Kabus mu, gerçek mi?

15.2K 483 68
                                    

(İyi okumalaar. Bölüm şarkısı 'dış bağlantılar' da. Dinlemeyi unutmayın xx )

Önceki bölümden;

"Kes şunu!"diye bağırdı. Elimden fotoğrafı kaptı ve gözlerimin önünde parçalara ayırdı. Ardından hızlı adımlarla dışarıya çıktı. Yere oturdum ve fotoğrafın parçalarını birleştirmeye çalıştım. O sırada kafama birşey dank etti. Harry, hızlı adımlarla sinirli bir şekilde dışarıya çıktığına göre nereye gidebilirdi? Ah hayır, Daniel!

 Olduğum yerden kalkıp hızla Harry'nin arkasından koşmaya başladım. Onu bulduğumda çoktan Daniel'in yakasına yapışmıştı. Herkes başlarında toplanmıştı.

"Harry!"diye bağırdım. Ama o arkasını bana dönmedi bile. Yanlarına gitmeye yöneldiğimde Jessie beni kolumdan tutarak durdurdu. Ona aldırmadan Harry'nin yanına gittim.

"Harry! Onu rahat bırak!" Bağırışıma karşılık suratını bana çevirdi. Gözlerinden tehlike fışkırıyordu diyebilirim. 

"Git buradan Alison."diye tısladığında başımı dikleştirip, "Hayır Harold. Onun yakasını bırakana kadar hiç bir yere gitmiyorum."dedim. Yüzünü iyice sinir kapladı.

"Sözümü dinlesen şaşardım!"diye bağırdığında Daniel'in yakasını bırakmıştı. Hemen Daniel'in yanına gittim.

"Ah, Tanrım! Sen iyimisin Danny?"diye sorduğumda Harry'nin küfür mırıltılarını işittim. Ona sinsi bakışlarımı yolladıktan sonra tekrar Daniel'a döndüm. Bana bakmıyordu. Gözleri Harry'nin üzerindeydi ve lanet olsun ki kavga çıkacak diye korkuyordum. Benim tanıdığım kadarıyla ikiside bu işi asla burada bırakmazdı.

"Ben iyiyim."dedi Daniel yine bana bakmayarak. Ardından Harry'i başıyla işaret edip, "Başkası nasıl olduğunu düşünsün."dedi ve yerdeki çantasını omzuna takarak çekip gitti. Bir süre arkasından baktım.

"Yürü, gidiyoruz."dedi Harry kolumdan çekiştirirken. Omuz silktim.

"Ben bir yere gelmiyorum."dedim. Bu sefer daha sert biçimde kolumdan çekerek yüzüne bakmamı sağladı.

"Onunla dışarıya falanda çıkmıyorsun, anlaşıldı mı? Mümkünse konuşma bile. Selam dahil verme."dedi tıslayarak. Gözlerimi devirdim.

"Neden?"derken sesimi biraz yükseltmiştim. Ardından güldü ve kolumu bıraktı.

"Çünkü ben öyle istiyorum güzelim."dedi ve topuklarının üstünde dönerek benden uzaklaştı. Arkasından ona lanet yağdırdım. Tamam beni kıskanması güzel birşeydi ama sonuçta Daniel'a zarar vermeyi düşünmüştü ve bu beni iyice sinirlendirmişti. Ona doğru bağırdım.

"Ya senin sözüne uymazsam?!" dediğimde arkasını dönmeden konuştu.

"O zaman olacak felaketleri sen düşün bebeğim." Sol ayağımı sinirle yere vurdum ve küçük çaplı bir çığlık attım. Ardından etrafımızda toplananların bakışlarına aldırmadan Jessie ile birlikte okuldan çıktım.

**

 Eve gelir gelmez kendimi yatağıma attım. Tek başıma kuaföre gidip saçımı kestirmiştim. Evet, Harry'nin sözüne uymuştum. İnsanlar genelde depresyonda olduğunda saçını kestirirdi ve ben sanırım depresyonun üst seviyesindeydim. Vampirlerle dolu bir hayatta yaşamak sandığınız kadar kolay olmuyordu. Psikoloji denen şeyin bende olup olmadığından emin bile değildim. iPodumu çıkarıp kulaklıklarımı taktım. Ardından Avril Lavigne açıp gözlerimi yumdum. 

"Seni seviyorum, Alison Collins." Rüyamda Harry karşımda duruyordu ve gözlerimin içine bakarak konuşuyordu. Her zaman ki gibi oldukça yakışıklı görünüyordu. Üzerinde beyaz gömleği vardı ve altına yıpranmış bir kot giymişti. Saçları dağınıktı.

Gece GüneşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin