8.Bölüm

3K 275 50
                                    

Jongin, o an için yaşadığı duygu karmaşasını dışarı yansıtmamaya çalışarak ifadesini düz tutmaya çalıştı.

Kris'in üst kısmı çıplaktı. Altında da sadece dizlerine kadar gelen bir şort vardı. Jongin sakinliğini kaybettiğini hissetmeye başlıyordu, bu nedenle onun yarı çıplak olduğunu umursamaya çalıştı.

"Sehun nerede? Ve sen onun odasında ne arıyorsun?"

Kris pis bir sırıtışla kollarını göğsünde bağladı. Kapının önünde onun içeriyi görmesine engel olmak ister gibi duruyordu.

"İçerde... Üstelik şu an meşgul. Ne söyleyeceksen bana söyle ben iletirim."

Jongin, sabrının sınırlarının daha da zorlanmasına izin verilmeden onu hırsla itip içeri girdi.

Sehun yatağın üzerinde oturmuş iskambil kâğıtlarını karıştırıyordu. Kris'in aksine tamamen giyinikti.

"S-Sehun! Biraz konuşabilir miyiz?"

Sehun kafasını yaptığı işten kaldırmadan kâğıtları karıştırmaya devam etti. Jongin'in orada olmasına aldırmıyormuş gibi davranıyordu.

"Sehun? Kris'in odanda ne işi var?"

Sehun umursamaz ve soğuk bir ifade ile Jongin'in gözlerinin içine baktı.

"Strip poker oynuyoruz. Bir iddiaya girdik... Kaybederse beni bir daha rahatsız etmeyecek, ama ben kaybedersem onunla birlikte olacağım."

Jongin ağzı açık kalmış bir biçimde Sehun'u söylediklerini idrak etmeye çalışırken, Kris kapıyı kapatıp Sehun'un hemen karşısına gelecek şekilde yatağa oturdu.

Jongin'in gelişi ikisini de etkilemişe benzemiyordu.

"Sehun seninle gerçekten konuşmak istiyorum. Lütfen."                         

Sehun omuzlarını silkip kâğıtları tekrar karıştırdı. O sırada Jongin'in bakışları Kris'in bakışlarına takıldı, çünkü Sehun'un askılı tişörtünün yakası oturma şeklinden dolayı açılmış ve göğüs uçları karşısındakilere ağız sulandırıcı bir şekilde merhaba diyordu.

Jongin yumruk yaptığı ellerini sıktı. Sehun olan bitenle çokta ilgili değilmiş gibi davranıyordu. Ne Jongin'in konuşma çabalarıyla, Ne de Kris'in onu altına almak için giriştiği oyunla ilgileniyordu.

"Luhan nasıl oldu? Şimdi daha iyi mi?"

Jongin, Sehun'un bu ani sorusuyla şaşırsa da yarım bir tebessüm etti.

"Evet, ateşi sabaha karşı düştü. Şimdi daha iyi, sorduğun için teşekkür ederim."

Sehun bir anlığına durup Jongin'in gözlerinin içine baktı.  Az önceki ifadesinden çok daha yumuşaktı bakışları.

"Sevindim... Peki, sen neden buradasın? Yanında kalıp onunla ilgilenmen gerekmiyor mu?"

"Baekhyun ile Tao var yanında."

Sehun bakışlarını Jongin'den kaçırıp yarım bıraktığı işe devam etti. Kâğıtları dağıtmaya başlarken Jongin ister istemez tedirgin olmuştu.

Onun Kris ile birlikte olup olmayacağına bir kâğıt oyununun karar vermesini aklı almıyordu. Kaşlarını çatarak dikildiği yerde, Sehun'un bu oyunu bırakıp kendisiyle konuşması gerektiğini düşünüyordu.

"Orda öylece dikildiğine göre belki sende bize katılmak istiyorsundur ha Jongin?"

Jongin, Sehun'un neden böyle bir şey söylediğini biliyordu. Onun kendisine kızgın olmasını da anlayışla karşılıyordu.

ATEŞ VE BUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin