16. Bölüm

181 61 8
                                    

BÖLÜM ŞARKISI : Every Breath You Take - The Police (Denmark+Winter)-MEDYADA-

Ve medyada güzel mi güzel, ponçik mi ponçik bir afiş var. Ellerine sağlık kucukyazarr :)

Elime aldığım fotoğrafı incelerken neredeyse yarım dakikadır tuttuğum nefesimi seslice serbest bıraktım. Yaşlı ve sevimli bir çift, birbirlerine sarılmış vaziyette kameraya gülümsüyordu. Arkadaki manzaraya daha dikkatli baktığımda ise, yalnızca bir kez ziyaret ettiğim hastanenin bahçesiyle hiçbir alakası olmadığı çok açıktı.

Muhtemelen olanlardan fazlasıyla etkilenmiştim ve paranoyakça davranıyordum. Ege'nin böyle bir şeyle ilgisi olması zaten mantıksızdı. Daha yeni tanışmıştık, neden böyle şeylerle uğraşsın ki? Onu da tedirgin etmiş olabileceğimi fark ettiğimde konuştum.

''Şey... Bu fotoğraf, çok güzelmiş. Ben bir an sandım ki... Yani benzettim.'' Konuşmamıştım, konuşmaya çalışmıştım yalnızca. Fotoğrafı elimden aldı, hüzünlü bir gülümsemeyle fotoğrafa bakarken gözlerinin dolduğunu fark etmiştim.

''Manevi büyükannem ve dedem... İkisini de çok severdim. Annem ve babamdan bile daha çok hatta...'' Not kağıtlarının ardında kalmış bir yarayı deştiğim için üzülmüştüm.

''Ben üzgünüm, bilseydim hiç şey yapmazdım.'' Ne yapmazdım? Doğru düzgün konuşamıyordum bile.

''Sorun değil, ben her gün bakıyorum bu fotoğrafa. Daha önce kimse sormamıştı sadece.'' derken samimi bir gülümseme yayıldı yüzüne. Beni de gülümsetmişti.

''Ben artık gideyim en iyisi. Teşekkürler ilgilendiğin için.'' Kapıya yönelmiştim.

''Hey! Eva, bir yerde oturup kahve içmek ister misin?'' Durup duvardaki saate baktı. ''Yani mesaim neredeyse bitti.''

''Neden olmasın?'' Aslında reddetmeyi düşünmüştüm ama hayatımda normal şeylere de ihtiyacım vardı. Sıradan bir arkadaşla, sıradan bir kafede, sıradan şeylerden konuşurken sıradan bir kahve içmek gibi.

Ege, toplanması gereken şeyleri toplarken ben de köpekleri seviyordum. Bir tanesiyle gerçekten çok iyi anlaşmıştık ve eğer Kedicik olmasaydı onu almayı düşünebilirdim. Evin içinde yavru bir kediyle yavru bir köpeğin olduğunu gözümün önüne getirirken bu hayallerim telefonumun zil sesiyle bölündü.

Ekranda gördüğüm büyük harflerle 'ARDEN' yazısı tüylerimin diken diken olmasına sebep olmuştu. Kimseyi tamamen büyük harfle kaydetmezdim ve aslında bu numarayı kaydettiğimi bile hatırlamıyordum.

Arden'le evdeyken yaşadığımız konuşma aklıma geldiğinde yüzümden ateş çıktığından emindim. Daha fazla elimdeki telefona boş boş bakmanın anlamsız olduğunu fark edince ekranı sola kaydırdım.

''Efendim?'' Sesim düşündüğümden de kısık çıkmıştı. ''Efendim?'' diyerek daha duyulabilir bir tonda tekrar ettim.

''Eva, neredesin? Evin ışıkları yanmıyor ve Yalnız Kalpler Kulübü'nde de değilsin.'' Tedirginliği sesinden anlaşılıyordu. Başkasının ağzından 'Yalnız Kalpler Kulübü' adını duymak garip hissettirmişti.

''Kedicik için bir şeyler lazımdı, pet shoptayım.'' Ufak bir kahkaha attım. ''Hah, sen beni merak mı ettin?''

''Peşinde bir psikopat varken mi? Nihayet seni kaçırıp kaçırmadığından emin olmak istedim ama sanırım hala başımın belasısın.'' Gayet açıkça benim için endişelenmişti.

Yalnız Kalpler KulübüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin