Bölüm 11: "Tokat"

169 7 13
                                    

Yatağımda uzanırken Ray'in hırkasına bakıyordum. Aklıma o gülüşü geliyordu. Bir süre hayal kurduktan sonra yerimden kalktım. Çünkü Madeleine'in geçen geceki hali yüzünden bir türlü rahat olamıyordum. Gidip konuşmalıyım.

Madeleine yemek salonundaydı. Koşar adımlarla indim ve salonda Madeleine'i aradım. Cam kenarındaki masada bir şeyler yiyordu.

Karşısındaki sandalyeye oturdum. Madeleine selam verdikten sonra karşılık verdim. Hadi ama, ağzını açıp sor Derek'i! Yapabilirsin!

Madeleine bana dik dik bakıyordu:
-Konuşacak mısın?

-Ah, şey, tabii. Şey, aslında...

Cümlenin devamını getiremiyordum. Yağan her yağmur damlasının cama vuruşu, beni daha çok geriyordu.

-Dün gece, seni gördüm, kapıda...

Madeleine bana şok olmuş bir şekilde bakıyordu. Daha sonra başını eğip buruk bir şekilde gülümsedi:
-Demek öğrendin...

-Aslında, tuvaletten dönmeyince seni aramaya çıkmıştık. Seni aşağı katta görünce yanına geldim. Ama istemeden öğrendim, onu sevdiğini.

-Bir dakika, çıkmıştık derken? Yoksa Janet da mı biliyor?

-Hayır, o sırada lavaboda yüzünü yıkıyordu, benimle gelmedi.

-Ah, iyi. Aslında bilmesini de istiyorum ama söyleyemem, aramız açılabilir...

-İstersen bunu senin için yapabilirim! Deyip hızlı adımlarla yukarı çıktım. Janet odada dergilerini okuyordu. Onun yanına geldim:
-Şey, Madeleine'den sana bir mesaj var.

Janet meraklı gözlerle bana bakıyordu:
-Mesaj?

-Madeleine Derek'i seviyor.

Bu cümleyi demeden önce Madeleine'in odaya girdiğini farketmemiştim. Madeleine ağlayarak bana doğru yürümeye başladı:
-Sana söyleme diye bağırdım arkandan ama beni dinlemedin!

Şuan çok pişmanım, niye Madi'den cevap beklemedim ki!
-Özür dilerim Madi, duymamıştım!

Madeleine bana birkaç saniye kızgınca baktıktan sonra yüzüme bir tokat attı ve koşarak odadan çıktı.

Bana tokat attı. Arkasından bakakaldım. Gözlerim sonuna kadar açılmıştı ve gözlerimi kapıdan başka yere döndüremiyordum.

-Hey, Nina iyi misin?

-En iyi arkadaşımla ilk kavgam... Nasıl iyi olabilirim?

Janet üzgünce bana bakıyordu. Beni elimden tuttu:
-Gidelim de onunla konuşalım.

-Beni görmek istediğinden emin değilim.

-Ama onun en iyi arkadaşısın, yanında olmalısın, değil mi?

Başımı "evet" yönünde sallayarak yerimden kalktım. Beraber Madeleine'i aramaya koyulduk. Her yeri dolaştıktan sonra yemek salonunda rastladık. Karşısında Derek vardı! Janet'ın yüzüne baktığımda herhangi bir kıskançlık belirtisi yoktu.

Onlara yakın başka bir masaya geçtik. Janet, Derek gittikten sonra Madi'yle konuşmayı önerdi. Ve sonuç olarak, hala bekliyoruz. Burdan duyabiliyorum, Madeleine tam olarak onunla dertleşiyor. Ve Derek de Madi'nin onu sevdiğini biliyor, fakat hiç karşılık vermiyor. Gerçekten Janet'ı seviyor olmalı.

Derek gittikten bir süre sonra onun yanına geldik. Masaya bir sandalye çekip oturdum.

Madeleine bana kızgınca bakıyordu:
-Neden geldiniz?

Ben Janet'a döndüm, o da iç çekti ve konuşmaya başladı.

-Madeleine, biz arkadaşız. Yani sen benim sevgilime aşıksın, aşkı engelleyemezsin, yani engellenemeyen bir şey için sana kızamam. Bana gelip söylesen de sana kızmayacaktım. Sana kızgın değilim.

Janet gerçekten iyi konuşuyordu. Şuan ben olsam daha da batırabilirdim işi.

Madeleine biraz olsun gülebilmişti:
-Aramız iyi, değil mi Janet?

-Elbette.

İyi, güzel, ama benle arasının bozulduğuna pek üzülmemiş galiba. Elimle bana tokat attığı yeri sıvazladım. Ardından Madeleine bana döndü:
-Özür dilerim, o an ne yapacağımı şaşırdım. İstemeden oldu.

-Önemli değil, sen benim en iyi arkadaşımsın, dedim.

Aniden kalktı ve bana sarıldı. O an gerçekten ağlayasım gelmişti. Hatta gözlerimden bir iki damla akmış olabilir. Daha sonra Janet'a da sarıldı ve böylece sorunumuz çözüldü.

-Peki, Derek konusunu ne yapacaksınız? Bu andan sonra aşk rakibisiniz!

Küçük kahkahalardan sonra Madeleine konuştu:
-Derek'e olan aşkımı bitiremem. Ona 10. sınıftan beri aşığım.

Şok oldum! Geçen yıldan beri aşıktı ve bana söylemedi mi?

-Peki, bana çıkma teklifi ettiğinde çok seviniyordun, neden ki?

Buruk bir gülümsemeyle konuştu:
-Aslında mutlu değildim, ama seni üzmek istemedim. Seni sevdiğini söylemişti, ben de ayırmak istemedim.

Bir süre sessizlik oldu. Yağmur dinmiş, güneş ışığı bütün salonu doldurmaya başlamıştı. Gökkuşağı kendini göstermişti.

Gökkuşağına bakarak devam etti:
-Aslında senden ayrıldığında, bana kaldığı için biraz olsun sevinmiştim ama seni üzgün görünce, ben de üzülmüştüm. Ve Derek'in sana attığı Janet'lı mesajı görünce hemen Janet'ı saf dışı bırakmak için o oyunu ortaya çıkardım.

Janet ve ben, ikimiz de şok içinde dinliyorduk. Madeleine bu zamana kadar bunları hissetmişti, ama hepsini içine atmıştı.

-Bu kadar dertlenmeni anlıyorum. Keşke baştan bana anlatsaydın da, içine doldurmasaydın bunları.

Onun elini tutarak ona gülümsedim. Bu sefer Madeleine buruk değil, gerçekten şirin mi şirin mutluluk gülümsemesini yaptı. Onu böyle görünce hem ben hem Janet çok sevindik.

-Madi, madem Derek'ten vazgeçemezsin, ne yapacaksın?

Janet da merak ediyordu, yüzünden okunuyordu.

-Tabii ki elimden geleni yapacağım.

Madeleine Janet'a bir bakış attı. Janet ise kahkaha atmaya başladı. Tabii bu durumda ben de kendimi tutamayıp gülmeye başladım.

-İkiniz de elinizden geleni yapın! Hadi, artık odamıza çıkalım.

Yerimizden kalktık ve yukarıya doğru adımlarımızı attık. Madeleine ile aramız daha iyi oldu gibi hissediyorum, eskisinden de iyi. Kendimi bayağı enerjik hissettim.

PopülerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin