BÖLÜM 17

141 85 0
                                    

Git gide yaklaşıyordu. Ağacın arkasından geliyordu. "Noraaa" .Bu Emirhan' ın sesiydi. Derin bir oh çektim. Elinde fener vardı."Nerdesin nora ?! Niye birşey demeden çıktın evden ? !" dedi kızarak bileğimi tutan elime baktı ve devam etti "bileğine noldu ?" az öncekinin tersine çok sakindi. "Düştüm" demekle yetindim. Kolumu onun omzuna atıp evin yolunu tuttuk. Yolda hiç konuşmadık. Sessiz kaldı bütün yol , sabrediyordu farkındayım. Eve varınca sabrı tükenecekti. Kapıyı açıp içeri girdik. Konuşmadı ama yüzümede bakmıyordu. Bileğime krem sürdü ve bezle sardıktan sonra "amacın ne nora ?" dedi sesi sakindi. Kendide sakindi. Cesaretlenerek "emniyete gidecektim teslim olmaya" dedim. "İyi halt yiyecektin !" dedi kızmıştı. İyi halt yemek bu ne demek , İngilizce bir kavram değil türkçe mi galiba. "O ne demek" dedim merakıma yenik düşerek. "Kötü birşey yaptığında denir , türkler çok kullanır" dedi. "Özür dilerim , ben.." dememe kalmadan "özür falan dileme nora ! Çok kızgınım sana. Duştan çıkıyorum nora yok hanımefendi emniyete gidecekmiş" dedi ters ters bakarak.

Sesimi çıkarmadım yerden göğe kadar haklıydı. "Bileğinde ağrı var mı?" dedi yine ters bir şekilde."biraz" dedim. Kalkıp ecza dolabına gitti. Hapları karıştırdı. Hepsini alıp çöpe attı. Mutfağa gidip hap getirdi. Hapı yuttuktan sonra uyumak istedim. Üzerime battaniye getirdi. Uykuya daldım.

######

Emirhan' dan

######

Onunla sonuna kadar kaçardım sıkıntı olmazdı ama ne kadar belli etmesede aklı ablasındaydı. Haber verse de gitse emniyete neyse , benden habersiz gitmesi sıkmıştı canımı. Daha doğrusu onu bir daha görememe korkusu sinirlendirdi. Ya yağmur yağmasaydı da ayak izlerini takip edemeseydim ne olacaktı. Ormanın başında akşamın bir vakti napacaktı. Sinirime hakim oldum. O da haklıydı. Ablası için endişeleniyordu. Ama izin vermeyecektim beni bırakmasına , izin veremezdim. Şimdi ise melek gibi uyuyordu karşımda. Normalde olsa bu güzel anın tadını çıkarır keyifle onu izlerdim. Ama yorgundum. Kapıyı kilitledim ve üzerime battaniye getirip bende uzandım. Hemen uyumuşum.

Sabah kalktığımda her tarafım tutulmuştu. Nora uyanmıştı. Mutfaktan güzel kokular geliyordu. Kalkıp mutfağa gittim. Nora sessiz sessiz yumurtalı ekmek yapıyordu. Arkadan sarıldım ve "günaydın aşkım" dedim onu öptükten sonra. "Günaydın" dedi yanağıma sabah busemi verirken. Daha sonra beraber masayı hazırladık. Keyfi yoktu. Eski gülüp eğlenen Nora değildi.

Mutfakta ki televizyonu açtım. Yemek kanalı açıktı. Haber kanalına çevirdim. Son dakika haberi vardı. Nora tüm dünya tarafından aranıyordu. Nora'ya baktım. Öylece televizyona bakıyordu. Moralini daha fazla bozmak istemedim. Televizyonu kapatıp kahvaltımıza devam ettik. Kahvaltı boyunca hiç konuşmadı.

Kahvaltıdan sonra bulaşıkları makineye yerleştireceğini söyledi. Bende salona geçip güzel bir film aramaya başladım. İşte bu güzel , daha önce izlemişde olsam Nora ile tekrar izlemek gerçekten harika olurdu. Cdyi taktım ve beklemeye başladım. Nora gelince filmi başlatacaktım. Bu iş bu kadar neden uzadı anlamıyorum ki. Kalkıp mutfağa gittim. Oturmuş ağlıyordu. Yine ablasını özlemişti. Onun ağlamasına dayanamıyordum. Önüne eğildim ve çenesinden tutup yüzünü kendime çevirdim. "Senin için napabilirim Nora?" dedim gözyaşlarını silerken. "Ablama gideceğim. Teslim olup ablamı kurtarmam lazım" dedi. Hala ağlıyordu. Ne yapmalıydım. "Tamam" dedim ağlamaması için. "Hadi gidelim" dedi ayağ kalkarak. "Nasıl ya hemen mi?" dedim şaşırarak. "Ne zaman gitmemi bekliyorsun ablamın cenazesinde mi ?" dedi tersleyerek. Onu emniyete götürürsem bir daha göremem ki. Bu kötü oldu işte. Siz hiç sevdiğiniz kız için sevdiğiniz kızdan vazgeçtiniz mi ? Bu ondan vazgeçmem demekti. "Hadi Emirhan" dedi. Benim daldığım sırada o telefonları alıp gelmişti. Televizyonun fişini çektim. Kapıyı kilitleyip bahçede beni bekleyen Nora'nın yanına gittim.

Yürüyerek gidecektik sonra mı sonra ne mi olacaktı Nora ile belki de sonsuza kadar Noray'la ayrılacaktık.

İMKANSIZ AŞK (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin