MESAJ

950 71 120
                                    

Selamün aleyküm. Keyifli okumalar :)

O ölüyor... Beni bırakıp gidecek... Arkasına bakmadan gidecek... Nasıl olur bu yaaa? Şaka gibi... Ağlıyordum hemde hiç durmadan. Hıçkırmaya da başlamıştım. Bitti mi? Birkaç dakika sonra ambulans gelmişti. Sedyeye binip gitti. Arkasından bakakalmıştım. Yanıma Burçin geldi.

-"Tamam Oya sakinleş. Derin derin nefes al ver. Sakin ol." dediğini yapmıştım ama geçmemişti. İçimde içimden çığlık atıp ölesiye ağlamak geliyordu. Biz de bir arabaya binip hızla Doruk'u kaldırdıkları hastahaneye gitmiştik. Ameliyat edeceklerdi. Zaten böyle bir durumda başka ne yapabilirlerdi ki? Birkaç saat süren ameliyatın ardından bir doktor çıkmıştı.

-"Durumu nasıl oldu?"

-"Durumu hala kritik."

-"T-teşekkürler."

-"Burçin durumuna kritik diyorlar? Ya Doruk bir daha gözlerini açamazsa? Ben Başak'a ne derim? Baban benim yüzümden öldü üzgünüm mü?"

-"Oya yeter kes saçmalamayı. Doruk senin yüzünden ölmedi. Hem daha Doruk ölmedi. Sen de Doruk'u öldürmeye ne meraklıymışsın."

-"Offf haklısın. Biraz abarttım."

-"Hem Doruk senin neyin ki?"

-"Ne demek neyin yaa? Doruk benim Iııı bilmiyorum neyimse neyim ama onun ölmesini istemiyorum." dedim ve Burçin'e sarıldım.

Soru 1- Sizce Oya neden Dorukun ölmesini istemiyor.

Burçin'den

-"Şşştttt Oya sakin ol."

-"T-tamam."

-"Ben şimdi kahve alıp geliyorum sen de ağlamıyorsun. Tamam mı canım." dedim ve Oya'nın cevabını beklemeden Burak'ın yanına gittim.

-"Kahve ister misin?"

-"İstemem."

Herkes kendini düşünüyor yaaaa! Neymiş efendim Doruk vurulmuş. Ben de biliyorum Doruk'un vurulduğunu... Ama elimizden bir şey gelmez. Ancak dua edebiliriz. Benim duygusuz olduğumu düşünebilirsiniz. Ama bunun duygusuzlukla bir ilgisi yok. Hemmm daha kesin bir sonuç yokken kendimi üzmek bana mantıksız geliyor. Ben de üzülüyorum fakat böyle durumlarda genel olarak ağlayan taraf değil de teselli eden taraf ben olurum. Bu yüzden genel olarak ben pek fazla ağlamazdım. Ağlamak güçsüzlüğün bir sembolü. Eğer ağlayacak olursam beni kimsenin görmeyeceği bir yere giderim. Burak'la ne kadar konuşmak istesem de konuşmayacağım. Çünkü bir erkekle durup dururken konuşmak günah. Bir de benim amacım teselli vermekti.

-"Sen bilirsin." dedim ve iki kahve alıp Oya'nın yanına gittim. Normalde böyle bir şey yaptığımda gözlerini kocaman açıp hemen elimdeki kahveyi alırdı ama şimdi

-"İstemiyorum." demişti. Off ben ne yapayım yaa? Şaklabanlık mı yapayım? Herkeste bir surat..
'Farkında mısın bilmem ama Doruk ölebilir.' diyen iç sesimle kavgaya başlamıştık. 'Allah Allah, ben bilmiyor muyum Doruk'un ölme ihtimali olduğunu?' Biliyorsan sen de oturup ağlardın. 'Ağlayıp zırlamanın bir faydasını görseydim ben de ağlardım.' Böylelikle iç sesimle ettiğim kavgayı da ben kazanmıştım. Eminim bu kavgayı yaparken yüzüm şekilden şekle girmiştir.

BENİM HAYALİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin