Yemeklerimizi alıp masaya oturduk. Yemek yerken henüz hiçbir şey konuşmadık.
-Eee, Derek. Sen bana çok önemli bir şey diyecektin.
-Ah, evet doğru. Şey, Nina bak, uzun zamandır kankamsın.
O sırada kalbim küt küt atıyordu. Heyecanlanmaya başlamıştım.
-Evet, devam et?
-Ben seni seviyorum, gerçekten.
Benimle çıkar mısın?Evet o an gelip çattı. Düşünen gözlerle Derek'e bakıyordum. Gizlice cebimden cep telefonumu çıkardım ve masanın altından "Derek'in teklifini düşünüyormuşçasına" Madeleine'e mesaj attım.
"Sence teklifi kabul edeyim mi etmeyeyim mi? -Nina"
-Nina, evet. Cevabını beklemekteyim.
-Ha, bir dakika. Evet, şimdi söyleyeyim.
Madeleine'den mesaj geldi.
"Seviyorsan aç ağzını evet de. -Madeleine"
Ağzımda yavaşça bir tebessüm oluşuverdi.
-Evet, dedim.
Derek sevinmişe benziyordu. Onu mutlu etmiştim.
Yemeklerimizi bitirdik ve masalardan kalktık. Yemekhane yavaş yavaş boşalıyordu. Sınıfa çıkıyorduk.
Derek'le beraber merdivenden doğru çıkıyorduk ki Madeleine geldi.
-Derek izninle Nina'yı 2 dakikalığına alıyorum.
-Tabii ki.
Madeleine kaşlarını kaldırıp gözlerini fal taşı gibi açarak:
-Eee? Evet mi hayır mı? dedi.
-Evet.
-Ay inanamıyorum! 11/E sınıfının yeni çiftleri. Bir de yakışıyorsunuz ha.
-Sağol Madi.
Sınıfımıza çıktığımızda derste bir kompozisyon yazmak zoruna kaldık. Madeleineher bir paragraf yazdığında "Olmuş mu?", "İyi gidiyor mu?", "Güzel mi?" diye sorup duruyordu.
-Madeleine bitirince sor lütfen bunları.
-Sadece fikrini soruyordum.
-Evet. Her saniyede bir.
Madeleine kızmış suratla bana baktı ve kompozisyon yazdığı kağıda gömüldü. Derek derste ikide bir bana bakıyordu. Küçük bir kağıda "Ne bakıyorsun?" yazarak Derek'e fırlattım.
Karşılık olarak "Bir güzellik gördüm ona bakıyorum ;)" kağıdı aldım.
Yavaşça yüzümde tebessüm oluştu. Derek beni seviyordu ve ben de sanırım onu sevmeye başlıyordum.
Zil çalınca Madeleine koşarak kompozisyon kağıdını çöpe attı.
-Ben bütün o dakikada bir gelen soruları en sonunda çöpe atılacak bir kompozisyon için mi duydum?
-Evet aynen öyle. Çok kötü oldu. Sevmedim.
-Peki. Benimkini de atar mısın?
Madeleine kağıdımı yırtarak çöpe attı.
Derek'e bu zamana kadar telefon numaramı vermemiştim. Bu yüzden yanıma geldi:
-Nina, telefon numaranı verir misin?
Küçük bir kağıda telefon numaramı yazdım ve Derek'in eline koydum.
-Bana mesaj at ama sonuna adını belirtmeyi unutma. Seni oradan kaydederim.
-Olur.
Teneffüs sanki 10 dakika değil de 2 dakikaymış gibi geçiverdi. Böyle dakikalar geçti derken son dersin son dakikalarına geldik. Herkes toparlanmıştı ama ben henüz ders kitaplarını çantama yerleştiriyordum. 2 kitap 2 defteri elime alıp çantama koyayım derken yere düşürdüm. Tam eğilip alayım derken Derek beni durdurdu:
-Ben alırım.
Madeleine dahil sınıftaki herkes "Ooo" diye bağrışıp çığrışmaya başladı ki, iyi ki öğretmen bu olayı görmemiş, duymamıştı çünkü orada telefonuyla uğraşıyordu.
Derek'e kısık sesle söylendim:
-Derek niye böyle bir şey yaptın? Ben alırdım zaten.
-Olsun. Sana yardımcı olmak istedim.
-Madeleine hariç sınıftaki kimse bilmiyordu. Hepsi aramızda bir şeyler olduğunu öğrendi. Bir de işin içinde ben varsam, okulda duymayan kalmaz, benden söylemesi.
-Bir dakika, Madeleine nereden biliyor?
-Sonuçta o benim en iyi arkadaşım. Bilmeye hakkı vardı.
-Ne yani, sen ona "Ben Derek'le çıkıyorum" mu dedin?
-Hayır. Öyle demedim.
-Ee? O nereden biliyor?
-Boşver. Zaten Madeleine kimseye yaymaz. Güvenebilirsin.
Masanın altından telefonla çıkıp çıkmayacağımı danıştığımı söyleyemezdim. Boşver diyerek olayı geçiştirmiştim.
Bir de sıramda Derek'e doğru yüksek sesle "Teşekkür ederim Derek arkadaşım benim." dedim. Derek kısık sesle "Arkadaşım?" dedi.
-Anlamadın mı? Sınıf anlamasın, bilmesin diye yapıyorum. İşi bozma.
-Haa, doğru söylüyorsun, dedi ve ardından yüksek bir sesle:
-Birşey değil arkadaşım! Diye bağırdı.
Öğretmen telefonunu elinden bırakarak:
-Biraz sessiz olamaz mısınız? Yan sınıf bile duyabilir buradan sesinizi. Ders henüz bitmedi, halen zil çalmadı, dedi ve dediği anda zil çaldı. Herkes kıkır kıkır, bazıları kocaman kahkalarla gülerek sınıfı terk ettiler.
Madeleine:
-Nina beni bekler misin? dedi.
Böyle deyince ben de Derek'e:
-Beni ve Madeleine'i bekler misin? dedim.
Yerinde durdu, bizi beklemeye başladı. Madeleine hazır olduğunda üçümüz aşağıya doğru indik. Derek servisle gidiyordu.
-Görüşürüz Derek! dedim ama o görüşürüz demedi.
-Madeleine, Nina! Bugünlük bizim servise misafir olun.
Madeleine birşey demedi, konuşmayı bize bıraktı.
-Biz okuldan fazla uzak değiliz, iki adımlık yer. Derek sen okula uzak oturduğun için servisle gidiyorsun zaten. Bir de servisiniz kalabalık, biz şurdan şuraya gideriz, dedim ve Madeleine'i çekerek yoluma devam ettim.
Madeleine:
-Keşke gitseydik servisle. Niye reddettin?
-Gel şöyle yürüyerek gidelim. Boşver servisi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Popüler
Teen FictionOkulun güzel mi güzel, havalı popüler kızı. Onun arkadaşlıkları ve aşkları. Ona oynanan oyunlar ve intikamlar. Onun anıları, onun okul hayatı. Onun engebeli hayatı... Popüler kızımızın tüm maceraları bu kitapta. Tanık olmaya ne dersiniz?