinin dipsiz kuyusuna sabitlemiş, göz göze gelmemek adına direniş gösteriyordu. Bakamazdı, eğer bir an için göz göze gelirse soluğunu zorlayan acıyla, tutamazdı yeşillerini. Vücudunu saran soğuk terleyişle içi ürperdi, yutkunamadı. Birinin ismini seslendiğini duyumsadı ama dikkat edemeyecek kadar bedeni ile savaş halindeydi. Tam bu esnada bir yabancı işitti acı çeken ruhunun sesini. Çiseleyen yağmurun gölgelediği ağaçlardan birinin dalına oturmuş, onu izleyen zifiri karanlık gözler kısıldı. Gözlerinin radarından evi çıkartmadan, görüş alanını genişleterek fazlalıklardan kurtuldu ve evin iç bölümünü açığa çıkarttı. Siyah gözleri, eski evin bütün odalarını tararken rastladığı görüntü ile duraksadı. İyice derinliğe inip odanın içini gözler önüne serdirdiğinde onları görmüştü, Aronluları ve değerlileri.

Ceylin'in sendeleyen adımları, evin kapısına telaşla ilerlediğinde kendini tutamadı. Yanaklarını çizen ıslaklık bir kördüğümü sökmüştü.

Eski evin emanet duran kapısından çıkan kişiler, davetsiz misafirin varlığından bihaberdi, Ahen bile.

"Onu biraz yalnız bırakalım. " diyerek Ceylin'in peşinden giden Rutkay'ı tuttu Selectra. "Buna ihtiyacı var."

Evden çıktığında çiseleyen yağmur damlaları arasına sığındı. Hıçkırığı, yağmurun yeryüzüne serilen kollarıyla eş zamanlı olarak şiddetlendirirken dizleri güç bulamadı daha fazla ayakta kalmaya.

Ceylin'in savunmasız halini tepkisizce izleyen davetsiz misafir için bu görüntü büyük bir fırsattı lakin bu fırsatı uygulamaya dökmek kendisine yakışacak bir durum değildi. Ağaçtan toprak zemine atladı ve kızın peşinden kimsenin gelmediğine emin olarak yürümeye başladı. Kızın onu fark etmeyeceğinden o kadar emindi ki, görünmezlik gücünü kullanma gereğinde bulunmuyordu.

Sol elini, karın hizasına getirip avuç içini gökyüzüne açacak biçimde tuttu adam. Kemikli, uzun parmakları ile avcunu kapatırken büyük, sık damlalar yeryüzünü istila ederek her bir yana dökülmeye başladı.
Ceylin, bedenine çarpan damlalar ile irkildiği sırada ağzından bir hıçkırık kaçtı. Yağmur damlalarının ardına gizlenerek göz kapaklarını zorlayan yaşları serbest bıraktı. İçinde tepelediği acıların yüzünü yalayan yağmura karışmasına izin verdi. Ne kadar zaman geçtiği hakkında bir fikri yoktu. Ceylin, çamurlaşmış toprağı umursamadan dizlerini kendine çekerek kendini yere bıraktığında, onu birkaç adım ötede izleyen davetsiz misafirin görünürlüğü yeryüzünden silinerek damlalar arasına karıştı.

"Ceylin!" diye bir ses duydu cılız bedeni. "Ceylin nerdesin?"

Su'yun sesiydi.
Ceylin, kızarmış, ıslak kirpiklerini kaldırıp sesin geldiği yöne doğru baktı. Görünürde kimse yoktu.

Telaşlı adım sesleri birkaç metre ötesinde tanıdık yüzleri açığa çıkardığında Rutkay ile göz göze geldi. Kendisine doğru gelen Rutkay, Ceylin'in önünde diz çöküp yağmurdan ıslanmış bedeni kendine çekti. Yağmurun soğukluğu vücudunu sarmıştı ve Rutkay'ın sıcak göğsünde çözülür gibi titredi.

MOR ÇİZGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin