O an sanki zaman durmuştu. Gözlerim karşımdaki kumral adamdan çekemiyordum. Korkuyordum o sahneyi görmekten , birini daha kaybetmekten deli gibi korkuyordum.
" Bu güzellik de kim?" Bilinmeyen adam bunu söylerken silahın ucuyla beni göstermişti. Bana doğru yürümeye başladığında kendimi tutamayıp boğazımdan bir hıçkırık kaçtı. O esnada duyduğum sesle saniyelerdir milim oynatmadığım gözlerim anında arkamda kalan bir bölgeye sabitlenmişti.
" Gökay ! Kes şunu. Onu korkutuyorsun!" Usalp' in sesini duymanın beni bu kadar mutlu edeceğini bilmiyordum. Hiç düşünmeden ona doğru koşarak sarıldım. İlk defa ona bu kadar sıkı sarılıyordum. Usalp' de bunun farkındaydı. Önce gerilsede anında bana karşılık verdi.Ağlamam daha da şiddetlenirken kulağıma fısıldadı. "Ağlama, şhh tamam çok mu korkmuş benim yağmurum."Başımı boynundan çekmeden başımı olumlu anlamda salladım.
" Atlas bu kız kim? Us' a sarılıyor bu? " Arkadan konuşan kişinin benden bahsettiğini biliyordum onu aldırmadan devam ettim.
"Sana bir şey oldu sandımm." Sesim çok kısık çıksada Usalp' in duyduğunu anlamıştım. Saçlarımı okşayarak beni daha çok sardığında Gökay diye tamin ettiğim biraz önceki ses tekrardan duyuldu.
"Oha! Us' ta ona sarıl.. Bir saniye bi saniye ,Yoksa bu o kız mı? " Sakinleşirken Gökay'ın söylediklerine anlam vermeye çalışıyordum. Nisan'ın dedikleriyle kendimi geri çekerek ona baktım.
" Evet, meşhur Selisimiz " Nisan'ın neşeli çıkan sesiyle bütün gözler beni bulmuştu. En son dayanamayıp Usalp'e yaklaşarak fısıltıyla konuştum.
" Usalp neler oluyor burada bu adamlar da kim?" Herkes pür dikkat benim ne yaptığımı izliyordu. Bu durum beni ne kadar rahatsız etse de Usalp' in cevap vermesini bekliyordum.
" Oturalım mı ?"Nisanın önerisiyle ben ve Usalp yan yana karşımızda Gökay ve onun yanıda da Atlas ile Nisan oturuyordu. Bu adamlarla neden karşı karşıya oturduğumuzu hala kimse açıklamadı. " Abi baya baya karşımızda oturuyor. Kaç yıl önce görmüştüm. Hala inanamıyorum. " Gökay' ın bu sözlerin muhattabı ben değilim diye düşünsemde karşısında ben oturuyordum.
" Neyden bahsediyorsun sen?" Yüksek çıkan sesimle Usalp elini koluma koydu. Bu hareketiyle bakışlarımı ona çevirdim.
" Gökay sus! " Bana bakarak Gökay' a susturmasıyla açıklama bekleyen gözlerle ona baktım.
" Neler oluyor açıklayacak mısın?" Başını sallayararak beni onayladı. El işaretiyle Atlas ve Gökay' ı gösterdi.
" Bu ikisi benim kardeşim sayılır. " Ben olayı anlamaya çalıştıkça onlar durumu daha da zorlaştırıyorlardı.
" Nasıl kardeşin ? Peki az önce olanlar?" Kardeşi olarak gördüğü kişilerin nasıl ev basıp silah çektiklerini anlatması gerekiyordu. Ben Usalp' in bir şeyler demesini beklerken Atlas ilk defa konuştu.
" Selis, bunun özürlü davranışlarlarına bakma sen. O hep böyledir." Usalp' e baktığımda yüzünde hafif bir tebessüm vardı.Bu aralarında samimiyet olduğunu gösteriyor. Bir anda Gökay ayağa kalkarak Usalp' e döndü.
" Abi ne diyor bu . Biz bunu yanımızda taşımayalım boşa . Valla bak ben yaparım bütün işleri. Gönder şunu." Üzgün bir şekilde söyledikleri babasına kardeşini şikayet eden bir çocuk gibiydi. Atlas yüzünde oluşan tebessümü gizleyerek Gökay' ı ensesinden tutarak tekrardan yanına oturttu.
"Sus lan. Senin gibi gereksiz biri mi yapacak bütün işleri ? " Onlar hakkında ön yargılı davrandığımı anlamıştım. Bu tatlı atışmaya Nisan' ın sözleri son verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİLİNMEZLİK
Jugendliteratur'Hayatım hakkında zerre şey bilmiyorsun?' 'Biliyorum!' 'Bu bilinmezliğin beni tükettiğini bilmiyorsun?' ' Yanılıyorsun! senin bilinmezliğin BENİM güzelim. Ve ben seni tüketmiyor aksine kendime saklıyorum.' 'Hemen, şu an şu dakika ölmek, değe...