Beni güçlü yapıyorsun.

15.9K 430 56
                                    

(İyi okumalaar. Bölüm şarkısı dış bağlantılarda. Açmayı unutmayın. xx Öptüm.)

"Ne gibi özel şeyler?"dediğimde bana cevap vermek yerine pantolonumun düğmesini çözdü. Gülümsedim ve dudaklarımız birleştirdim. Elimi ensesindeki saçlarına geçirdim. O da tişörtümü çıkardı. Tamamen iç çamaşırlarımla kalınca ürperdim.

"Sana tapıyorum Alison Collins."dediğinde güldüm.

"Prezervatifin varmı?"diya fısıldadım. Gülümsedi ve üzerimden ceketine uzanıp bir paket çıkardı.

"Her zaman."dedi gülerek. Bende güldüm. Ardından üzerinde ki tişörtü çıkardım. Onun olmak için sabırsızlanıyordum

"Alison?" Sesin geldiği yöne başımı çevirdiğimde Daniel ile karşılaştım. Utançtan yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Şöyle ki üzerimde sadece iç çamaşırlarım vardı ve Harry yarı çıplak bir biçimde yanımda duruyordu. Eski sevgilimde bizi  bu halde basmıştı. Lanet olsun! Odaya kapımı çalmadan girmemeliydi. Hemen yerden tişörtümü alıp üzerime geçirdim. 

"Burada ne arıyorsun Daniel?"dedim soğuk sesimle. Ama kızarmış olan yüzüm utanç duyduğumu tamamen gözler önüne seriyordu. 

"Sadece hoşçakal demek istemiştim."dedi bakışlarını Harry'e sabitlerken.

"Bizi iş üstünde gördükten sonra ses çıkarmayıp sadece gidemezmiydin?"dedi bu sefer Harry. Ona kaşlarımı çattım. Ama haklıydı.

"Üzgünüm. Gitsem iyi olacak." dedi Daniel kapıya yönelip.

"Bencede gitmelisin."dediğinde Harry yataktan kalktım ve Daniel'ın kolundan tuttum.

"Bizi böyle görmeni istemezdim Daniel. Bu çok utanç verici. Üzgünüm."dedim. Başını salladı.

"Problem değil. Ben üzgünüm, içeriye dalmamalıydım."dedi ve odamdan çıktı. Onu bu halde görmek beni üzmüştü. Onun bizi bu halde görmesi daha kötüydü. Nefes aldım. 

"Hey."dedi Harry belimden tutarken. Beni yatağa çekti. Yüzümü yastığıma gömdüm. Birkaç dakika sonra Harry'e döndüm. Beni izliyordu.

"Sadece uyusak?"dedim kaşlarımı kaldırırken. Beni göğsüne yatırdı.

"Öyle yapacağız."dedi ve gözlerini yumdu. Uyumayacağını biliyordum. Ben uyuyana kadar yanımda yatacak sonrada gidecekti. Ona sıkıca sarıldım. "Onu hala seviyormusun?"dediğinde yüzümü tekrar ona çevirdim. Gözlerini tavana dikmişti.

"Ah, hayır onu sevmiyorum."dedim. Doğruydu. Ben Harry'e aşıktım. Daniel sadece eskiydi. Çok eski..

"Peki."dediğinde başımı tekrar göğsüne dayadım.

"Şarkı söyle."diye mırıldandım. Bana baktı.

"Sende buna iyice alıştın, ha."dedi sitemkar sesiyle. Kıkırdadım.

"Söyle!"dedim bu sefer emreder gibi. Gözlerini devirdiğini tahmin edebiliyordum. Nefes aldı ve şarkısını söylemeye başladı.

"My hands, your hands 
-Benim ellerim, senin ellerin 
Tied up like two ships 
-İki gemi gibi birleşmişler 
Drifting, weightless 
-Sürükleniyorlar, ağırlıksız 
Waves trying to break it 
-Dalgalar onu kırmaya çalışıyor 
I'd do anything to save it 
-Onu kurtarmak için her şeyi yaparım 
Why is it so hard to say it? 
-Bunu söylemek neden bu kadar zor? 

My heart, your heart, sit tight like book ends 
-Benim kalbim, senin kalbin, kitap sonu gibi sıkıca oturuyorlar 
Pages between us, written with no end 
-Aramızdaki sayfalar, sonsuz yazılmış 
So many words we're not saying 
-Söylemediğimiz bir sürü kelime 
Don't want to wait till it's gone 
-Gidene kadar beklemek istemiyorum 
You make me strong 
-Sen beni güçlü yapıyorsun 

Gece GüneşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin