BÖLÜM 16

139 85 3
                                    

Ablam aradı. Birileri peşimdeymiş. Kaçmam gerekiyormuş. Peki kimden ? Neden ? Emirhan yanımdaydı. Nereye kaçabilirim ki ? Emirhan "hadi gel bizim dağ evine gidip orada saklanalım" dedi. Onu böyle bir tehlikenin içine atamazdım. "Hayır Emirhan gelme. Peşimde kimin olduğunu bilmiyorum seni tehlikeye atamam" dedim. Ondan ayrılmak zorundaydım. "Hayır , beraber bizim dağ evine gidiyoruz" dedi ve elimden tuttup yürümeye başladık. Taksiye bindik ve Emirhan'ın söylediği adrese gittik. 10 dakikalık bir yolculuktan sonra bir ve geldik. Ormanın başında iki katlı şirin bir evdi. Anahtarı kapının önündeki saksının altından aldık. Emirhan girdi bende arkasından girdim. Küçücük bir mutfağı , salonu ve odalarıyla gerçekten güzel yerleştirilmiş şık bir ev. Salona oturduk. Emirhan "canım" dedi elimi tutarken. "Efendim" dedim durgun ve zar zor çıkan sesimle. "Korkma ben yanındayım" dedi. Onun yanında zaten korkmuyorum ki. "Tek korkum ablam benim yüzümden ona birşey yaparlarsa kendimi affetmem" dedim gözlerim dolarken. Konuyu değiştirmek istiyordu. Ablamı unutabilecekmişim gibi. Televizyonu açtı. Haber kanalında durdu. Gördüğüm haber karşısında domdum kaldım. Kırmızı bültenle aranıyorum. Nasıl ya nasıl , nasıl bir anda kırmızı bültenle arananbiri olmuştum ben? Kim yakalamak istiyordu beni ? Ama,polis peşimdedir en fazla. İngiltere'de kırmızı bültenle aranıyor demek ülkeye zarar vermiş biri demek. Ya ben ülkeme bilmeden nasıl zarar verdim?

Emirhan telefonunu kapatırken " sende kapat , yerimizi bulamasınlar" dedi. Bende hızlı bir şekilde telefonumu kapattım. Haklıydı. Beni buraya getirerek beni saklamıştı. O da suçlu durumuna düşecekti. Diğer yandan ablam aklımdan çıkmıyordu. Benim yüzümden ona zarar verirler diye düşünmekten kafayı yiyecektim. Ruh gibi bir köşede oturuyordum. Konuşsam belki d içimdekileri dökerek biraz olsun rahatlardım ama konuşmakta gelmiyordu içimden. Emirhan' a dönerek " bak Emirhan ; bana yardım ettin çok teşekkür ederim ama daha fazla seni tehlikeye atamam. Annen var onu düşün ne kadar endişelenmiştir senin için. Artık gitmen gerek. Sen evine bende emniyete gidip teslim olacağım. Senin de başını belaya sokamam" dedim. Yanıma gelip elimi tuttu ve "nora seni seviyorum. Başımın belaya girmesi umrumda da değil. Bu yola beraber girdik. Burada da beraber saklanacağız. Teslim olmayı da unut" dedi suçumu üstlenirken. Suç diyorum hala , kırmızı bültenle aranacak kadar. "Hayır Emirhan sen evin bende emniyete" dedim , kesin bir kararla. "Hayır Nora beraberiz , seni yanlız bırakmam" dedi. Kalkıp mutfağa gitti. Derdin ne Emirhan başını belaya sokmak mı ?

Az sonra önünde önlük takılı bir şekilde salona geldi ve hiçbirşey olmamış gibi "karnım acıktı benim ya" dedi elini karnının üzerinde gezdirerek. Bende birşey olmamış gibi yaparak oturduğum yerden kalktım ve mutfağ yöneldim. Makarna yapmaya karar verdik ve hemen işe başladık. Zaman çok güzel geçiyordu ama ablam onların elindeyken içimde bir burukluk vardı.

Makarna hazır olunca sosunu hazırladım ve tabaklara servis ettim. Ben masayı kurarken o içecekleri koydu ve yemeğimizi yemeye başladık. İştahım yoktu , aklım ablamdaydı. Normalde olsa Emirhan' la hazırladık diye sevmediğim yemeği dahi yerdim ama bugün ablamdan başka birşey düşünemiyordum. İştahım yoktu ama , sırf onun da burnundan gelmesin diye yiyordum. Makarnayı ablam da çok severdi. Son makarnamızı ablamla beraber yapmıştık. Dalmışım ablamla yaşadığımız anlara Emirhan anlamış olmalı ki " nora hadi ye biraz , hem seni bulmaları için ablana ihtiyaçları var ona iyi davranmak zorundalar " dedi beni teselli ederken. "Hayır , evet beni bulmaları için ablama ihtiyaçları var ama ona zarar vermeyecekler diye bir kanun yok" dedim inat eder gibi.

Yemekten sonra masayı berabet topladık. Emirhan duş almak istedi. O banyoya gidince bende bulaşıkları sudan geçirip makineye dizdim. Mutfakta işim bitmişti. Salona geçip televizyonu açtım. Son dakika haberlerinde yine ben. Aranıyor diyordu sadece suçumu söylemiyordu ki. Biraz dinledikten sonra haberlerden sıkılıp televizyonu kapattım. Masanın üzerinde kapalı olan telefonumu elime aldım ve biraz düşündükten sonra açtım. Ablam 7 defa aramış yani o adamlar aratmışlar. Tekrar kapattım telefonu. Ablam napıyor şu an acaba benim yüzümden canını yakıyorlar mı ? Peki böyle ne olacak ? Ne zamana kadar bir korkak gibi saklanacağım ? Ne zamana kadar ablama bu kötülüğü yapacağım ? Off ! Delirecektim sonunda başım ağrıyordu. Başımı tutarak geri yaslandım. Emniyete gidip teslim olmalıydım. Evet evet Emirhan duştayken gidip teslim,olmalıyım yoksa Emirhan hayatta izin vermez. Telefonumu alıp koşar adımlarla evden çıkarken Emirhan "canııım" dedi. Adımlarımı sıklaştırdım. Dışarısı yağan yağmurdan ıslanmış her yer çamur olmuştu. Hava kararmak üzereydi ve ben hava kararmadan emniyete ulaşmak zorundaydım. Ormanın ortasında bir evdeydik. Her hangi bir yöne doğru koşmaya başladım. Ablama koşuyordum. Emirhan' dan kaçarak ablama koşuyordum ben. Sevdiğimi geride bırakarak ve ağlayarak koşmaya devam ettim. Yağmur başlamıştı. Benim ağlamamı mı bekliyordu acaba.

Sanki koştukca daha da uzaklaşıyordum ablama. Koşmaktan yorulmuştum. Ağlamayı bırakmış nefes nefese kalmıştım. Ağacın birine dayandım. Orman ıssızdı çok ıssız. Hava kararmaya başlamış önümü bulanık görmeme sebep oluyordu. Koşmaya devam ettim. Yokuştan iniyordum. Burası baya yokuştu ama başka çarem yoktu. İnşallah bu yokuştan inerken yere düşmem. Saçlarım önüme geliyordu. Bazen de gözlerimi kapatıyor önümü görmeme engel oluyorlardı. Saçlarımı gözümün önünden çekerken önündeki taşı görmemiştim. Ve ayağım ona takılıp yuvarlanmaya başladım. Önünda bir ağaç vardı ona çarparak durmuştum. Ayağa kalkmalıydım. Ağaca tutunarak ayağa kalktım. Ah ! Bileğim , bileğimi fena incitmiştim. Tekrar yere çöktüm. Bileğim çok acıyordu. Aksine hava kararmış hayvanların sesleri içimin üpermesine neden oluyordu. Yardım istesem kimden isteyecektim. Hayvanlardan mı ? Emirhan' ın beni bulmasını bekleyecektim başka çarem yoktu.

Hava iyice kararmış , hayvan sesleri artmıştı. Çalılıların ardından bir ses geliyordu. Ayakları ile kuru çimenleri ezerek ses çıkarıyordu. Bana yaklaşıyordu. Karanlıkta ne olduğunu bile göremezdim ki. Hem ayağa kalkamıyordum bile. Çok yakındı. Bana yaklaşıyordu.

İMKANSIZ AŞK (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin