EŞEK ŞAKASI

1.4K 123 6
                                    


-Oya'dan-

Dııırrrrr! Dııırrrrrrr! Dıııııırrrrrrr! Dııııııııııırrrr!

Bu ne be böyle? Alarm sesi olabilir mi acaba Oya? İç sesimi tebrik edip. Yorganı üstümden attım. Ela uyanmış mı diye merak edip Ela'nın odasına gittim. Ela hala uyanamamıştı. O alarm sesine kim uyanmaz ki?

-"Ela haydi uyan." Ah çok kibarım.

-"Elacığım haydi uyan." Gerçekten çok kibarım. Kendimi yiyesim geldi.

-"Ne vağğ." Böylesine kibar, tatlı, şirin bir kıza bu şekilde cevap verilmez! Ela kötü olmamı sen istedin.

-"Ela kalkmaz isen eğer kafandan aşağı su dökerim."

-"Hııı! Hııı! Biraz zor yaparsın." Bunu sen istedin Ela. Koşarak mutfağa geldim ve su dolu sürahiyi aldım. Bardakla dökecektim ama bardağa su koymaya üşendim. Telefonumu açıp kamera yerine bastım.

-"Ela bu son uyarım. Bir elimde sürahi bir elimde kamera."

-"Kalkmayacağım işte kalkmayacağım."

-"Sen bilirsin." Dedim ve sürahiden suyu boşaltmaya başladığım anda Ela yataktan kalkıp beni yatağa itti ve elimden sürahiyi aldı. Olamaz bari sürahi bende kalsaydı. Offf! Of!

-"Bunu yapmaya kalkışmayacaktın Oya."

Duş zamanı. Başımdan aşağı sular dökülmeye başladı.(Zaten su yukarı dökülemez!) Sırılsıklam oldum ya of. Ela sürahide su kalmayana kadar bütün suyu üstüme boşalttı.

-"Ela bunu bana nasıl yaparsın?"

-"Sen sanki elinden almasam farklı bir şey yapacaktın."

-"Ben üstümü değiştiriyorum sen de abdest al."

Sırılsıklam olan bluzum çıkarıp kalorifere astım. Bu benim en sevdiğim bluzümdü. Kendime çok ama çok acıyorum. Üstümü değiştirip abdest almak için banyoya gittim. Ama bu olamaz. Ela yine delirmiş olamaz. Olamaz. Aynanın üstüne kırmızı boyayla SENDEN NEFRET EDİYORUM SENİN VE ARKADAŞININ KÖTÜLÜĞÜ İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPACAĞIM , yazıyordu. Yazıya daha dikkatli bakınca bunun ruj ile yazıldığını anladım. İyi de Ela'da ben de ruj kullanmıyorduk. Ela nereye gitse çantasını yanına alırdı. Bazen evin içinde bile o çantayla gezerdi. O çantanın içinde ne olduğunu hep merak etmişimdir. Galiba o çantanın içinde ruj da vardı. Neyse deyip geçecek miydim? Ela şu anda belki beni öldürmek için mutfaktan bıçak alıyordu. Bir deli ile yaşamayı ne kadar çok istesem de her an başıma bir şey gelecekmiş gibi yaşayamazdım. Ela'yı bu evden kovacak mıydım? Galiba, evet.

Burçin'le de bu konuyu konuşmak istiyorum. O yüzden her şey bu akşam olacak. İyi güzel ama bugün nöbet bendeydi. Nöbeti birine devredebilirdim herhalde. Onun nöbetini de sonra ben tutardım. Saate baktığımda vaktin çıkmasına 10 dk. kalmıştı. Hızlıca abdest alıp namazımı kıldım. Bugün işe erken gitmeyi planlıyordum. Kahvaltımı edip hastahaneye gittim. Kendime bir kahve alıp odama geçtim. Burçin beni merak etmesin diye nasıl olduğumu anlatan kısa bir mesaj attım:

"Burçin, Ela yine delirdi. Sabah namazına kalkmadığı için üstüne su dökecektim fakat ne olduysa oldu su benim üstüne döküldü. Üzerimi değiştirdim abdest almak için banyoya girdim aynada SENDEN NEFRET EDİYORUM SENİN VE ARKADAŞININ KÖTÜLÜĞÜ İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPACAĞIM, yazıyordu. Ben de bu yazıdan sonra kahvaltımı edip erkenden çıktım. Anlayacağın ben seni beklemeden erkenden çıktım. Sen kendi başına hastahaneye gelirsin ama çabuk gel ACİL DURUM. Daha anlatacaklarım var."

Kısa bir süre sonra mesaj geldi:

"Kızım daha ne anlatacaksın çok merak ediyorum. Mesaj bu kısa yazılır ama maşallah sen destan gibi yazmışsın. Neyse yola çıktım birazdan gelirim."

Mesajıma baktım ama o kadar uzun değildi. Burçin'in mesajının sadece üç katı. Ben 66 kelime yazmışım, Burçin 22 kelime yazmış. Burçin 10-15 dk. sonra geldi. Ben de o sırada boş durmadım, nöbetimi başka birine devrettim.

Olanların hepsini Burçin'e bir çırpıda anlattım. O da şok olmuştu. Anlattıklarım bitince biraz daha oturduk. Sonra benim acil durum bildiren telefonum çaldı. Anlaşılan yeni bir hasta gelmişti.

-Burçin'den-

Oya'nın anlattıklarıyla neredeyse şoka girmiştim. Sonra da Bim'e girecektim. Ah bu iğrenç espriler hep Oya yüzünden. Ben olsam Ela'yı evden kovardım. Böyle düşünmeyi bırakıp kendi odama geçtim. Odama geçtikten birkaç dk. sonra kapı çaldı.

-"Gir."

Gelen Burak Bey'di.

-"Ne oldu Burak Bey?"

-" Ben dün size yaptıklarım için özür dilerim. O gün biraz sinirliydim. Girdiğim davayı kaybetmiştim."

-"Yani?"

-"Ben özür dilerim. Aynı zamanda sizinle barışmak için ufak bir hediye getirdim." deyip bana bir kutu uzattı. Madem benim ayağıma kadar gelip benden özür diledi, onu affedebilirdim.

-"Peki sizi affediyorum."

-"Teşekkürler." deyip çıktı.

Hediye paketinin içinde ne olduğunu çok merak ediyorum. Dayanamayıp hediye paketini açtım. Keşke açmasaydım! Kutuyu açtığım anda yüzümde bir soğukluk hissettim. Yüzümde pasta vardı. Hani eşek şakasından da beter şaka yapmak isteyip şaka dükkanlarından alınan, kapağı açıldığında yüzüne pasta gelen kutulardan biri, hayvanın teki sayesinde bana gelmişti. Yan tarafa baktığımda Burak Bey gitmemiş camın arkasından bana bakıyormuş ve şimdi hayvan gibi anırıyordu.

!!!SAVAŞI SİZ BAŞLATTINIZ BURAK BEY!!!

BENİM HAYALİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin