Ablamın mesajıyla telefonumu elime aldım.Cazy merakla "Emirhan' dan mı?" dedi. Mesajlar bölümüne girdim mesajı açtım ve "ablam" dedim. Cazy tekrar önündeki küçük laptobuna döndü.Ablam ;
"Canım eve gel seninle konuşacaklarım var"
"Tamam abla geliyorum.Cazy'deyim "
Mesajı atıp Cazy'ye döndüm ve " ablam eve çağırıyor gitmek zorundayım" dedim ve çantamı omzuma geçirdim. "Tamam canım görüşürüz" dedi . Beni kapıya kadar geçirdi. Taksiye binip evin yolunu tuttum.
Eve geldiğimde ablam salonda ve mutfakta yoktu.Abla diye çağırdığımda sesi odasından geliyordu. Çantamı koltuğa bırakıp ablamın odasına çıktım. Bavulunu topluyordu.Şaşırmıştım. Yoksa buradan gidecekmiydik. Ablamın makyaj masasının küçük sandalyesine oturdum ve "abla noluyor ? Niye bavul topluyorsun?" dedim.Bir yandan eşyalarını bavuluna doldururken bir yandan da "Türkiye'ye gidiyoruz canım hadi eşyalarını topla bir daha gelmeyebiliriz. Ona göre al eşyalarını" dedi.Nefesim kesildi. Nasıl ya buradan nasıl ayrılırız ? Annemi babamı nasıl geride bırakırız ? Ya Emirhan , Emirhan' a yeni kavuşmuşken onu nasıl bırakıp gidecektim ? Kalbime birşey saplanıyordu. Nefesim daraldı. Gözlerim dolmuştu.Burnumu çektim ve "ben gitmem" dedim. Ablam eşyalarından kafasını kaldırdı ve "Nora ! Beni deli etme! İngiltere yok olmak üzere şimdiden gidip güzel bir yere yerleşmeliyiz. Eğer İngiltere yok olunca gitmeye kalkarsak ülkeler bizi kabul etmeyebilir. Gitmemiz gerek" dedi. Tekrar eşyalarının başına döndü.Onunda morali bozuktu , o da ayrılmak istemiyordu buradan biliyorum.Yüzüme bakmadan "uçağımız yarın kalkıyor, git eşyalarını topla.Sonrada arkadaşlarınla vedalaş bir daha göremeyebilirsin onları" dedi. Sesi sert ve kararlıydı. Emirhan'ı bırakıp gidemezdim. Annemi babamı geride bırakamazdım.Başka bir ülkede başka insanların arasında yapamazdık. Ya ne yer ne içeriz ? Nerede kalırız ? Perişan olurduk Türkiye' de.Gelde bunu ablama anlat."abla annem bababm nolacak peki ? Onları burada mı bırakıp gideceğiz ? Ya Türkiye'de ne yer ne içeriz?" dedim bir çare. "Orada arkadaşım var liseden beri tanıyorum onu. O bize yardımcı olacak.Ben iş bulana kadar onun yanında kalacağız , sonrasını ayarlarız bir şekilde" dedi eşyalarını toplamaya devam ederken.
"Ben gitmem oraya !" dedim , omuz silkerek.Eşyalarını toplamayı bıraktı ve yatağının üzerine oturdu. Eliyle saçlarını arkaya itti ve "Yapma Nora , yorgunum.Korkuyorum sana birşey olmasından.Beni üzme lütfen , hadi git eşyalarını topla. Hadi" dedi. Yalvarıyordu resmen. Ona da kıyamıyordum ki o da haklıydı haliyle.Birşey demeden çıktım odasından. Kendi odama gidip eşyalarımı isteksiz bavullara doldurmaya başladım. Şimdi Emirhan' la yaşadığım tüm anılar gözümün önünden geçiyordu.Gözyaşlarıma hakim olamıyordum.İstemsiz bir şekilde ağlıyordum.Dolabımdaki eşyalarımı dağıtıp yatağın üzerine attım kendimi.Ağlıyordum. Telefonumu alıp mesaj bölümüne girdim. Emirhan' a kısa bir mesaj attım ;
"Acil buluşmamız gerek öğle arası buluştuğumuz bahçede"
Ayağım istemsiz ritim tutuyordu.
" tamam canım geliyorum"
Elimi yüzümü yıkayıp çantamı da alıp darmadağın olmuş odamı kapısını çarparak terkettim.Taksiye binip öğle arası buluştuğumuz bahçeye gittim. Vardığımda henüz Emirhan gelmemişti. Marketten soğuk su alıp masaya oturdum ve Emirhan'ı beklemeye başladım. Öğlenki havanın tersine hava serinlemişti.Yerler biraz ıslaktı. Yağmur yağmıştı heralde.Ablamın dedikleri kulağımda çınlıyordu.
Dalmıştım.Emirhan' la yaptıklarımız gözümün önünden gitmiyordu.Ondan ayrı kalmak aklıma geldikce kalbim sıkışıyordu. Gözlerim doluyordu. Hava gürlemeye başladı. Yağmur yağacaktı. Havanın anlık değişmesi umrumda değildi. Canım yanıyordu. Ağlamaya başladım.Gözyaşlarıma engel olamıyordum.Yağmur yağıyordu. Yağan havaya baktım "senin yüzünden , hepsi senin yüzünden" dedim ağlayarak. Deli gibi bağırıyordum. Sanki beni duyup düzelecek ve biz de gitmekten vazgeçeceğiz.Emirhan' dan ayrı kalmak ölümün diğer adı.
Emirhan yanıma yaklaştı ve "noldu tatlım ?" dedi. Ben onun omuzlarına sarılırken. "Anlatacağım , otur lütfen" dedim elimin tersiyle gözyaşlarımı silerken. Masaya oturdu ve ellerimi tutarak "anlat , noldu ?" dedi gözlerimin içine bakarken. Derin bir nefes alıp anlatmaya başladım. "İngiltere çöle dönecek diye ablam Türkiye'ye tanışacağımızı söyledi. Yarın uçağımız kalkacakmış" dedim bir nefeste.Hıçkırıklarıma engel olamıyordum. Yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyordu. Yağan yağmur ile su kaynaklarımız artsa bari diye umut ederken Emirhan yanıma geldi. Şimdi göğsüne yaslanmış kalp atışlarını dinliyordum.Çenemden tutup yüzümü kendine çevirdi ve "istersen beraber gideriz annem , ablan , sen, ben. Türkiye'de kurulu bir düzenim var ve senden ayrılmak istemiyorum Nora" dedi gözyaşlarımı silerken. Sevdiğim çocuk buydu işte , eşim olmasını istediğim Emirhan buydu. Boynuna sarıldım. Ellerini belime sarmıştı. Zaman hiç geçmesin. Biz hep böyle kalalım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ AŞK (Bitti)
Science FictionYer ve gök birlikte hareket etse ve birlikte karar verseler herşeye , onların önünde aşk durabilir mi ? Peki ya sevdiklerini yok etmemek için kendinden vazgeçer misin ?