Değer ; bir olgudur, bir duygudur,bir güveniştir. Peki, kime verilir? Neye göre verilir? Ben Selis Kaya hayatımdaki herkese değer veririm. Onlar beni önemsese de önemsemese de. Doğru ya da yanlış değer vereceğim kişiyi seçmem seçemem. Şu an karşımda duran Ayvaz' a da kısa bir sürede değer verdim. Benden beklediği açıklamayı yapmam gerektiğinin de farkındayım.
"Selis konuşmamız lazım. "
Sesi gerçekten de ifadesiz çıkmıştı. Konuşmanın konusu kesinlikle Usalp bunu biliyorum. Bu açıklamayı yapmak zorunda olmasam da Ayvaz' ın gözlerinde benim için küçücük bir merak görmek bile beni buna zorluyor. Başımı sallayarak onu onayladım. Daha sonra bunu görmediğini düşünerek konuştum.
"Tamam, konuşalım"
Her zamanki grubun oturduğu yer bugün boştu. Her ne kadar nedenini merak etsem de sorgulamadım. Ayvaz boş olan bankı işaret ederek
" Oturalım, Konuşacağımız konu uzun"
Söylediği sözlerde bana karşı imayı anlamamak imkansız. Tekrardan onu başımla onaylayarak banklara doğru ilerledim. Ayvaz da beni takip ederek banka oturdu.
"Selis dünkü çocuk ya da adamı tanıyor musun?"
Çocuk kelimesine ne kadar gülmek istesem de Ayvaz'ın ciddi tavrını görünce kendimi tuttum.
"Dünde söylemiştim. Tanışıyoruz"
"Nereden tanıyorsun o adamı? Senin öyle tehlikeli tiplerle işin olmaz diye biliyorum."
Gerçekten de Usalp çok tehlikeli biri .Derin bir nefes alarak Ayvaz'a döndüm.
"Kaza yaptığım gün beni hastaneye Usalp götürmüştü. Orada tanıştık."
"Selis sen ne dediğinin farkında mısın? Daha on beş yirmi gündür tanıdığın adama güvenip nasıl onunla gidersin?"
Emin ol bende Usalp'le karşılaşana kadar öyle düşünüyordum. Ama Usalp'in tehditlerine göz yumup kafamın dikine gidemezdim.
"O kötü biri değil. Aksine beni koruyor hatta Ata'dan beni kurtaran da Usalp."
"Ata'dan seni o adam mı kurtardı?"
Sanki bu gerçeğe sinirlenmişti.
"Evet,Usalp kurtardı."
Sesim 'ne var bunda ?' der gibi çıkmıştı. Benim onaylamamla çenesi daha çok kasıldı.
"Tamam sana iyilik yapmış olabilir ama bu okula kadar gelmesi için bir sebep değildi."
Of gerçekleri söyleyip kurtulmak istiyorum ama Usalp'in kuralları aklımdan çıkmıyor.
"Rapor konusunda yardımcı oldu sadece."
"O nereden biliyor senin okula gitmeyip rapor alman gerektiğini?"
Allah'ım her sorduğu soruyla biraz daha geriliyorum. Dört gün Usalp'te kaldığımı duysa 'nasıl tanımadığın bir adamın evinde kalırsın' deyip çıldırır herhalde.
"Ayvaz.."
Ben cümleme yeni başlamışken ders zilinin çalmasıyla derin bir oh çektim.
"Ayvaz zil çaldı . Hadi derse geç kalmayalım."
Hemen banktan kalkıp okula yöneldim. Ayvaz'ın kolumdan tutmasıyla durmak zorunda kaldım.
"Selis.Bu konuşmaya daha sonra devam edeceğiz. Burada kapanmadı."
Şimdilik konunun kapanmasıyla sevinerek ona tebessüm edip okula girdim. Hoca'yla kapıda karşılaştık. Hemen sınıfa girip yerime geçtim.Bugün bir değişiklik yaparak dersleri dinleyip notlar aldım. Son dersi de bitirip çıkış zili çaldığında bende bitmiş durumdaydım. Hemen çantamı toplayıp sınıftan çıktım. Yorgunluktan ağır ağır merdivenleri inip okuldan çıktım. Herkes okuldan kaçarcasına çıkarken en geride ben kalmıştım.Yorgunluğumun sebebi dersler değildi aslında yaşadıklarım da değildi. Aksine yaşanmamışlıklardı asıl beni yoran. Ailemle yaşayamadıklarım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİLİNMEZLİK
Ficção Adolescente'Hayatım hakkında zerre şey bilmiyorsun?' 'Biliyorum!' 'Bu bilinmezliğin beni tükettiğini bilmiyorsun?' ' Yanılıyorsun! senin bilinmezliğin BENİM güzelim. Ve ben seni tüketmiyor aksine kendime saklıyorum.' 'Hemen, şu an şu dakika ölmek, değe...