NEFRET EDİYORUM

287 24 14
                                    

-"Hala anlamıyor musun? Seni.. Seni.." duraksadı. Yüzüme alaylı bir sırıtış yerleştirdim.

-"Sınav kağıdında boşluk doldurma mı oynuyoruz Burak? Üstte ki kelimeler de 'Seviyorum' ve 'Nefret ediyorum' mu? Eğer üstteki kelimeler bunlarsa ben 'seni' kelimesindeki -i ekinin üstünü karalayıp -den eki yazıyor ve 'Nefret ediyorum' olarak tamamlıyorum o boşluğu." Yutkundum ve sesimi biraz alçaltarak cevap verdim.

"Çünkü doğru cevap bu." Evet, doğru cevabın bu olması gerek ama şu an bunu dediğime bin pişman olduğum gerçeğini değiştirmiyor. Şu an bu düşüncelerim, hislerim her ne kadar yanlış bile olsa elimden bir şey gelmiyordu. Aslında şu an da yaptığımda bir yanlıştı, yalan söylemiştim. Bir gün yaptığımız bu yanlışlar içinde boğulacağız.

-"Haklısın, doğru olan cevap bu. Bende her zaman doğruları seçerim ama sanırım buraya gelmekle büyük bir hata ettim. Üzgünüm, bu hata bir daha tekrarlanmayacaktır." dedi ve arabasına binip buradan uzaklaştı.

Çok güzel, hayatım bütün mükemmelliği ile devam ediyor (!) Burak'la yaşadığımız daha demin ki olay aklımda uzun süre varlığını sürdüreceğini biliyordum. Ve bildiğim bir şey daha vardı ki burada ormanlık bir alanda, yolun ortasında kalmıştım. Hayır bir insan neden evini şehirden uzağa yapar ki? Hep dizi özentileri işte. İlla zengin olduğunuz kaldığınız evden bile belli olacak değil mi? Normal bir apartman dairesinde yaşasan da ölmüyorsun yani. Yaşanıyor, örnek verecek olursak da, ben. Ben diye düşünürken elimle kendimi göstermiştim. Allah'ım lütfen daha da kafayı yemeden bir an önce evime ulaşabileyim.

Görüş açım bulanıklaştığında, gözlerimin dolduğunu hissettim. Büyük ihtimalle yolun ortasında kaldığımı düşündüğüm için üzülmüşümdür, değil mi? Yoksa Burak ile yaptığımız konuşmayla bir ilgisi yoktur. Yoktur canım, ne Burak'ı, kesin yolda kaldığım için üzülüyorumdur. Aynı eskiden servisle okuldan eve dönemeyeceğimi düşünüp ağladığım gibi.. Şimdi düşündüm de biz büyüdükçe, kaldıracağımız yükler de büyüyordu ve ben bir gün bu yüklerin altında ezilmekten korkuyordum.

Yolun kenarındaki bir ağacın dibine çöktüm ve dizlerimi kendime çekip kollarımı dizlerime doladım. Bundan sonra ne yapacaktım. Hayatım bir kördüğümü andırıyordu. Ben bu düğümü çözmeye çalıştıkça da daha fazla düğüm oluyordu. Hayatımda eskiden de sorunlar vardı ama o zamanlar kalbimi parçalanmıyordu. O zaman ki sorunlara kalbim karışmıyordu. Bütün sorunu beynim çözebiliyordu. Ama şimdi.. Kendime ne olduğunu bile anlamıyordum. Uzun zamandan beri ne kadar süredir bu halde olduğumu düşünüyorum, ne zamandan beri işin içine kalbimin girdiğini düşünüyorum, cevabı sonradan anladım : En başından beri, Burak'la karşılaştığımız ilk zamanlardan beri bu böyleydi.

Sorunun temelini bulmuştum, hatta çözüm aşamasına da kendim farkında olmadan geçmiştim bile, yeni yeni anlıyorum ki Deniz'le sözlenmemin nedeni de bir bakıma bu sorunu kökünden halletmekti. Lakin bunu bilinçli bir şekilde yapmamıştım, hatta yeni yeni fark ediyordum. Denizle sözlendiğimde her şeyin biteceğini düşünüyordum ama biten hiçbir şey olmamıştı, aksine çektiğim acı daha fazla artmıştı.

Deniz ile de sanırım ayrılmıştık. Yani ben onu orada bırakıp Burak'la gitmiştim. Sanırım bundan sözü sonra atacaktı. Yoksa sözü ben mi atsam ya? Terk edilmiş olmaktansa terk etmek daha iyidir. Sonuç olarak iki türlü de ayrılmış olacağız. Of! Ne saçmalıyorum ben yaa! Bugün çok fazla şey yaşanmıştı sanırım artık beynim daha fazla olay istemediğini, eğer çıkarsa eror vereceğinin haberini veriyordu. Teşekkürler beynim. Beni şimdiye kadar idare ettiğin için ve böyle durumlarda önceden bir uyarı verdiğin için. Ama sanırım bu uyarıyı biraz geç vermişti. Düşündüklerime bakılırsa beynim şimdiden eror vermişti.

BENİM HAYALİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin