BÖLÜM ŞARKISI : The Cardigans-Lovefool -MEDYADA-
İkimiz de telaşla Arden'e doğru koşmaya başladık. İlk defa bir erkeği böyle sessiz ama güçlü bir şekilde ağlarken görüyordum. İçimi acıtmıştı bu hali. Bunun sebebini bilmemek ise beynimin sınırlarını zorluyordu. Yanına ulaşmaya çalıştığımız on saniye sanki hayatımdan on yıl almış gibiydi.
Hızlıca kanayan eline baktığımda çok da derin bir yara olmadığını, kanın çoktan kurumaya başladığını gördüm. İçim rahatlamıştı. Sarper'le birbirimize ne yapacağımızı bilmez şekilde bakıyorduk. Sonunda Sarper, konuşmanın iyi fikir olacağını düşünmüş olmalı ki Arden'e seslendi.
''Hey, dostum. Dünyadan Arden'e! Orada mısın?''
'Bu mu yani?' dercesine ona baktım.
''Arden? İyi misin?'' Sakince kurduğum bu cümleler işe yaramış gibi görünüyordu. Arden sanki orada olduğunu yeni fark etmiş gibi etrafına bakmaya başlamıştı. Gözlerimiz buluştuğunda ağlamayı yeni kesen kırmızı gözleri hala ıslaktı.
''Eva.'' dedi fısıldayan gizemli ses tonuyla. ''Burada ne işin var?''
''Asıl senin burada ne işin var? Burası benim evim.''
''Burası da benim.'' diyerek, yaşlı çiftin evini gösterdi. Demek ki babaannesi ve dedesinin taşındığı ev burasıydı. Bu önceki gece onu bizi izlerken görmemi de açıklıyordu.
''Peki, hadi seni sağlık ocağına götürelim de eline baksınlar.'' dediğimde elindeki yarayı inceliyordu. Tekrar bana döndü, olumsuz anlamda kafasını salladı. Bu haldeyken onu zorlamayacaktım, sevmediğini biliyordum. Kısaca Sarper'e teşekkür ettikten sonra Arden'i eve soktum.
''En azından benim bir bakmama izin ver.'' dediğimde usulca kabul etti. ''Aferin, hep böyle uslu bir çocuk olmalısın.'' dediğimde ise çapkınca güldü.
''Gayet yaramaz da olabilirim.'' Eski haline ne çabuk dönmüştü. Bir şey demeden yukarıya çıkıp gerekecek malzemeleri aramaya koyuldum.
Tekrar aşağı indiğimde Arden, Kedicik'in mama kabına süt ve mama koyuyordu. Beni fark ettiğinde elinde Kedicik'le bana döndü.
''Aç görünüyordu. Beni yemeye çalıştı.'' dedi yapmacık bir dehşetle. ''Nasıl yetiştirdiysen artık.''
''Henüz birkaç gündür burada. Daha adını bile koymadım.''
''Bence Aslancık falan koymalısın.'' Bulduğum isimle olan benzerliği beni güldürmüştü.
''Ben Kedicik diyordum, bir isim bulana kadar ama bu fikri de değerlendireceğim.'' dedim beğenmiş bir yüz ifadesiyle.
Elimdeki malzemeleri masaya bıraktığımda gelip oturması için seslendim. Sesini çıkarmadan oturduğunda canını acıtmamaya çalışarak yarayı temizlemeye başladım. Bu işten çok anladığım söylenemezdi ama deneyebilirdim.
Canının yandığından emindim ama değil yüz ifadesini değiştirmek, gözünü bile kırpmadan beni izliyordu. İşimi bitirdiğimde ilk halinden daha iyi göründüğü kesindi. Sıra sebebini öğrenmeye gelmişti.
''Anlat bakalım şimdi, kiminle kavga ettin?''
''Kendimle.'' dediğinde durakladı. Hızla hatasını telafi etmek istercesine, ''Yani, biriyle değil. Öyle. Kötü sayılacak bir haber aldım. Kendime hakim olamadım.'' dedi.
''Yani dün gece duyduğum kavga sesleri ondandı.'' diye mırıldandım. ''Ne haberi?''
''Dedem, ölmüş.'' Tane tane söylemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Kalpler Kulübü
General Fiction''Bu kulübenin adını Yalnız Kalpler Kulübü koymuştum. Sadece benim içindi ve benim de gayet yalnız bir kalbim vardı.'' ××× ''Tekrar ve son kez teşekkür ederim.'' ''Rica ederim, her zaman.'' Çapkınlığından mı yoksa gerçekten tavrı bu olduğundan...