BORÇ

37 2 0
                                    

Bölüm biraz geç geldi maalesef. Ama inanın şu sıralar kafamı dersten kaldıramıyorum. Tatilde neden ders çalıştığım hakkında hiçbir fikrim yok ama ne de olsa konu YGS. Yumurta kapıya dayandığında çalışmak yerine şimdiden başlasam iyi olur. Ama bundan sonra her hafta düzenli bölüm gelecek. Bazı haftalarda 2-3 bölüm bile yayınlayabilirim. Hiç belli olmaz 😉

Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar...💗

Ariana Grande- Dangerous women

"Sanırım sana aşık oluyorum." 4 kelime ve 11 heceden oluşan bu cümle resmen nefesimin kesilmesine sebep olmuştu. Olduğum yere çakılı kalmıştım sanki. Ne hareket edebiliyordum ne de ağzımı açıp bir şeyler söyleyebiliyordum. Yaptığım tek şey Kuzey'in koyu kahve tonlarındaki gözlerine bakmaktı. O da aynı şekilde yalnızca bana bakıyordu. Hala az önceki kadar yakın duruyorduk. Aramızdaki boy farkı yaklaşık 5 cm kadar olmasına rağmen kendimi yerin dibinde hissediyordum. Bir erkekten ilk defa böylesine cesur bir itiraf almış olmam beni bir hayli utandırmıştı. Yanaklarımda hissettim sıcaklık yüzümün kızarmış olduğunu doğruluyordu.

"Tamam tamam. Dur. Sadece şakaydı. "

Kuzey'in aniden eğlenen moda giren yüzü karşısında sinir krizi geçirmemek için zor tuttum kendimi. Ne yani benimle dalga mı geçiyordu?

Bir an nasıl bu kadar aptal olabildiğimi düşündüm. Daha 3 gündür tanıdığım bir ukaladan aşk teklifi aldığımı düşünmüştüm resmen. Fakat beni asıl şaşırtan bu değildi. Evet, bu kadar aptal olabildiğime tabi ki şaşırmıştım fakat Kuzey, söylediklerinin birer şakadan ibaret olduğunu söylediğinde yere çakılmıştım sanki. Kalbimde ufacık bir acı hissetmiştim. Ne yani? Bir aptal adamın sözlerine mi kırılmıştım?

Düşüncelerimi anlamsız fikrine dayadım ve öfkeli bakışlarımla doğrudan Kuzey'in gözlerine baktım.

Attığım bakışları anlamaya çalışır gibi duruyordu. Uzun bir aradan sonra ilk konuşan yine o oldu.

"Ama gerçeklik payı olan bir şakaydı."

Daha fazla saçmalık dinlemek istemiyordum. Bu yüzden arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Aslında kolumu tutan demir eller olmasaydı yürüyebilirdim evet.

"Serra! Bekle!"

O kadar güçlüydü ki narin bir kız olmamama rağmen kolumu acıttığını hissetmiştim. Gitmeme engel olmak adına hala kolumdan tutuyordu. Rahatsız olduğumu hissettiğinde ellerini yumuşattı fakat bırakmadı. Az önceki pozisyonumuzdan daha yakın duruyorduk ve bu durum Kuzey'i daha yakından incelememe fırsat sunuyordu. Gözleri yakından bakıldığında daha iri ve koyu gözüküyordu. Yeni çıkmaya başlayan sakalları iri dudaklarını çevreliyordu. Saçlarının bir tutamı gözlerinin önüne düşmüştü ve bu hali onu şeytani derecede yakışıklı yapıyordu. Teninden yayılan erkeksi kokusunu hissettiğimde kalp atışlarım hızlandı. Yerimde kıpırdanmaya başladığımda bile hareketlerim amaçsızdı. Çünkü Kuzey'in beni bırakmaya hiç niyeti yok gibiydi.

Elini yavaşça yanağımda gezdirdi. Kendi açtığım yaranın hemen yanından tüy yumuşaklığında bir geçiş yaptı. Yaramı acıtacağından çekiniyor gibiydi.

"Çok acıyor mu?" Dedi kaşlarını çatarken.

Sesimin heyecanlı çıkmaması için içimden 20'ye kadar saymam gerekmişti. Şükürler olsun ki sesim her zamanki gibi mesafeli tonda çıkmıştı.

"Hayır acımıyor."

"Şu tırnak izlerine bak. Eli bayağı ağırmış anlaşılan. "

Artık müdür tehlikesini atlatmış olmamla birlikte gerçeği söylememde bir sakınca görmüyordum.

UFKA YOLCULUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin