Merhaba Zorlu Hayat

11K 711 37
                                    

Emir duyduklarının verdiği hırsla o kadar hızlı sürmüştü ki arabayı bir saatlik yolu neredeyse yarım saatte tamamlamıştı. Arabadan indi ve kendisini bekleyen Tahsin'e anahtarları fırlattı. O kadar sert atmıştı ki anahtarları yanlışlıkla kafasına gelse adamı yaralaması içten bile değildi. Binadan içeriye girdiğinde asansör yerine merdivenlere yöneldi. İçinde ki hırsı bir şekilde dışa vurması gerekiyordu. Bu şekilde çalışamayacağını bilecek kadar tanıyordu kendisini. Herkesin şaşkın bakışları altında merdivenleri üçer beşer çıkmaya başladı. Odasının bulunduğu kata geldiğinde kendisini görünce ayağa kalkan sekreterinin yanından geçerek toplantı odasına girdi. Aykut'un öldürecekmiş gibi bakan bakışlarını yok sayarak elini uzattı.

"Hoş geldiniz"

Yarım saat sonra toplantı bitmişti ama Emir de bitmişti. Adamın ne dediğine dair aklında en ufak bir bilgi kırıntısı bile yoktu beyninde. Bütün toplantı boyunca ağzını pek açmamış sadece kafası ile onaylamıştı neyi onayladığını bile bilmeden. Aykut arada sert bakışlarla kendisini uyarsa da onu bile kale alacak durumda değildi.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun Allah aşkına. Adamlar aylardır bu toplantıyı bekliyorlar ve sen onları yarım saatte sepetledin"

"Bizimle çalışmayı çok istiyorlarsa yeniden gelirler merak etme"

Aykut gözlerini kısarak sessizce bekledi bir süre.

"Neler oluyor Emir? Seni bu kadar mutsuz eden şey ne? Ya da kim mi demeliyim acaba?"

Emir hızla sandalyeden kalkarken bakışları ateş saçıyordu. Aykut almak istediği cevabı onun gözlerinden almıştı ama bir kez de duymak istiyordu.

"Bu halinin Gökçe ile bir ilgisi var mı?"

"Gökçe deme bana Aykut. Sakın..."

"Ama..."

"Aması falan yok tamam mı? Ben iyiyim..."

"Yani bir daha Gökçe'yi görmedin öyle mi?"

Emir ne demesi gerektiğini bilemeden öylece kaldı. Aslında ona her şeyi anlatabileceğini biliyordu ama daha kendisine bile itiraf edemediği gerçekleri ona nasıl anlatacaktı bunu bilmiyordu. Onun sessizliğinden istediği cevabı alan Aykut "Gördün. Değil mi?" dedi.

"Evet!!!"

Emir neredeyse haykırmıştı. Kısa bir duraklamanın ardından "Evet" dedi daha sakin bir şekilde. "Gördüm"

Aykut bunun eninde sonunda olacağını biliyordu. Kader diye bir şey varsa ki eğer vardı Gökçe ve Emir elbet yeniden karşılaşacaklardı. Bunun için aradan dört sene geçmesi gerekse de kader yeniden ağlarını örmeye başlamıştı.

"Nasıl toparlayabilmiş mi biraz? O adamlar bir daha bulaşmamışlardır inşallah kıza?"

Gökçe'nin kan revan içinde ki hali gözlerinin önüne gelince Emir'in sırtından buz gibi ter boşandı. O'nun bir zamanlar dokunmaya kıyamadığı güzel yüzü gördüğü şiddetten darmadağın olmuştu. Hele ki görüntülerin iğrençliği... O görüntülerin gerçek olabilecek olması bile kanını donduruyordu. Deli gibi odayı arşınlamaya başladı.

"O adamlar er yada geç karşıma çıkacaklar. O zaman ben biliyorum yapacaklarımı"

"Emir..."

"Bu konu hakkında daha fazla konuşmak istemiyorum Aykut" dedi kesin bir tavırla. Emir bu sesle konuştuğunda herkes susması gerektiğini bilirdi ama Aykut onlardan değildi.

"Tamam da dostum nereye kadar. Aklında hala Gökçe varken..."

"Gökçe benim aklımda falan değil!"

Sensiz Geçen YıllarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin