16. Bölüm

55.1K 2.2K 374
                                    


Kitapta geçen isim ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür.


***

Sığınak serasının dış dünyaya kapı açtığı bölüm, mavi gökyüzünün izlerini taşıdığı göle çıkıyordu. Bakışları, gölün üzerinde yüzen yaprak tanelerinde dolaştığı esnada ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Sessizleşirdi Ceylin. Düşünceler, beynini kemirmeye yüz tuttuğunda sessizlik içinde kendini kaybeder ve bir türlü çıkışa varamazdı.

Rutkay'ın gitmesinin ardından saatler geçmişti ama henüz geri dönmemişti. Onunla uzak olmaktan hoşlanmıyordu. Rutkay ile iken kendini karmaşanın arasında özgür ve huzurlu hissediyordu. Şimdi ise yalnızdı. Yanında Kaya, Tyler vardı ama ikisi arasında yaşanan gerilim hissiyatı bulaşmak istemediği türdendi. Bu yüzden onların sessizliğine ortak olarak başını göle tekrar çevirdi.

"Biz geldik!" diyerek içeri dalan Su'yun peşinden Ahen girmişti.

Su'yun etrafına yaydığı enerjiye imrendi Ceylin. Önceden o da Su gibiydi.

"Hoşgeldiniz."

Ahen başıyla Kaya'nın selamını karşıladı ve etrafa göz attı. "Rutkay yok mu?"

"Henüz gelmedi." diye yanıtladı. "Sende durumlar nasıl?"

Ahen omuz silkti. "Herhangi bir ize rastlamadım. Ama içlerinden biri benim bölgelerimden birine girerse haberim olacak."

"Güzel, bu şu an için güzel haber." dedi Kaya memnuniyetle.

Kendi aralarında, farklı konular hakkında konuşmaya başladıklarında onlardan uzaklaşarak seranın köşesinde yer alan oturma alanına yürüdü ve oturdu.

"Seni tek yakalamak bu günlerde zor."

Dalgın düşüncelerin arasından sıyrılarak başını omuz üzerinden Selectra'ya çevirdi.

"Hava alıyorum." diyebildi sadece.

"Havalar eskisi gibi değil." dedi huzursuzlukla. Burun kıvırdı. "Sonbaharı sevdiğim söylenemez."

Gülümsedi Ceylin.
"Aksine ben severim. Oldukça gerçekçi hissettiriyor."

"Sonbahar mı?" diye sordu Selectra.

Kafasını sallayarak sorusunu yanıtladı. "Ağaçlar yaprakları döküyor. Yapraklar kuruyor ve ölüyor. Güneşi, bulutlar kesiyor." Bakışlarını Selectra'nın tuhaf bakan gözlerine çıkardı. "Sence de çok gerçekçi ve hayattan değil mi?"

Omuz silkti. Ceylin'in bazı cümlelerinde yatan anlamı çözemiyordu. Dudaklarını birbirine bastırdı. "Onunla konuştun mu?"

Neyi kastettiğini gayet iyi biliyordu Ceylin. Kafasını belli belirsiz salladı. "Hayır."

Selectra, Ceylin'in önüne tamamen geçerek göz kontağı kurdu. "Bu konuyu konuşmuştuk Ceylin. Ona söylemelisin. Sırf sana söz verdiğim için düşüncelerimi gizlemek için fazladan enerji harcıyorum. Eğer sen söylemeden öğrenirse bu gerçek altında kim olursa olsun ezilir."

"Falcıya inanmıyorum." dedi Ceylin.

İnanıyordu.

"Düşüncelerin ile sözlerin neden zıt?" dedi alayla kaşını havalandırıp. Dudaklarını birbirine bastırdı. "Bak, seni anlıyorum. Çok zor bir karar ama ona söylemelisin ve önlem almalıyız."

"Ondan uzak kalamam." diye fısıldadı dudakları arasında. Sesi titriyordu. "Ben onsuz yapamam Selectra."

"O senin ölümün." dedi Selectra acımasızca. "Sevdiğin adam sana ölümü getirecek ve sen bunu ondan gizleyerek hem kendinizi hemde soylarımızı tehlikeye atıyorsun."

MOR ÇİZGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin