"Burası" dedi Boğaç kafası ile işaret ederek.İstanbul'un işlek bir merkezinde , ara sokaklarda eski bir apartmandı burası.
"Çatı katı.Ablam burada kalıyor" dedi.
"Kendi evimi burası" diye sordu Emir şüphe ile.
"Hayır bir arkadaşının evi.Biz karşıda oturuyoruz.Yani oturuyorduk.Sanırım orayı boşalttı"
"Tamam yürü benimle geliyorsun" dedi ama oğlan "Abi yemin ederim burada oturuyor. Ablamı görecek yüzüm yok ben gelemem yukarı" dedi.
"Tamam sen o zaman arabada bekle" dedi ve Boğaç'ın bir şey yapmasına fırsat vermeden O'nu arabaya itti ve kapıları kilitledi.
"Sen beni salak mı sandın" dedi ve çocuğun camları yumruklamasına aldırmadan apartmana girdi.
Yukarıya çıktığında sadece bir tane çatı katı dairesi görünce tereddütsüz zili çaldı.Neredeyse sabah olmak üzereydi ama buna aldırmadan defalarca zili çalmaya devam etti.
En nihayetinde kilidin dönmeye başladığını duyunca rahatlayarak derin bir nefes aldı.Ama kapı açılıp da karşısında üzerinde sadece kısa bir boxer olan adamı görünce Boğaç'ın oyununa geldiğini sanıp içinden küfretmeye başladı.
"Pardon ben yanlış geldim sanırım..." diyecekti ki gözlerini ovuşturarak kapıya gelen Gökçe'yi fark edince hissiz bir şekilde olduğu yerde kaldı.
"Kim gelmiş bu saatte Hakan?"
Gökçe çalan zile uyanarak üzerine bir şey almayı akıl edemeden kapıya yöneldi.Hakan'ın açtığını görünce adımlarını yavaşlatarak yürümeye devam etti.Kafasını kaldırdığında Emir'in ateş saçan bakışlarını görünce olduğu yerde kalakaldı.
"Önemli değil tatlım yanlış gelmiş sen yatağa dön" dedi ve adamı azarlamak için geri döndü. Ama adam bıraktığı yerde değildi ve yanından geçip içeriye girmek üzereydi.
"Hey sen ne yaptığını sanıyorsun" diye bağırdı ama adam O'nu tuttuğu gibi duvara yasladı "Sen karışma" dedi sıkılı dişlerinin arasından "Bu Gökçe ile benim aramda" dedi ama adamın kolayca sinmeye niyeti yoktu.
"O'na elini sürecek olursan yemin ederim seni gebertirim" dedi ama hiçbir şekilde kale alınmadı.
Emir O'nun üzerinde ki kısacık geceliğe iğrenerek baktıktan sonra "Üstüne bir şey al arabada bekliyorum" dedi tam kapıdan çıkmak üzereydi ki dönüp "Boğaç arabada gecikmesen iyi edersin" dedikten sonra Hakan denilen adama öldürücü bir bakış daha atarak kapıdan çıktı.
Gökçe olduğu yere çökmüştü adeta."Buldu!!! Beni buldu" diye arka arkaya söyleniyordu.
Hakan ise ne yapacağını şaşırmış bir haldeydi ve birden "Polisi arayalım" dedi "Seni böyle kolayca götürebileceğini sanıyorsa çok yanılıyor"
"Boş ver Hakan bir şey yapamayız" dedi
"Ne demek yapamayız kim bu adam ve ne hakla seni alıp götürüyor Tanrı aşkına" dedi Hakan hala şaşkın bir şekilde.
Gökçe sadece "Emir" dedi "O adam Emir "
Gökçe den sayısız kereler Emir'i dinlemiş bir adam olarak sadece "Off" diyebildi ve Gökçe'nin yanına çöktü.
"Neler oluyor Gökçe" Bak geldiğinden beri bir şey sormadım sana ama sanırım öğrenmenin vakti geldi ne dersin?"
Gökçe bir süre sesini çıkarmadı ve "Haklısın" dedikten sonra son bir aydır başından geçenleri anlattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sensiz Geçen Yıllar
RomanceAradan geçen yıllar kalpteki yangınları dindirebilir mi? Ya da kalp kırıklıkları zamanla kendini onarabilir mi? Bir kadın onca acıyı çekmesine karşın dimdik durabilir mi ayakta? Ya da bir adam kadının ihaneti karşısında hem sevgisini hem de nefret...