YÜZLEŞME

6 0 0
                                    


"Bu işe bir de benim açımdan baksan. Bunu sana yaptıracağıma dair kendime söz verdim. Eğer bunu yapmazsan kendime karşı olan güvenim kırılır. O yüzden şimdi çıkar üstünü ve buraya gel."

Islak saçları alnına dökülmüştü. Söylediklerinden çok suyun içindeki görüntüsüne odaklanmıştım. Ona baktıkça nefesimin kesilmeye başladığını hissettim. Bakışlarımı başka yöne çevirmek istedim ama suyun içinde yavaşça ilerleyerek yanıma kadar ulaştığında ona bakmaktan başka çarem yoktu.

"Korkmana gerek yok. Buradayım. Seni tutacağım söz veriyorum."

"Sorun o değil. Sorun çok başka bir şey..."

"Seni anlıyorum Serra. Bunu yapman zor biliyorum ama..."

Ardından elimi tuttu.

"Bence denemeye değer." Dedi.

Elimi geri çekip ayağa kalktığımda Kuzey'in yüzünde sıcacık bir tebessüm belirdi.

"Ben üstümü çıkarırken sakın arkanı dönme."

Dediğimi aynen yerine getirmişti. Arkasını döndü ve ben üzerimi çıkarana kadar o şekilde bekledi.

İskelede oturur vaziyete geldiğimde ayağımı suya değdirdim. Fazla soğuk değildi ama yine de içimi üşütmeye yetiyordu.

İçimde büyük bir şüphe vardı ama Kuzey haklıydı. Bir şeylerden başlamam lazımdı. Denize karşı olan korkum ve nefretim burada bir son bulmalıydı.

Daha fazla düşünmeyerek yavaş yavaş suya girmeye başladım.

Tüm bedenim suya girdiğinde Kuzey'in bana uzattığı elini tuttum.

Onun yanında olmaktan memnundum. Güvende ve kendimde hissettiriyordu beni. Ama üzerimdeki gerginliği Kuzey bile engelleyemezdi. Gerginliğimi hissetmiş olmalı ki avucunu elime daha da bastırdı.

"Sakın elimi bırakma." Dedim ona sığınırken.

"Sen bırak desen de bırakmam zaten."

Bu sefer beni önüne aldı ve belimden sıkıca tutup ilerlemeye başladı. Su biraz daha yükselinceye kadar ilerledik ve sonunda durduk. Kuzey ellerini belimden ayırmadan karşıma geçti.

Kendimi birden çok kötü hissetmeye başladım. Gözlerim acıyla yanmaya başladı. Kafamda sürekli o an canlanıyordu. Babamın ağzından çıkan küfürler, teknenin içine sıçrayan suyun soğukluğu, o anda hissettiğim korku ve kaybetme korkusu...

Hatırladıkça buz kesiliyordum. Şimdi ise elimden tutan bu adam içimdeki buzu eritecek kadar derin bakıyordu bana.

"İyi misin?"

Değildim. Hem de hiç. Gözlerimi sıkıca kapatmış ve tüm ağırlığımı Kuzey'e vermiştim. Benim için endişelenmesi fazla doğaldı.

"Serra. Aç gözlerini bana bak."

Gözlerimi açmamakta ısrarcıydım. Fakat ikinci söyleyişinde direnmekten vazgeçtim ve gözlerimi açtım.

Yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve rahatlatıcı bir tınıyla konuşmaya başladı.

"Daha fazla kaçamazdın. Bunu eninde sonunda yapmalıydın. Sadece bunu düşün. Başka hiçbir şeyi düşünme."

"Bunu eninde sonunda yapmalıydım."

"Evet."

"Mutlaka yapmalıydım."

"Devam et."

"Bunun olması gerekiyordu. Daha fazla kaçamazdım."

Ardından söylediklerim birer fısıltıya dönüştü.

"Daha fazla kaçamazdım..."

Babamın öldüğü tekrar aklıma geldiğinde, gözlerim yanmaya başladı ve gözümden iki yaş aktı. Ardından diğerlerini de beraberinde getirdi.

Kuzey kollarını belime doladı ve beni kendine çekti. Bir elini başıma koydu ve diğer eliyle belimden tutmaya devam etti. Ama bir faydası yoktu. Aksine bu daha fazla ağlamama sebep oluyordu. Gözümden akan yaşları bir türlü durduramıyordum.

"Kolay olmayacağını biliyordun."

"Çıkmak istiyorum buradan." dedim hıçkırıklarımın eşliğinde.

Bir an önce gitmek istediğimden kollarından kurtulmaya çalıştım ama bu sefer daha sıkı tuttu.

"Hayır Serra. Yüzleşmek zorundasın. Pes etme."

Ben daha şiddetli ağlayınca yüzümü ıslak ellerinin arasına aldı.

"Aynı şeyi düşünme. Başka şeyler düşün. Babanı unut Serra. O öldü. Gitti. Artık yok. Gelmeyecek. Ömrün boyunca babanın gölgesiyle yaşayamazsın anladın mı? Hayata dönmek zorundasın."

"İstemiyorum bırak beni."

Kuzey'i itmeye çalıştıkça beni daha sıkı tutuyordu ve ondan uzaklaşmamı engelliyordu.

"Bırak. Ne olur!"

Artık hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım. Ağlamaktan, Kuzey'in kollarında çırpınmaktan gücüm kalmamıştı. En sonunda çırpınmaktan vazgeçtim ama ağlamaya devam ettim. Gözyaşlarım kapalı göz kapaklarımla savaşıyorlardı resmen.

Direnmeyi bıraktım ve Kuzey'e daha fazla sığındım. Saçlarımı okşamaya başladığında yavaş yavaş sakinleşmeye başlamıştım.

"Başardın." Dedi kulağıma fısıldayarak.

Evet başarmıştım. Yıllardır kaçtığım şeyle yüzleşmiştim. Kabuslarımla, geçmişimle, korkularımla hatta babamın katiliyle yüzleşmiştim bugün.

Ama en önemlisi ise ben bugün kendimle yüzleşmiştim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 30, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UFKA YOLCULUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin