KOVULMA

1.5K 106 8
                                    

-Oya'dan-

Şu anda ne mi yapıyordum? Ela'yı evden kovma konuşmamı hazırlıyordum. Şu anda karşımda Burçin Ela'yı evden kovma provası yapıyorduk.

-"Ela gerçekten bu olan şeyler için üzgünüm ama seni evden kovmak zorundayım. Çünkü sen delirdin."

-"Oya bu neydi şimdi? Şu ana kadar duyduğum en saçma kovma şekillerinden birini söyledin. Seninle aynı evi paylaşmak istemiyorum de."

-"Ya sen git derse?"

-"Oya ciddi bir iş konuşuyoruz. Lütfen biraz ciddiyet."

-"Tamam. O zaman Ela ben bu konuyu çok düşündüm bu kararı almak zorundaydım yoksa ikimiz için de çok kötü şeyler olacaktı. Ben ev arkadaşlığımızın bitmesini istiyorum ve sen artık bu evde kalmıyorsun yoksa ikimiz için çok kötü şeyler olacak."

-"Bu güzel oldu işte."

-"Aynısını Ela'nın yüzüne söyleyeceğim."

-1 saat sonra-

Ela eve gelince Burçin gitmişti. Ben Ela'yı birkaç dakika sonra evimden kovacaktım.

-"Ela seninle önemli bir şey konuşmam lazım."

-"Tamam ne hakkında?"

-"Sen ve ben hakkında."

-"Merak ettim şimdi ne diyeceksin?"

-"Ela ben uzun bir süredir bu konuyu düşünüyorum, bu kararı almak zorundayım. Aksi takdirde ikimiz için çok kötü şeyler olacak. Ben ev arkadaşlığımızın bitmesini istiyorum ve sen artık bu evde kalmıyorsun. Ev arkadaşlığımızın bitmesi ikimiz için de en iyisi olacak. Bana güven. Dediğim gibi ben çok düşündüm ikimiz için de en iyi karar bu. Görüşürüz. Hayatta başarılar..."  Sözümü bitirdiğimde gözünden iki damla yaş düştü.

-"Bunu yaptığına pişman olacaksın Oya."

-Ela'dan-

Kovuldum. Kovuldum. Şaka gibi. Peki şimdi ne yapacaktım? İlkbahardayız ama ben kışı yaşıyorum. Hiçbir arkadaşım akrabam  yok. Annem ve babam birbirlerini çok severek evlenmişler fakat dedem evlenmelerini hiç istememiş buna rağmen her bir zorluğu yenerek evlenmişler. Sonra dedemin baskılarından, fakirlikten vb. sebeplerden dolayı boşanma kararı almışlar. Mahkemeye giderken annem bayılmış. Aşırı yorgunluktan falan. Hastahaneye gidince annemin iyi olduğunu fakat kan tahlillerinde annemin hamile olduğu ortaya çıkmış. Önce aldırmayı falan düşünmüşler. Daha sonra bu kararın doğru olmadığını düşünüp boşanmamaya karar vermişler. 

Şimdi ne yapacağım? Bu soğuk kışı andıran günde sokakta dımdızlak kaldım. Çaresizdim. Çaresiz fakir bir kız. Gidecek hiç bir yerim yoktu. 18 yaşımı da geçtim. Cüzdanım! İçinde para vardı. Yani umarım vardır.  Lütfen olsun. Lütfen. Elli liram vardı! Elli lira! Ne yapabilirim ki? Bu para da bugün yarın bitecek. En mantıklısı kendime bir battaniye almak. Zaten bugün aşırı uykum var. Nerede yatacaktım ki? Galiba bir bankta yatacağım. Başka ne yapabilirim ki?

-Oya'dan-

Ela'yı kovmuştum. Artık hayatımda Ela diye biri yok fakat onu evden kovmakla büyük bir hata yaptım galiba. Vicdanım hiç rahat değil. Bari bir hafta kadar müddet verip sonra kovsaydın diyor. Neyse olmuş ile ölmüşe çare yok derler. Ne kadar kendimi rahatlatmaya çalışsam da Ela'nın o hali gözümün önünden gitmiyor. Çaresiz zavallı bir kızdı. Ben onu bu halde bırakamazdım. Yapamazdım. En iyisi Ela'nın yanına gidip bir hafta müddet verdiğimi ona söylemekti. Fazla uzağa gitmiş olamaz zaten. Feracemi giyip evden çıktım. Evin etrafını dolaşmaya başladım. En sonunda onu bir nevresim mağazasının önünde gördüm.

BENİM HAYALİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin