Özel Bölüm - 2

1.6K 90 78
                                    

Sehun, aylardır Jongin ile Luhan'ın bir şeyler karıştırdığından şüpheleniyordu. Bu şekilde düşünmesinin nedeni; Kris ile Kyungsoo'nun düğününden ve Taemin ile sevgilisi Minho'nun habersizce evlendiğini öğrendikten sonra değişen davranışlarıydı.

Ortada bir şeyler dönüyordu ve Sehun her seferinde tam öğrenecek iken ya Jongin ya da Luhan mantıklı birer açıklama sunarak onu delirtiyordu.

Belki de işin kötüsü, biricik sırdaşı oğlunun da bu işe karışmasıydı. Luhan, babasıyla birlikte Sehun'da yaşamaya başladıkları andan itibaren Sehun'a da baba demeye başlamıştı.

İlginç olan ise bunu ona söyletmeye kimsenin zorlamamasıydı. Sehun'u gerçekten çok seviyordu ve sevgisinin karşılığını da kat be kat alabiliyordu. O yaşta ki bir çocuk için sevildiğini hissetmek önemlidir ve Sehun ona bunu her fırsatta göstermekten de çekinmiyordu.

Jongin, ise bu gelişmelerden oldukça hoşnuttu. Oğlunun ve sevgilisinin birbirine bu şekilde iyice bağlanmasını huzur verici olarak tanımlıyordu.

Şimdiye kadar Sehun'dan hiçbir şeylerini saklamayan, bu biri yetişkin, diğeri ergen genç ondan bir şeyler saklıyordu.

Kızsa mı üzülse mi karar vermekte cidden zorlanıyordu. Olanları kötüye yormak istemese de, ikisinin de kendisinden sıkıldığını düşünmek, belki biraz fazla zorlama bir düşünce gibi gelse de, yine de mümkündü.

Acaba Jongin başka birine mi âşık olmuştu? Belki de Luhan bunu öğrenmişti ve Sehun'a söylememek için ondan köşe bucak kaçıyor ya da kaçamak cevaplar veriyordu.

Ya Jongin'e ne demeliydi? Her zaman gözlerinin içine aşkla ve her zamankinden de büyük bir tutkuyla bakan adam, ne zaman göz göze gelseler gözlerini kaçırıyordu.

Jongin, yılın büyük bir zamanını, Sehun ile birlikte yaşamaya başladığı dönem açtığı dalgıçlık okulunda geçiriyordu.

Luhan ise; yerleşik bir düzene geçtikleri için önce anaokuluna, ondan sonra da okula başlamıştı. Bulduğu her boş vaktini Sehun ile birlikte geçiriyordu. Bu da ikisini ister istemez her zamankinden daha çok yakınlaştırmıştı.

Sehun'a her "Baba" diye seslendiğinde, Sehun'un içi titriyor ve kalbine sıcak bir şeyler akıyordu.

Şimdi çalışma masasında oturmuş, elindeki değerli tablonun hangi yüzyıla ait olduğunu tespit edip tutanak yazması gerekirken, o bunları düşünerek içi içini yiyordu.

Nerede hata yaptığını merak etti. Onları böylesine kendisinden uzaklaştıracak ne harekette bulunduğunu düşünmeye başladı.

O kadar dalmıştı ki oğlunun geldiğini bile fark etmemişti. Luhan masasında oturmuş, derin düşüncelere dalarak, endişeyle boşluğa bakan babasının yanına gidip ona sıkıca sarıldı.

"Luhan? Korkuttun beni."

"Özür dilerim baba ama o kadar dalmışsın ki kapıyı çalmama rağmen geldiğimi duymadın. Sen iyi misin? Rengin solgun görünüyor. Hasta mısın yoksa? Babamı aramamı ister misin gelip seni alsın?"

Sehun, kendisi için endişelenen oğluna bakıp gülümsedi. Oğlu artık neredeyse omuzlarına geliyordu. Beline sarıldı ve eline küçük bir öpücük bıraktı. Bunu ne zaman yapsa Luhan istemsizce kıkırdamaya başlıyordu.

"Benim için endişelenme sadece dalmışım. Önemli bir şey değil. Hem senin bu saatte piyano dersin yok muydu? Neden buradasın?"

"Seni bir yere götürmem gerekiyor ama bana kesinlikle soru sormamalısın."

ATEŞ VE BUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin