OYUN

171 4 2
                                    

Bölüm sonu oy ve yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar.

Keyifli okumalar...

Onili-Games

Ertesi sabah her zamankinden zor uyanmıştım. Bedenimin yorgunluğunu bir nebze de olsa atamadığımdan alarmı belki 20.kez ertelemiştim. Fakat elbette ki bunun bir faydası olmamıştı. Kemiklerimin ağrısı dinmek bilmiyordu. Alarmı erteleyip bir 10 dakika daha uyumamın da kemiklerime iyi geleceğini hiç sanmıyordum. Bu yüzden alarm ertelemeyi bırakıp yatağıma veda ettim ve ilk günden okula geç kalmamak adına hazırlanmaya koyuldum.

Normal şartlardaki bir kız olsaydım kalem, rimel, biraz da parlatıcı kullanabilirdim. Nerdeyse 1 saatimi saçlarımı düzleştirmeye ayırabilirdim. Fakat bunların hepsi normal şartlardaki bir kız için geçerliydi. Hayatım normallik düzeyini -200'lerde yaşadığından normal kız standartlarına bir hayli uzaktım.

Elbette böyle olmasını istemezdim. Tek derdimin çok sevdiğim bir rujun stoklarının tükenmesi ya da hayranı olduğum bir şarkıcının konserine gidememek olmasını isterdim. Sadece isterdim. Zaten istemekten başka da bir çarem yoktu. Yaşadığım sorunlar tüm bunlara bir hayli uzaktı ve sanırım böyle olmaya da devam edecekti.

Okul formamı giydikten sonra saçlarımın kabarıklığını gidermek için taradım ve omuzlarıma dökülmesine izin verdim. Siyah konverslerimi giydikten sonra çantamı aldım ve daha fazla oyalanmadan evden çıktım.

Yağmur da tam şu anda evden çıkmış olmalıydı. Yüksek ihtimalle "Ben geliyorum Atılım Koleji" diyerek çığlığı basmıştır. Okulda geçirdiğimiz 4.senemiz olmasına rağmen Yağmur her sene mutlaka evden çıkmadan önce bunu söylerdi. Okuluna sevgiyle bağlıydı resmen.

Benim için böyle bir durum söz konusu değildi. Ben de Atılım Koleji'nin bir öğrencisiydim evet. Fakat öğretmenlerinden müdürüne ve şımarık zengin bebelerine kadar kısacası herkese uyuzdum. Yağmur ise benim gibi değildi. 7'den 70'e herkesi seven adeta bir melekti resmen. Sadece ortak olarak nefret ettiğimiz tek bir kişi vardı o da Melisa.

Kısacası tanıtmak gerekirse okulun sürtüğü olur kendisi. 10.sınıflarda çıkmadığı erkek kalmadı. Tabi altına yatmadığı erkek de...

Bu sene 11.sınıfa geçmiş olmasına rağmen yine formunu koruyacağından peş şüphem yoktu açıkçası. Geçen sene 10. Sınıflardı bu sene de 11'ler. Yani değişen bir şey olmayacaktı anlaşılan.

Okul ile evim arası çok yakındı. Yürüyerek kısa bir süre içerisinde okulda olabiliyordum. Hatta okulun girişini şu an olduğum yerden görebiliyordum.

Yürümeye devam ederken yol kenarında bir simitçi gördüm. Yanında sattığı peyniri ve meyve suyunu da görünce cüzdanımı çıkardım ve paramı hazırladım.

Simit, peynir ve meyve suyumu aldıktan sonra deniz kenarındaki bir banka oturdum ve aldıklarımı yemek üzere poşetimi açtım.

Martı sesleri ve denizden gelen hafif esinti eşliğinde kahvaltımı yaptım. Telefonuma baktığımda saatin 7.45 olduğunu gördüm ve okula doğru ilerlemek üzere tam yerimden kalkıyordum ki, telefonuma gelen mesaj tekrar yerime oturmama sebep oldu.

GÖNDEREN: Sözde Ukala😜

MESAJ: Bol tesadüflerle dolu bir gün olsun...

Bu da neydi şimdi? Telefonumu ne ara ele geçirmişti. Hem bu kendisini ne sanıyordu? Bu kadar ukala olmayı nasıl başarabiliyordu? Kendini beğenmiş, komik olduğunu zanneden züppe...

Sabah sabah yaşadığım sinir hali henüz açılmamış olan uykumun açılmasına fazlasıyla yetmişti. Hemen rehbere girdim ve Sözde Ukala yazan kişiyi buldum ve rehberimden defettim.

UFKA YOLCULUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin