O bana ait.

21.1K 540 34
                                    

(İyi okumalaar.)

"Gece Güneşi nerde?!"dedi Klaus tekrardan.

"Ben..bilmiyorum."dedim. Sesim kısık çıkmıştı.

"Sen bana kafayı mı yedireceksin?! Söyle nerde?!" Klaus salyalar saçarak bağırıyordu. Odanın döndüğünü hissettim.

"Bilmiyorum dedim sana! Bil-mi-yo-rum!" Sesim çıktığı kadar bağırdım. Bana iyice yaklaştığında Harry önüme geçti.

"Ona yaklaşma."dedi tıslayarak. Klaus avcunu havaya kaldırdı ve sıktı. O sırada Jessie acı içinde inleyerek yere düştü. Jessie'nin adını bağırdım ve yanına koştum. Anladığım kadarıyla Klaus gücüyle ona acı çektiriyordu.

"Kes şunu!"diye bağırdım ona bakarak. Güldü.

"Gece Güneşi nerede?!"dedi hiddetle. Gözlerimden akan yaşlara aldırmadan başımı salladım. "Bilmiyorum!"dediğimde elini iyice sıktı ve Jessie tekrardan inledi.

"Söyle!"dedi iyice bağırarak.

"Sana bilmediğimi söyledim!"dedim ağlayarak. Sesim çatallaşmıştı.

"Benden birşey saklayamazsın!"dedi ve diğer elini kaldırarak avucunu sıktı. O sırada Harry acıyla yere yığıldı.

"HARRY! HAYIR, YAPMA!"dedim ellerimi yüzüme kapatarak. Harry hemen Jessie'nin yanına dizlerinin üstüne düştü.

"Söyleyecekmisin?!"dedi Klaus. Ama gerçekten bilmiyordum. Tek bildiğim Gece Güneşi'nin bir kolye olduğuydu. Göz yaşlarım içinde konuşmaya başladım.

"Sana yemin ederim, bilmiyorum. Yemin ederim." Klaus ellerini indirince Jessie ve Harry hızlıca nefes almaya başladı.

"O zaman onu bul ve getir bana. Bu gece. Burada."dedi Klaus. Ardından ortadan kayboldu. Harry olduğu yerden biraz doğrulmuştu. Jessie gözlerini açmış bana bakıyordu.

"Ah Tanrım. Siz iyimisiniz?"dedim gözlerimi silerek.

"Kökenli ve oldukça güçlü bir vampir tarafından acı çekmemiz dışında evet,iyiyiz."dedi Harry. Eski formuna dönmüştü. Jessie kıkırdadı. Ardından konuşmaya başladı.

"Ayrıca benim bir cadı olduğumu öğrenmem dışında. Ki henüz bu nasıl oluyor bilmiyorum bile."dediğinde tekrar gülüştük.

"Ah birde o lanet kolyeyi hemen önce bulup ona vermem gerekiyor. Evet bunların dışında iyiyiz."diye ekledim gülerek. Ardından oradan uzaklaştık. Sanki biraz önce kıyamet kopmamış gibi.

**

"Alison? Sen misin?"diye sordu annem ben kapıyı kapatırken.

"Evet anne."dedim ve mutfağa yanına gittim. Bulaşıkları makinaya yerleştirmekle meşguldü.

"Günün nasıl geçti?"diye sordu gülümseyerek.

"Kolye nerde?"dedim sorusuna cevap vermeden. Gülümsemesi yüzünden kaybolduğunda makinayı kapattı ve bana yakşaltı.

"Hangi kolye?"dedi sanki bilmiyormuş gibi.

"Gece güneşi anne."dedim. Ona geçen gece olanlardan bahsetmemiştim. Yani gerçek annemin gelişi falan filan.

"Alison, neden bunu öğrenmek istiyorsun?"diye sordu gözlerini kısarak. Umursamaz görünmek için omuzlarımı silktim.

"Merak ettim sadece."dedim. Tatmin olmamışcasına baktı.

"Sana inanmamı bekleme."dediğinde pes ettim. Sandalyeye oturdum ve ona tüm olan biteni kısa bi özetle -acı çektiğim kısımları atlayarak yani- anlattım. Amanda'nın gelişi, Klaus'un sinir krizi ve ardından okula gelmesi, birde Jessie'nin bir büyücü olduğunu söyledim. Jessie kısmında gözlerini büyüttü.
"Anlıyorum."dedi. Annemin, yani gerçek annemin, birgün geleceğini zaten biliyordu.

"Kolyenin yerini söyleyecekmisin?"dedim. Ayağıya kalktı ve yukarıya çıktı. Onu mutfakta beklemeyi tercih ettim. Bir kaç dakika sonra döndü. Elinde bir kutu vardı. Yüzüne baktım. Gözleri kızarmıştı. Ağlamıştı demek ki. İçimde büyük bir acı oluştu.

"Al."dedi kutuyu elime vererek. Daha sonra yanıma oturdu ve gözlerini sildi. Bakışlarımı kutuya çevirdim. Siyah kadife bir kutuydu. Açtım. İçinden gümüş bir kolye çıktı. Kolyeye ilk baktığımda parlayan güneş gibi duruyordu. Ancak daha sonra elime aldım ve kolye birden şekil değiştirdi. Güneşin parlaklığı söndü ve rengi siyaha döndü. Gece kadar siyahtı. Avcumu sıktım.

"Kolyeyi neden almak istiyor?"diye sesli düşündüm. Annem elimi tuttu.

"Neden Jessie'ye sormuyorsun?"dediğinde anlamadığımı belirten bir yüz ifadesiyle ona baktım. O cadı yada büyücü herneyse olduğunu yeni öğrenmişti. "Ben Jessie'nin ailesini tanıyorum Alison. En başından beri farklı olduğunu biliyordum. Babanın konuştuğu kahin onun büyükbabasıydı. Jessie de bu tür güçlere sahip olabilir."dedi gözlerini benden ayırmadan. Elimdeki kolyeye baktım. Ayağıya kalktım ve çantamı aldım.

"Ben gidiyorum anne."dedim. Annem bana sarıldı. Dikkatli olmamı söyledikten sonra kapıyı açtım ve arabama doğru ilerledim. Jessie'ye ihtiyacım vardı.


Jessielerin evine geldiğimde arabayı parkettim ve arabadan çıktım. Bu saatte evde olması lazımdı. Kapılarını çaldım. Bir kaç saniye sonra Jessie kapıyı açtı ve kaşlarını kaldırarak beni içeriye davet etti. Hemen onun odasına çıktık.

"Ne oldu Alison?"dedi merakla. Montumun cebinden kolyeyi çıkardım. Benim elimde olduğu için hala siyahtı.

"Kolyeyi buldum."dedim. Kolyeye bakmak için eline aldığında büyük bir acıyla kolyeyi yere fırlattı.

"Ah, elim!"diye inledi. Kolyeyi yerden aldım ve Jessie'nin yanına gittim.

"İyimisin Jessie?! Ne oldu?"dedim eline bakarak.

"Yandı. Kolye yaktı."dedi kaşlarını çatarak.

"Ah üzgünüm. Ben..bunun olacağını bilmiyordum."dedim ve Jessie'nin avcunu açtım. Görüntü karşısında şok oldum. Elinde derin bir yara vardı. Kanamıştı. Jessie bana baktı.

"Kahretsin. Kolyeyi tekrar elime ver."dedi.

"Hayır, az önce elini yaktı."dedim ama o elimden kolyeyi aldı ve acıyla gözlerini yumdu. Ağzından ufak bir inilti kaçtı ama kolyeyi hala elinde tutuyordu. "İyimisin Jess?"diye sordum. Başını onaylarcasına salladı. Ardından kolyeyi elime bıraktı ve gözlerini yavaşca açtı.

"Ne oldu?"diye sordum merakla.

"Kolyeyi Klaus'a veremezsin Alli."dedi bana bakmadan.

"Ama niye?"dedim.

"Kolye sana ait. O bir güç kaynağı. Eğer başkasına verirsen ona acı çektirir. O sana ait olan özel birşey. Onun kıymetini bil."dedi. Çok sessiz konuşmuştu.

"Bunları..nerden biliyorsun?"

"Hissediyorum."dedi. Elimde ki kolyeye baktım. Tekrar parıldamaya başlamıştı. Ama rengi hala siyahtı. Kurcaladım. O sırada kolyenin açılabildiğini keşfettim. Tırnaklarımla açmaya çalıştım. Jessie beni izliyordu. Kolye açıldığında içinde ki iki resimi farkettim. Sol tarafta kumral bir erkek sağ tarafta ise Amanda. Yani..annem. Annem ve babam. Elimi her iki fotoğrafın üstüne koyduğumda güzel bir şarkı melodisi duydum. Zihnimde.

**

"Ne yapmayı planlıyorsun Alison?"diye sordu Jessie okulun koridorlarında ilerlerken.

"Öncelikle Harry'le buluşacağız. Sonra kolyenin icabına bakacağız."dedim ve kütüphanenin önünde durdum. Çantamdan telefonumu çıkarıp Harry'e mesaj attım. Bir kaç dakika sonra yanımıza geldi. Zayn de onunlaydı.

"Kolyeyi buldun mu?"dedi hemen. Gülümsedim.

"Sana da merhaba Harry."dedim. Hemen o da gülümsedi.

"Özür dilerim."dedi mahçup bir tavırla.

"Evet, kolyeyi buldum."dediğimde boynumda ki kolyeyi gösterdim. Gömleğimin içine koymuştum. "Ama ona veremem."dedim ve düşüncelerimi okuması için Jessie ile olanları düşündüm. Harry anlayışla başını sallarken Zayn hayret içinde bağırdı.

"Jessie sen bir cadı mısın?" Jessie güldü. Yanakları pembeleşmişti.

"Cadı yerine kahini tercih ederim."dedi kıkırdayarak. Zayn de onunla güldü. Harry ellerini kaldırarak konuştu.

"Şimdi flörtleşmenin zamanı değil çocuklar. Daha sonra hallederiz. Bize bakın."dedi gülerek. Bende güldüm.

"Merhaba dostlar." Klaus yanımıza gelmişti. Birden titredim. Sinsi gülümsemesi hala yüzündeydi. "Evet. Kolye nerde?"dedi.

"Sana kolyeyi vermeyeceğim." Kendimden emin göründüğümü umuyordum. Güldü.

"Şaka mı yapıyorsun?"dedi. Başımı hayır anlamında salladığımda tekrar güldü. "Seni çerez niyetine yerim biliyorsun değil mi? Ayrıca sizi de."derken eliyle hepimizi işaret etti. Güldük.

"Kolye bende. Hiçbir şey yapamazsın."dedim. Kaşlarını kaldırarak baktı.

"Daha kolyenin ne işe yaradığını bilmiyorsun."dedi.

"Belki ama bende olduğunu biliyorum. Ayrıca bu kolye sende işe yaramaz!"dediğimde tekrar güldü ve avcunu sıkmaya başladı. Ki bu acı yolluyor anlamına geliyordu. Jessie acıyla yere düştü.

"Bu cadı mı anlattı sana ne işe yaradığını? Yanılmış. Kolye normallerde işe yaramaz. Bense normal bir vampir değilim. Kökenliyim. Tıpkı senin gibi."dedi.

"Ona acı vermeyi kes!"diye bağırdım. Zayn Jessie'nin yanına koştu. Büyük ihtimalle en büyük güç bendeydi ama lanet olsun ki nasıl kullanıldığını falan bilmiyordum. Klaus güldü.

"Biliyormusun? Onu öldüreceğim. Ardından sevgili erkek arkadaşını ve de onun arkadaşını da. En sonunda seni de öldüreceğim ve o kolyeyi alacağım."dedi. Başımı salladım.

"Anlıyorum.."dedim.

"Tabi olur."dedi Harry alay edercesine. Sonra Klaus bir hamleyle Harry'e acı yolladı. Harry yere düşerken bağırdım.

"Kes şunu!"dediğimde Zayn acıyla çığlık attı. Şimdi ona acı yolluyor olmalıydı. Yüzünde hala o sinsi gülümseme vardı. Ayaklarımı hızla yere vurdum. "Şunu. Kes!"diyerek oldukça yüksek bir sesle bağırdım.

"Kolyeyi ver."dedi. Başımı olumsuzca salladım. Ardından daha hiddetli bir acı gönderdi ve çocuklar daha büyük çığlık atmaya başladılar. Onları öldürüyordu. Gözlerimden akan yaşlarla birlikte kolyeyi çıkardım. Gülümsedi.

"İşte böyle."dedi ve elini kolyeyi vermem için bana uzattı. O sırada acı saçmayı kesmişti. Elimde ki kolyeyi ona verirken bir ses duydum.

"O sana ait değil Klaus." Başımı çevirdiğimde karşımda Amanda'yı buldum. Bana bakıp gülümsedikten sonra Klaus'a döndü. "Merhaba kardeşim."


UMARIM BU BÖLÜMÜ BEĞENMİŞSİNİZDİİİR :) YORUMLARINIZ VE OYLARINIZ İÇİN ÇOKÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. +30.000 OLMUŞ HEPİNİZİ ÇOK SEVİYORUM BANA BU DUYGUYU YAŞATTIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM. SINAV HAFTASINA GİRİYORUM BU YÜZDEN SIKLIKLA YENİ BÖLÜM PAYLAŞAMAYACAĞIMI SÖYLEMEK İSTİYORUM. AMA ZAMAN BULDUĞUMDA YAZICAM SÖZ VERİYORUM. SİZİ BEKLETMEYİ DÜŞÜNMÜYORUM. EĞER BU BÖLÜMLE İLGİLİ YORUM BIRAKIRSANIZ ÇOK SEVİNİRİM. ÖPÜYORUUM. :*

Gece GüneşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin