23. Bölüm

24 2 1
                                    

Önden Mert,arkasından da ben koşuyordum.El ele tutuşmuştuk fakat ben ona yetişemiyordum.Köpekler çoğaldıkça çoğalıyor,biz hızlandıkça hızlanıyorduk.Benim,bizi yavaşlattığımızı düşünmüş olmalı ki; beni birden kucaklayıp koşmaya devam etti.Pek ağır olduğum sayılmazdı,bu yüzden zorlanacağını sanmıyordum,rahattım.

"Koş Mert,koş!!"

Kahkahalar arasında Mert'e bağırırken aslında korkuyordum fakat;onun yanında bunu hissedemiyordum,onun yanında korkmuyordum hiç bir şeyden.Her şey yolunda gibiydi onunla,öylesine her şeyden kopmuştuk ki o an; 1 saate yakın bir süre önce olanlar hiç yaşanmamış gibiydi,annem ve babam beni terketmemiş,onun ailesi bir arada,Nur ve müstakbel babası hayatımızda hiç yokmuş gibiydi.

"Kurtulduk galiba onlardan Toprak."

Beni yere indirirken soluk soluğa kalmıştı.Bulduğumuz ilk yere oturduk ve dinlenmeye koyulduk.10 dakika sonra Mert'in omuzundan kafamı kaldırdığımda Mert ayağa kalktı ve elini uzatıp beni de kaldıracakken tişörtün de bir leke farkettim.Ne olduğunu anlamaya çalışırken baktığımı farketmiş olmalı ki beni beklemeden yürümeye başladı.

"Mert,bir dakika durur musun?"

Arkasından koşarak ona yetişmeye çalışıyordum fakat çok hızlı adım atıyordu.

"Mert,bana dön."

Sonunda yetiştim ve kolundan tuttuğum gibi kendime çevirdim.Lekenin kan olduğunu anlamıştım ama emin değildim.Fakat;dokununca kan olduğunu anladım.Hem de henüz yeni kanayan bir yaradan olmalı ki,ıslaklığı elime bulaşmıştı.Bakmak için gömleğini kaldırmaya yeltendim,ellerimi itti ve açmama izin vermedi.

"Mert,kan bu.Yaran...kanıyor Mert.Benim yüzümden,özür dilerim benim yüzümden!"

Kafamı avuçlarının içine alarak "Önemli değil Toprak,büyütme ne olur.Hadi gidelim." Dedikten sonra elimi tuttu ve yürümeye devam etti.

"Mert şuradan bir taksi çevirip direk hastaneye gidiyoruz,lütfen."

"Gerek yok,haydi yürü."

Eve gelene kadar ısrarlarıma pek kulak asmayıp beni geçiştirdi ve hastaneye gitmedi.Taksiden birlikte indik ve evin kapısını açtığım an ona;
"Hemen salona geç Mert,ben şimdi geleceğim." Dedim ve o da montunu fortmantoya astıktan sonra içeri geçti.

5 dakika sonra tentridiot,pamuk,sargı bezi ve makas alıp yanına geldim.Fakat;uyumuştu Mert.

"Mert,uyanır mısın?"

Bağırmama rağmen kıpırdamadı ve ben de ona uyurken pansuman yapmaya karar verdim.

Gömleğinin düğmelerini açtım ve büyük ihtimalle tam karaciğerinin üzerine denk gelen bıçak yarasının kenarlarına temizlenmesi için pamuğa döktüğüm tentridiotu sürdüm ve daha fazla canını yakmadan kestiğim sargı bezini çıkarması kolay olacak şekilde bantladım.

"Aferim,hiç acıtmadın."

Gülümseyerek uyuma numarasını bozan Mert,beni kendine doğru hızla çekti.O an nefesini dudaklarımda hissettim,aramızda 1 santim var ya da yoktu.

İkimiz de sustuk fakat;dakikalar sonra kendimizi,birbirimize bırakabilmeyi başardık...

ZAMAN ⏳Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin