Kapının ardında.

8.4K 390 61
                                    

İyi okumalar! Müziği açmayı unutmayın xx

“Senden nefret ediyorum, Harry Styles. Bu sefer gerçekten nefret ediyorum.”diye mırıldandığımda arkamda birisinin olduğunu hissettim.

“Alison?”

Hızla arkamı döndüm ve Daniel’ın ağzını elimle kapatıp onu kapıdan uzaklaştırdım. Umarım Harry benim orada olduğumu anlamamıştır.

“Sessiz ol.”dedim elimi çekerken. Daniel tüm bunlardan habersiz yüzüme bakıyordu. Onu geçip yürümeye başladığımda kolumdan çekerek beni durdurdu.

“Sen… Sen ağladın mı?” Yüzümü saklamaya çalıştım. “Alison, neler oldu?”diye sordu bu sefer.

“Hiç.”demekle yetindim, içimde söylemek istediğim onca şey varken…

“İyi misin?”

“Evet, ben iyiyim.” Sesim bana bile inandırıcı gelmemişti. O kadar güçsüz ve yorgundum ki, şuanda birisinin omzunda ağlamak istiyordum. Ama bu kişi Daniel değildi.

“Şimdi izninle.”dedim ve yanından uzaklaştım. Gözyaşlarım birikmişti ve bir türlü ağlayamıyordum. Boğazımda bir düğüm vardı ve bu nefes almamı zorlaştırıyordu. Ama ağlayamıyordum.

“Peki, seni evine bırakmamı ister misin? Pek iyi görünmüyorsun çünkü.”dedi peşimden gelirken. Omzumun üstünden ona baktım.

“Teşekkür ederim, Daniel. Ama hayır, buna gerek yok.” Nedense Daniel ile birlikte olma fikri beni geriyordu. Bu Harry’den kalma lanet bir huydu. Ona ne kadar kızgın ve kırgın olsam bile sözüne uymak zorundaymışım gibi hissediyordum. Bu berbat bir histi. Kendimi ona aitmiş gibi hissediyordum, onun aksine. Sadece ona ait…

***

 Eve geldiğimde koşarak odama çıktım. Evet, okulu ekmiştim. Çünkü kendimi berbat hissediyordum ve okulu ekmek en iyi fikir gibi görünüyordu. İçimde tuhaf bir his vardı ve hala ağlayamamıştım. Gözyaşlarım birikiyordu ama bir türlü süzülmüyordu. Bu ilginçti. Çünkü ben genelde olur olmaz yerlerde ağlardım. Ama şimdi boğazımda düğümlenen şey buna engel oluyordu. Ağlamak istiyordum ama ağlayamıyordum. Bu en kötüsüydü…

“Alison?” Annem kapıyı açmaya çalıştığında derin bir nefes aldım ve boğazımı temizlemeye çalıştım.

“Buradayım anne.”

“Neden bu kadar erken geldin?”dedi. “Ve neden kapın kilitli. Alison, tatlım neler oluyor?” Anneme bundan bahsedip bahsetmeme konusunu kısa bir süre düşündüm.

“Sadece… Sadece midem bulanıyor ve bilirisin, iyi değilim.”dedim ses tonumu düz tutmaya çalışarak. Umarım onu inandırmayı başarmışımdır.

“Hasta mısın?”dedi kapının ardından. “Hastaneye gitmemizi ister misin, bebeğim?” Cevap vermeden önce yutkundum.

“Hayır. Uykuya ihtiyacım var.” Annem numarama inanmış gibiydi. Yemeğe çağıracağını söyleyerek kapıdan uzaklaştı. Derin bir nefes aldım. Anneme yalan söylemem kesinlikle iyi hissettirmemişti.

  Öte yandan anneme gerçeği söyleyemeyeceğimi de biliyordum. Çünkü tam olarak neler döndüğünden emin değildim. Tek bildiğim Harry ve Cora’nın özellikle benden sakladığı bir sır vardı. Ve bu sırrın gizli bir ilişki olduğunu düşündüğüm kadar daha tehlikeli şeyler olabileceğini de biliyordum. Bunları düşünmek beni daha kötü hissettirince telefonumu kapatıp kendimi uykunun derin kollarına bıraktım.

  Uyandığımda saat bir hayli geçti. Hava kararmıştı ve üzerimde büyük bir yorgunluk vardı. Telefonumu bulduğumda saatin öğleden sonra 4ü bulduğunu gördüm. Huzursuzca yerimde kıpırdanarak yataktan doğruldum ve kapının kilidini açarak dışarı çıktım. Salona indiğimde Harry’nin orada beklediğini gördüm. Bir an oradan kaçıp onunla yüzleşmeyi reddetmeyi düşünsem de ayaklarım sabit kaldı. Nihayetinde Harry başını kaldırdığında soğuk gözleri üzerimde tuhaf bir etki bıraktı.

Gece GüneşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin