Bölüm 8: "Günbatımı"

209 14 4
                                    

Yaklaşık akşam 4 gibi gezi yerindeydik. Çok doğal bir ortamdaydık. Mavi deniz güneşin ışınlarıyla parlarken, çiçekler ayrı bir canlılık katıyordu.
Serbesttik. İstediğimiz gibi dolaşabilirdik.
Ray tam yanımdan geçerken ona seslendim.
-Şey... Acaba ben ve Madeleine'le beraber dolaşsan olmaz mı?
-Bir dakika Nina!
Bir çocuğun yanına gitti ve bir şeyler konuşmaya başladı. Biz de onlari izliyorduk. Yaklaşık 3 dakika sonra ikisi beraber bizim yanımıza geldiler.

Ray:
-Özür dilerim, Ethan'a da bizimle gelip gelmeyeceğini soruyordum.

Ethan yeşil gözlü, siyah saçlı biriydi. Konuşmaya başladı:
-Selam! Ben 11/A'dan. Muhtemelen beni tanımıyorsunuz.

Madeleine atladı:
-Tanışırız öyleyse!
Klasik Madeleine. Çok sosyal.

Ethan küçük bir kahkaha attı.
-Tabii ki.

Dördümüz beraber ilerlemeye başladık. Etrafı incelerken, kenarda oturan Derek'i farkettim. Üzgün görünüyordu. Tam bana bakıyordu ki, yüzümü çevirdim.
-Hey Mad! Ne oldu bu Derek'e?

-Boşversene. Belki Janet onu terketmiştir.

-Janet'i bulmalıyız.

-Hadi Derek'e soralım!

-Sen sor. Ben burdan sizi izleyeceğim.

-Sen de gel.

Madeleine beni sürükledi ve beraber Derek'in yanına gittik. Madeleine:
-Janet nerede?

-Bilmiyorum.

Konuşurken gözlerini kaçırıyordu. Ben de zaten biraz kızarıyordum yanında. Malum, eski sevgilim.

-Hiç mi görmedin? O senin sevgilin!

-En son ilerdeki ağacın altındaydık. Ve o benim sevgilim değil.

Gözleri dolmuştu. Acımıştım biraz. Ama intikam almanın sevinci de vardı içimde. Madeleine ile beraber o ağacın yanına gittik. Janet oturmuş, güneşi seyrediyordu.
-Derek'i terk mi ettin?

-Evet. Ama, bilmiyorum. İçimde kötü bir his var. Suçluymuşum gibi hissediyorum.

Bir süre sessizce durduk.
-Ben galiba onu seviyorum.

Şaşırmıştım.
-Sen ciddi misin?

Gözlerini kaçırıyordu. O gerçekten onu seviyordu.
Madeleine'i bir köşeye çektim.
-Madeleine, o aşık olmuş. Onları yine eskisi gibi bir araya getirmeliyiz.

Janet'in yanına geri döndük. Onunla bu konuyu konuşmalıydık.

-Hey Janet, baksana bir. Tekrar onunla olmak ister miydin?

-Hem de çok.

-Derek'le konuşmamıza ne dersin?

Uzun bir sessizlik oldu. Janet sadece güneşi izliyordu. Birazdan batacaktı.
Bu işi kendimiz halletmeye karar verdik. Derek'in yanına gittik. Ben konuşmaya başladım:
-Janet'ı gerçekten seviyor musun?

Derek'le Janet tamamen aynıydı. Derek de gözlerini aynı onun gibi kaçırıyor. Madeleine işi ciddiyetten biraz kurtarmak istercesine:
-Hadi! Dürüst ol!

Derek kısa ve küçük bir kahkaha attı.
-Hem de nasıl. Ama siz neden bizim peşimizdesiniz?

-Çünkü bu işte bizim de parmağımız var. Hem çıkmanızda, hem de ayrılmanızda...

Derek ikimize de çok şaşkın bir şekilde baktı.
-Pekala, anlatacağım.

Bütün olayı, intikamı anlattık:
-Yani, bu ayrılma başından planlanmıştı. Sana güzel bir ders vermek istemiştik. Ama şimdi Janet, seni seviyor.

Derek gözlerini kocaman açmış, bana bakıyordu. Gözleri dolmuştu.

-Bizi siz mi ayırdınız?

-Doğrusu, evet. Ama sizi de biz ayarladık. Yoksa Janet başta seni sevmiyordu. Madeleine:
-Ama sizi yeniden bir araya getirebiliriz! Deyip göz kırptı.

Derek iyice afallamıştı. Kızların dünyasını anlamıyordu galiba.
-Bizimle geliyorsun Derek.

Madeleine Derek'i kolundan tutup çekti. Janet umarım gitmemiştir.
Ağacın arkasından baktığımda, Janet hala oradaydı. Günbatımıydı. Madeleine fısıldayarak:
-Hadi git Janet'ın yanına.
Derek yavaşça ilerlemeye başladı. Biz de ikisini ağacın arkasından izliyorduk.
-Janet...

Janet hemen Derek'e baktı. Derek yavaşca Janet'ın yanına oturdu.
-Benden intikam aldığınızı öğrendim.

-Evet. Sana oyun oynadık.

-Beni hala sevdiğin doğru mu?

Sanki yalan söyleyeceğiz. Neyse, şu romantik anı bozmak istemiyorum.

Janet kafasını diğer tarafa çevirdi.
-E-evet. Senden ayrılırken ağlamak gelmişti içimden.

Derek ani bir şekilde Janet'a sarıldı. Janet şaşırmıştı, seslerinden ağladığı belli oluyordu. Beraber günbatımını izlemeye başladılar.
Madeleine'e dönerek:
-Evet, sevenleri de birleştirdik.

Madeleine küçük bir kahkaha attı.
Tam arkamı döndüm, gidecektim ki Ray karşımda duruyordu:
-Günbatımını izlemeye ne dersin?

Kalbim büyük bir hızla atıyordu. Kalp krizi geçirecektim!

Ama gayet sakince "Olur" derken, içim yerinde duramıyordu.

Beraber güneşin karşısına geçip oturduk. Kelimeler susmuştu. Güneşin batışına dalmışken, birden Ray'in bir kolunu omzuma atmasıyla ve bana yanaşmasıyla gözlerim iyice açılmıştı. Madeleine arkadan hınzır hınzır gülüyordu, duyabiliyor ve hissedebiliyordum.

Gülümsedim. Aramızda bir şeylerin oluştuğunu anlayabiliyordum.
Daha sonra Ethan'ın sesini duydum.
-Herkes güneşin batışını izliyor. Sen de yalnız kalma bari.

Arkamı döndüğümde Ethan, Madeleine'in kolunu tutmuş, onu çekiyor ve koşuyordu. Onlar da sohbet ederek manzarayı izlediler.
Ama ben, bir kelime bile edemiyordum. Dilim tutulmuş gibiydi. Hiç kimseyi bu kadar sevmemiştim. Hiç bu kadar güzel bir an yaşamamıştım. Zamanın durmasını ve ikimizin hep böyle kalmasını istedim.

Ve birden Ray bir şey dedi ve ben o kelimelerle olduğum yere çakılıp kaldım.

PopülerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin