"Yeni Planlar"

12.4K 864 139
                                    

İki "eski" aşık mutfağın ortasına dik dik bakıyordu birbirine ve ikisinin de pes etmek gibi bir niyeti yoktu. Gökçe giderek yorulan bedeniyle güçlü durmakta zorlanıyordu. "Onun parasını kabul etmeyeceksin" dedi sessiz bir fısıltıyla. "Sana olan borç benim borcum. Hakan'ı bunu yapmasına izin vermeyeceğim ve bu yüzden onunla konuşmam gerek"

"Hayır"

Emir kollarını inatçı bir çocuk gibi birleştirerek ayak diremeye devam etti. O parayı kabul etmeye hiç niyeti yoktu zaten. Bu konu ile ilgili plan yapmak için zamana ihtiyacı vardı ama o kadar zamanının olmadığı da bir gerçekti.

"O herifin parasını almayacağım ve sen de benim için çalışamaya devam edeceksin"

Emir'in acımasızlığı Gökçe'nin hasta bedeninin kaldıramayacağı kadar fazlaydı.

"Hiç vazgeçmeyeceksin değil mi? Ne zaman azat edeceksin beni sevgili nişanlın önüne ölümü serdiği zaman mı?"

Gözlerinin önünde Gökçe'nin cansız bedenine ait görüntüler gelince kendini kaybetti. Hışımla kolunu yakalayarak "Kes sesini" dedi. "Kendini bana acındırmaya çalışmaktan da vazgeç çünkü işlemiyor artık" dedi içinde bulunduğu gerçeği yadsımak istercesine. "Seni ve Güniz'i bir araya getirmenin saçmalık olduğunun bende farkındayım ve bir daha böyle bir şey olmayacak ama sen hala benim yanımda çalışan bir personelsin ve bu da bana olan borcun bitene kadar böyle devam edecek. Bunu o kuş beynine sok"

Korkuların bir insana neler yaptırabileceğinin kanıtı gibiydi Emir'in yaşadıkları. Dün Gökçe'yi kendinden geçmiş bir halde ateşler içinde yanarken bulduğunda içine düştüğü panik Hakan hakkında öğrendikleri ile ayyuka çıkmıştı. Gökçe'nin parmaklarının arasından kayıp gittiğinin ve onu avucunun içinde tutmak için yapacak bir şeyinin olmadığının farkındaydı.

Gökçe derin bir nefes alarak sakin kalmaya çalıştı. Onun da kontrolden çıkması an meselesiydi ve bu durum sadece kendisine zarar verirdi. Bunun bilincinde "Bunlar zaten benim bildiğim gerçekler" dedi kabullenmiş bir ses tonu ile "Ama..." demesine kalmadan kapı sökülürcesine yumruklanmaya başladı.

"Gökçe! İçeride misin? Ses ver Gökçe!"

Dışarıda resmen savaş çıkmış gibiydi. Kapı bir yandan yumruklanıyor diğer yandan da bağırış sesleri giderek yükseliyordu.

Gökçe "Hakan" diyerek kapıya yürümek istese de Emir "Dur olduğun yerde!" diyerek kükredi. "Uzak dur kapıdan" diye de ekledi ama Gökçe'nin onu dinlemek gibi bir niyeti yoktu. Hasta bedeninden beklenmeyecek çeviklikle kapıya ulaştı. Emir kolundan bir hamle ile geri çekse de geç kalmıştı çünkü Gökçe atik bir hareketle kapının kolunu aşağıya indirmişti.

Emir "Kahretsin" diyerek Gökçe'yi arkasına iterken Hakan açılan kapıdan hızla içeriye girmişti bile. Gökçe'yi en son gördüğü hasta haline nazaran az da olsa daha iyi gören Hakan rahatlayarak derin bir nefes aldı. Öldürücü bakışlarını Emir den yana çevirmeden önce "İyi misin" diye sordu gördüklerini onaylatmak istercesine. Gökçe Emir'in yanından geçip Hakan'a ulaşmak istedi ama kolu bir pençe tarafından yakalanınca bu isteğini yerine getiremedi.

"Geri bas Yiğitoğlu! Dedi "Yoksa Korhan mı demeliyim"

Adamları onu Hakan Korhan olarak arayıp hiçbir şey bulamazken adam karşına Hakan Yiğitoğlu olarak çıkmıştı. Hakan odaya girdiğinden beri bakışlarını bir kez olsun Gökçe'nin üzerinden çekip Emir'e bakmamıştı. Onun iyi olduğuna kanaat getirince ateş saçan bakışlarını Emir'e çevirdi.

"Benim için bir sakıncası yok. Her ikisi de benim sonuçta" dedi aldatıcı bir sakinlikle. Ardından elini Gökçe'ye uzatarak "Yanıma gel Gökçe" dedi ve Emir resmen hırlayarak yeniden "Geri bas lan!" dedi "Evime gelip onu yanımdan götürmenin kolay olduğunu mu sanıyorsun sen?"

Emir'in sesi evi resmen yıkıyordu ama Hakan'ın bundan pek etkilendiği söylenemezdi. Sakin bir ses tonu ile "Evet! "O kadar kolay olduğunu sanıyorum" dedi ve bir hareketi ile odaya beş adam birden girdi. Gökçe küçük bir şaşkınlık nidası atarken adamlar Emir'in üzerine yürüyerek Gökçe'ye zarar vermeyecek bir şekilde onu Emir'in elinden aldılar. Şimdi bütün gücü ile direnme sırası Emir de idi. İri yarı beş adama gücünün yetmeyeceğini biliyordu ama bu mücadele etmeden yenilgiyi kabul edeceği anlamına da gelmiyordu. Adamın birine kafa atarken diğerine dizini geçirdi ama karnına yediği tekme ile nefesi kesildi. Gökçe'nin acı dolu çığlığı ciğerlerine dolan nefes kadar iyi geldi.

Emir'i iki büklüm yerde gören Gökçe "Bırakın onu" diyerek koştu Emir'in yanına.

"Emir! İyi misin?"

Hakan yere çöken Gökçe'nin kolundan tutarak ayağa kaldırdı. "Merak etme. Emin ol bir domuz kadar iyi. Bir tekme ile yerle bir olacak bir adam değil o" dedi ve Gökçe'yi kapıya doğru yönlendirdi. Gökçe onun kendisini yönlendirmesine izin veriyordu ama aklı geride bıraktığı Emir de idi. Omzunun üstünden geriye baktığında adamların onun iki adım gerisinde olduğunu gördü. Emir'in önünde ki sehpadan desten alarak ayağa kalktığını görünce rahatladı.

"Bu iş burada bitmedi Yiğitoğlu!"

Hakan geriye dönmeden elini sallayarak "Çoktan bitti Yamaner. Sadece sen fakında değilsin" dedi.

Onların odadan çıkması ile yalnız kalan Emir "Neredesiniz lan" diye kükredi. Hakan'ın kendilerini bulabilecek bir adam olduğunu fark edecek kadar zeki bir adamdı ve hem aşağı kapıya hem de katta ki kapıya en güvendiği adamları dikmişti. Dikmişti dikmesine ama sonuç ortadaydı işte. Adam tereyağından kıl çeker gibi Gökçe'yi alıp gitmişti. Hızlı adımlarla kapıya yürüdü. Adamları yerden kalkmaya çalışmakla meşguldü. En güvendiği adamı ayağa kalkar kalmaz Emir den yediği yumrukla yeniden yeri boyladı.

"Uyuyor musunuz lan siz? Nasıl girer o herif buraya elini kolunu sallaya sallaya. Ne işi yararsınız siz?"

"Emir bey çok kalabalıklardı..."

Emir elini havaya kaldırarak "Kes! Bahane üretme bana" dedi ve kapıyı bütün binayı yıkacak bir kuvvetle çarptı. Bedenini koltuğa atarak elini yüzüne götürdü. Gökçe'nin son bakışını unutamıyordu. Kendisi için korkmuştu. "Çok korktu" dedi yüzünde hafif bir gülümseme ile. Sonra Hakan'ın Gökçe'nin beline değen parmakları aklına geldi. Onun eliymişçesine sıktı kendi parmaklarını "Ona da sıra gelecek" derken kafasında izleyeceği yolu planlamaya başlamıştı bile

Sensiz Geçen YıllarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin