Aralarında geçen bu konuşmadan sonra herkes derin bir sessizliğe gömülmüştü.Gökçe o kadar bitkin ve kafası karışmış bir haldeydi ki nereye gittiklerini anlamak için yola dahi bakmamıştı.Baksa Emir'in O'nu nereye götürdüğünü anlayacak ve oraya varana kadar kendini toparlayıp çok daha güçlü olabilecekti O'nun karşısında ama bakmadı...
Emir arabayı durdurduğunda Gökçe derin bir uykudan uyanır gibi uyandı ve kafasını kaldırıp nerede olduklarını anlamaya çalıştı.Ama bunu yapmasına hiç gerek yoktu aradan geçen onca yıla rağmen nerede olduklarını ilk bakışta anlamış ve kalbi derin bir acı ile dolmuştu.
Kırgın bakışlarını Emir'e çevirdiğinde O'nun tüm hainliği ile parlayan gözlerini görünce kanı dondu.Ne derece yıkıldığını anlamaması için hemen bakışlarını kaçırdı ama bu arada O'nun umursamaz gülüşünü gördü.
Emir anlaşılan sadece görmenin yeterince acı vereceğini düşünmemiş olacak ki "Burayı hatırladın mı Gökçe?" dedi yumuşacık bir sesle
Gökçe elbette burayı hatırlamıştı.Sorgusuz sualsiz delicesine birlikte oldukları yerdi burası ve en son kavgalarını yaptıkları yer yine burasıydı.Her bir köşenin derin anlamları vardı kalbinde ve aynısının Emir için de geçerli olduğunu sanacak kadar saftı bir zamanlar.Hele ki şimdi acımasız bir şekilde O'nu buraya getirmiş olması , O'nun kalbinde hiçbir zaman yer edinmediğini gösteriyordu Gökçe'ye
"Hatırladım" dedi ifadeden yoksun bir şekilde ve çoktan arabadan inen Boğaç'ı takip ederek arabadan indi.
Emir ne kadar güçlü ve aldırmaz görünmeye çalışsa da O'nun için de kolay değildi yaşananlar ama bunu Gökçe'ye belli etmektense ölmeyi tercih ederdi.Direksiyonu son kez kıracakmış gibi sıktıktan sonra o da arabadan indi.
Gökçe ve Boğaç az ileride yan yana durmuş bir şeyler konuşuyordu.O'nun yaklaşması üzerine her ikisi de derin bir sessizliğe büründü.Onların yanından aldırmadan geçerek kapıya yürüdü ve kapıyı açarak kenara çekildi."Gelin" dedi emredercesine ve cevap beklemeden içeriye yöneldi.İki kardeş yapacak başka bir şeyleri olmadığından sessizce içeriye girdiler.
Gökçe için seneler sonra o eve ilk adımı atmak hiç kolay değildi ama "O yapabiliyorsa bende yaparım" diyerek içeriye girdi.Evde hiçbir şeyin değişmediğini görünce derin bir şekilde sarsıldı ve minik adımlarla ilk cinsel deneyimini yaşadığı koltuğun yanına kadar gitti.Ama ondan sonrası O'nun için hiç kolay değildi ve orada öylece dikilip kaldı.Neden sonra kafasını kaldırdığında Emir'in gözlerine ulaşmayan bir gülümseme ile kendisine baktığını gördü.Yaptığı her şeyi en ince detayına kadar planladığı o kadar belliydi ki Gökçe bir an için nefesinin kesildiğini hissetti.
"Otursana " dedi Emir yanından geçip kendini koltuğa atarak.Gökçe hiçbir şey demeden öylece dikilmeye devam ediyordu.
"Eee hadi burada uzun bir zaman geçireceğiz anlaşana kadar.Ayakta dikilmekten yorulursun" dedi alaycı bir şekilde.
"Sen kendi işine bak" dedi Gökçe dişlerinin arasından ve Boğaç'a dönerek "Sen dışarıda biraz dolaş bizim konuşacaklarımız var" dedi kardeşine.O'nun itiraz cümlelerini ardı ardına sıralamaya başlayacağını anlayınca "Bana bak zaten başıma ne geldiyse senin yüzünden geldi şimdi kes sesini ve yürü" dedi bir kez daha.
Boğaç her ikisine de ters bir şekilde baktıktan sonra "Tamam yaa gidiyorum" dedi ve kapıdan çıktı.
Odada ikisi yalnızdı şimdi ve Gökçe korkusuz bir şekilde "Seni dinliyorum" dedi "Benden ne istiyorsun?"
Emir de ayağa kalkarak Gökçe'nin karşısına dikildi.Hiç acelesi yokmuş gibi davranıyordu ve O'nun bu kayıtsızlığı Gökçe'yi daha da geriyordu.Emir'in de istediği tamamen buydu aslında ve her adımda Gökçe'yi istediği yere çektiğinin farkındaydı.O'na daha da yaklaşarak "Hatırladın değil mi" dedi elini hafifçe saçlarına değdirerek.Ama Gökçe'nin tepkisi çok şiddetli oldu.O'nun koluna sıkı bir şekilde vurarak "Sakın bana dokunma" dedi tane tane ve son derece sessiz bir şekilde."Ne istediğini söyle bende sana cevabımı söyleyeyim" dedi o saatten sonra hapse girmeyi göze alarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sensiz Geçen Yıllar
RomantikAradan geçen yıllar kalpteki yangınları dindirebilir mi? Ya da kalp kırıklıkları zamanla kendini onarabilir mi? Bir kadın onca acıyı çekmesine karşın dimdik durabilir mi ayakta? Ya da bir adam kadının ihaneti karşısında hem sevgisini hem de nefret...