Bölüm 5: PARTİ

197 30 53
                                    

Kalp, neden sıradan bir organ değil ki? Neden tüm duyguları o sırtlanıyor? Hadi tüm duyguları üstleniyorsun da neden umut denen lanet beklentinin her seferinde; üzüntüyü, hayal kırıklığını getireceğini bile bile o küçücük hacminde ona da yer veriyorsun?

Bugün kazanın üstünden 5 gün geçti. Afra anlamadığım bir şekilde hala benle ilgileniyor. Artık ağrım falan kalmadı. Başımdaki sargıyıda çıkarttım ama bu kız neden bu kadar iyiliksever bilmiyorum. Herkese de öyle değil. Sınıfta sessiz kızken benim yanımda 'İyi misin? Ağrın var mı? Bir şey istiyor musun?' soru işaretleriyle dolu olan zihnime yenileri eklemekten başka bir işe yaramıyor bu soruları.

Azra hala bana iğneleyici bakışlar atmaya devam ediyor. Çünkü bizim sevgili işini Ayvaz ve Didar'ın babası Mustafa Bey duyduğu için oyuna devam ediyoruz. Hatta yarın akşam Mustafa bey'in davetine Ayvaz'la katılacağız. Ben ne kadar böyle şeylerden hoşlanmasam da Ayvaz'ı yarı yolda bırakamam. Bir ara konuşup bizi sevgili sanan kişilere anlaşamıyorduk ayrıldık gibi bir şeyler söyleyip oyunu bitirmeyi teklif edeceğim. Böylelikle kimseye yalan söylemek zorunda kalmayacağız.

Ders bitince yemekhaneye indim. Bu kadar kalabalık olmak zorunda mı? Hemen yiyecek bir şeyler alıp en sakin köşeye ne kadar olabilirse geçip oturdum. Çevremdeki kızların gözlerinin bende olmasına anlam veremesem de yemeğimi yemeye devam ettim. Kısa bir süre sonra yanıma Didar geldi. Ben hala bana imalı bakışlar atan kızlara bakarken Didar'da bunu fark etmiş olsa gerek

'yenisin ya o yüzden bakıyorlardır takma.' Didar' a uyarak takmamaya çalıştım ama duyduklarımla kaşlarım çatıldı.

-kıza bak daha geleli ne kadar oldu okulun en yakışıklısıyla sevgili

-güzel bir şey olsa gam yemem. Ben ondan daha güzelim.

-kızım şans bize gülmüyor somurtuyor resmen. Okulun sahibinin oğluyla çıkıyor yakında yüzüğü de geçirir parmağına tamam.

- sırf Kozan Veliahdı diye sevgili olmuştur. Para kokusunu aldı tabi

Bunu duymamla ne ara ayağa kalkıp ne ara onların masasına gittim bilmiyorum.

-ne dediğinizi kulağınız duyuyor mu sizin!!

-ne? yalan mı kızım. Herkes biliyor senin para için iki gündür tanıdığın birinin kucağına atladığını

Bu dediğiyle kızın üzerine atıldım. Tam saçından tutmuştum ki yanımda Didar'ın da konuşan kızlardan birinin üzerine yürüdüğünü gördüm. Karşımdaki kız benim dikkatimin kaymasından fırsat bilip saçımı ellerini doladı. Bende tam karşı atak yapacakken biri tarafından çekildim. Kızın yüzüne sabitlediğim bıçak kadar keskin öfkeli bakışlarımı kolumdan tutana çevirdiğimde Afra olduğunu gördüm. Didar'ı da Ayvaz tutuyordu.

Kavgadan sonra ben, Didar ve diğer üç kız müdür'ün odasındaydık. Kolej olmasına rağmen kuralları olan bir okul sonuçta. Kızlar ilk bizim üzerlerine yürüdüğümüzü söylediler. Evet, fiziksel olarak ilk atağı biz yaptık çünkü onlar da kaşındı. Ama Didar sayesinde ceza almadık. Gerçi ceza alsam da umurumda olmazdı. Bana o ithaflarda bulunanlara kayıtsız kalamazdım.

Akşama kadar hiç istemesem de Didar'la yarın için kıyafet baktık. En sonunda siyah uzun tek askılı, sadece sağ dizinde derin bir yırtmacı olan elbiseyi aldım. Didar da gece mavisi mini, belinde siyah ince kemeri olan bir elbise aldı.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BİLİNMEZLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin