Geri dönüş yolu ikisi içinde resmen işkenceydi.Yağmur damlaları camı döverken Emir bütün dikkatini yola vermiş gibi görünse de aklı tamamen yaptıkları konuşmadaydı.Gökçe'nin düşündüklerini kaldıramıyordu bir türlü.Gerçekten o kadar da acımasız olabilir miydi Gökçe'ye karşı.İzlediği DVD deki görüntüler aklına gelince buzdan bir elin kalbini sıktığını hisseti ama diğer yandan etrafı aleve verecek kadar da kızgındı.Adamların hala bulunamamış oluşu da sinir bozucuydu kendisi için. Gökçe'yi o hale getiren ve ona dokunma cüretini gösteren adamla kapanmamış bir hesabı vardı ve o hesap kapanmadan içi rahat etmeyecekti. Yanında dakikalardır sessizce oturan Gökçe'nin derin bir iç çektiğini duyunca gözlerini yoldan ayırıp Ona baktı. Üzerinde hala Güniz'e ait olan kıyafetler vardı.Evden o kadar ani çıkmışlardı ki Gökçe'nin ıslak kıyafetleri akıllarına bile gelmemişti. Yağmurda ıslandıkları için yine ıslak bir haldeydi.O'nun hafif hafif titrediğini fark edince uzanıp klimayı açtı.Gökçe den gelen alaycı gülüş sinirlerini iyiden iyiye gerdi.
"Ne" dedi ters ve agresif bir sesle.Aldığı yanıt ise umursamaz bir sesle verilen "Hiç" cevabı oldu.
Gökçe yola çıktıklarından beri kendini toparlamaya çalışıyordu ama yarın işe başlayacağı aklına geldikçe daha da kötü oluyordu. Az önce yaşananlar kendisini ne denli zor günlerin beklediğinin bir göstergesi gibiydi adeta ve Gökçe bunları kaldırabilecek kadar güçlü olup olmadığını bilmiyordu. Bildiği bir şey vardı ki o da ne olursa olsun yaşayacaklarına göğüs germek zorunda olduğuydu.Bildiği bir başka şey ise onları da kolay günlerin beklemediğiydi.Güniz'in kendisi ile aynı çatı altında yaşamaktan hoşlanmayacağını adı gibi biliyordu.Emir'i eski sevgilisinden kıskanması ise kaçınılmaz olandı ve Gökçe de bunu sonuna kadar kullanmaya kararlıydı.Emir ile yakınlık kurmak gibi bir niyeti asla yoktu elbette ama Güniz'in bunu bilmesine gerek yoktu.O evde yaşadığı her an o cadının diken üstünde olmasını sağlayacaktı ve bunun ilişkilerine vereceği zararı zevkle izleyecekti.Bunun verdiği tatminle gülümsedi.Emir o an Gökçe'nin yüzünü görseydi kesinlikle başına gelecekleri anlardı ama ne yazık ki göremedi...
"Köşede durur musun lütfen"
Emir hızını yavaşlatırken "Neden?" diye sordu."Daha gelmedik"
Gökçe, Emir den yana döndüğünde bakışları ateş saçıyordu resmen.
"Nedenlerini sana açıklamak zorunda değilim.Burada inmek istiyorum"
Daha fazla gerilmek istemeyen Emir arabayı sağa çekip durdurdu.Gökçe tek kelime etmeden inmek için hamle yaptı ama Emir'in buna izin vermek niyetinde değildi.
"Yarın sabah yedide evde ol. Kahvaltı masası en geç sekizde hazır olur.Diğer kuralları yarın Güniz sana açıklar.Daha önce de dediğim gibi sıradan bir çalışandan farkın yok. Ayrıcalık beklersen yanılan sen olursun"
Gökçe kolunu çekerek kurtardı.Ne kadar sıkıldığını belli eden bir sesle "Bitti mi?" dedi.
"Bitti"
"Güzel.Yarın yedide evde olur sizin ve nişanlınızın kahvaltısını hazırlarım"
O'nun başka bir şey demesine fırsat bırakmadan araçtan indi ve koşarcasına karşıya geçti.Emir ise oturduğu yerden onu izlemeye devam ediyordu.Karşıya geçtiğinde birden durdu ve çantasını karıştırmaya başladı.Çıkardığı telefonu kulağına götürdüğünde asık yüzünde güller açmaya başladı.Bir süre sağa sola bakındıktan sonra yeniden karşıya geçti ve Emir'in arabasının önünden geçerek ilerlemeye başladı.Emir O'nun kendisini gerçekten mi görmediğini yoksa görmezden mi geldiğini düşünürken çoktan araçtan inmişti bile. Sessiz bir gölge gibi O'nu takip ederken kendiside bu yaptığına inanamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sensiz Geçen Yıllar
عاطفيةAradan geçen yıllar kalpteki yangınları dindirebilir mi? Ya da kalp kırıklıkları zamanla kendini onarabilir mi? Bir kadın onca acıyı çekmesine karşın dimdik durabilir mi ayakta? Ya da bir adam kadının ihaneti karşısında hem sevgisini hem de nefret...