SÖZDE SÖZLÜ

598 41 68
                                    


Beni istemişlerdi. Allah'ım yardım et ben ne yapacağım şimdi. Off babam bari vermese. Babam bana ister misin diye sordu. Tabi ben o zaman şok olduğum için cevap veremedim. Hem versem ne diyebilirdim ki? Ben bu kadar süslendim ama istemiyorum. Çok saçma. Babamın sesini duydum.

Soru 1-Sizce babası ne cevap verecek?

-"Verdim gitti." Şurada bayılsam isteme geçersiz olur herhalde.

-"Hadi yüzükleri takalım." Kırmızı kurdeleye bağlı olan yüzüğü parmağımıza taktık ve kurdeleyi kestiler. Allah'ııııııımm ben nereye düştüm böyle? Aslında Burak'ı unutmak için güzel bir yöntem. Mutlu
olmaya çalışacağım. Çalışmalıyım. Burak nasıl mutluysa ben de mutlu olacaktım. Yalnız çocuğun adı da Denizmiş. Çocukluğumdan beri Deniz ismini çok severdim. Bakalım hayat beni nereye sürükleyecek? Artık 'sözlüm' de evden gidince odama gittim. Uyumak istiyordum. Üstümü değiştirdim. Annem kapıyı çalmıştı. Aslında konuşmak istediğim pek söylenemezdi ama annemdi sonuçta.

-"Gir."

-"Bize dargın mısın?"

-"Yooo niye dargın olayım ki? Beni tanımadığım birine verdiğiniz için mi? Yoksa görücü diye gelipte beni isteyenlere verdiğiniz için mi? Hangisi için?"

-"Kızım bak."

-"Önemli değil. Nasıl olsa sizde görücü usulu evlendiniz değil mi? Sana da sormamışlardı. Beni en iyi sen anlarsın zaten." dedim. Annem bu lafımın ardından odadan çıkmıştı. Biraz ağır mı konuştum acaba? Neyse. Yatağıma yattım ve şu bir ay içinde olanları düşünmye başladım. Burak'ı Ege'yi Deniz'i derin bir iç çektim. Yarın şu sözde 'sözlümle' konuşsan iyi olacak. Ayrılmak için değil. Birbirimizi daha iyi tanımak için. Abimden numarasını alıp ararım. Offff işler iyice kördüğüme döndü. Bu yaşananları biraz daha düşündükten sonra kendimi uykuya bıraktım.

* * * * * * * * * * * * * * * * *

Telefonumun çalış sesiyle uyandım. Uykulu gözlerle telefona baktım. Tanımadığım bir numara. Açıp konuşmaya başladım.

-"Ne beni arıyorsun be? Sabahın bu saatinde? Hayır yanlış numara olabilir ama niye benim numaram? Allah'ımm yaa! Birde elin yanlış telefoncularıyla uğraşıyordum. Benim derdim başımdan aşkın. Daha bugün zorla sözde sözlüm olan kişiyi arayacağım."

-"O kişi ben olmayayım."

-"Birde benle dalga geçiyorsun pis sapık."

-"Ben mi?"

-"Kapatsana telefonu."

-"Önce sen kapat."

-"Hayır sen kapatacaksın."

-"Kapat diyorum."

-"Bana ne önce sen."

-"Hayır se- ben ne diyorum yaa?" Deyip telefonu kapattım. Bir dakika! O benim sözde sözlüm olmasın? Hayır ya. Tekrar çalıyor. Kesin o. Ama yaa. Bildiğin saçmalamakta mastır yaptım. Açmasam mı? Hayır adama demediğimi bırakmadım. Yapacak başka bir şeyin olmadığına kanaat getirip telefonu açtım.

-"Şey pardon da siz benim sözd- sözlüm değilsiniz, değil mi?"

-"Ta kendisiyim." Ben biliyordum yaa. Offfff yaaa. Olamaz.

-"Hmm daha demin dediklerimi hatırlamıyorsunız değil mi?"

-"Sen bana balık hafızalı mı demeye çalışıyorsun. Ben o söylediklerini öldüktensornra bile unutmam. Yalnız saat bir. Bir kere ben senin sözde sözlün değilim. Ben senin normal bildiğin sözlünüm." En azından Burak'tan bahsetmemişim.

BENİM HAYALİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin