SÜRPRİZ!BU HAFTALIK SON BÖLÜM.ŞARKI İLE DİNLEYİN.SİZİ SEVİYORUM.YORUM VE OY BEKLİYORUM.İYİ OKUMALAR.
RİCARDO DAN DEVAM
"Söylesene bana bu da ne demek şimdi?!Sen hangi hakla benim şirketime kadar gelirsin?" diye bağırdım Tito ya doğru.Ama sesimi kontrol etmem gerektiğini de biliyordum.Çünkü Elenore,sevdiğim kadın,dışarıda-kapının önünde öylece yatıyordu,biliyordum.Çünkü onu o kadar kötü atmıştım ki yere...Kalbimle beraber onu da kapı dışarı etmiştim.
Bakışlarımı karşımdaki şerefsize yönlendirdim.Sinirliydim.Çünkü onun yüzünden bir kızın duyguları ile oynuyordum.Sevdiğim kızı allak bullak ediyordum.
"Sana ondan uzak durman şartıyla ben de uzak duracağım dedim ve sen,onunla sevişiyorsun gizlice!Söylesene Ricardo,haberim olmayacak mı sandın yakınlaşmanızdan?!" diye bağırdı Tito.
Sinirden bir o yana bir bu yana yürüyordu o da.
Cevap vermedim ona.Veremedim daha doğrusu.Çünkü ondan ne kadar nefret etsem,lanet okusam,ebesine dek sikmek istesem de biliyordum ki,o da aşıktı.Bu yüzden sinirlerim bozuldu ve de güldüm.
Evet,evet güldüm.
"Neye gülüyorsun sen!?" demesi Tito nun bir olmuştu zaten.Hiç gecikmeden cevap verdim
"Durumumuza" dedim.Tito anlamamış olacak ki tek kaşı havada devam etmemi istercesine durdu
"Yani senden ölümüne nefret ediyor ve senin ebene dek sikmek istesem de,senin de salak bir aşık olduğunu görüyorum.İkimizin de bu kadına deliler gibi aşık olduğumuzu görüyorum ve onun beni sevdiğini de biliyorum.İşin bok tarafı sen de bunu biliyorsun piç kurusu!" dedim lafımı bitirip.Tito ise yorgun gibi gözlerini kapadı ve camın oraya gidip,elleri cebinde dışarı izledi.Gün batımını...
Pardon,Elenore un sevdiği gibi 'Güneşin göğe kavuşmasını..."
Güneş göğe kavuşurken Tito da aklına kavuştu ki konuşmaya başladı.
"Hep,sen de bulup da ben de bulamadığı şeyi merak ettim Carloine...Hep kendime sordum.Ama cevabı hiç bulamadım.Senin vereceğinin dahasını ona verebilirdim.Senin ona bir bokmuş gibi davrandığın o günlerde dahi,ona nazik davrandım ben.Ama biliyor musun,o günlerde gözlerinde sana karşı ne bir öfke ne de nefret kırıntısına şahit oldum.Beni yıkan da bu oldu hep...Onun senden hiç nefret edememesi..."
Bunları Tito dan duymak gerçekten de şaşkınlık verici idi.
Hadi ama şerefsiz Tito,bu derece duygusalmı olmuştu?
Piç kurusu hayatımızı mahvetti!Gene de sinirlerime hakim oldum konuşmam sırasında.
"Kadınları anlamak her zaman zor oldu.Hele ki Elenore u.." dedim.Şuan o kadar ruhen yorgundum ki çünkü,ne Tito ile ne de bir başkası ile kavga edemiyordum.Edecek gücüm yoktu.Aklım hala kapının ardındakindeydi çünkü..
Kalbi kırık sevgilimde...
Bu esnada mini barıma doğru gittim ve kendime direk viski şişemi aldım.Yan gözle Tito ya baktım ve ona da diğer şişeyi attım.Hemen havada yakaladı.
Şişeye bakıp,
"Ne o,şimdi de seninle aynı erkeğe aşık olan liseli kızlar misali dertleşecek miyiz?Güldürme beni piç!" dedi ve şişeyi tek hamlede açıp ilk acı yudumu içti.Bense aynı işlemi yaptım ve camın olduğu yere gelip yere çöktüm.Sırtımı da masaya yasladım.Bunun üzerine Tito da aynısını yaptı.
Şuan ki durum o kadar berbat bir haldi ki...
"Çok yakın iki arkadaştık bir zamanlar seninle" dedi Tito.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPLANTI-2 ŞEHVET YOLU
Ficción GeneralYETİŞKİN KURGU. Bu hikaye tamamen hayal ürünüdür.Gerçek kişi yada kişilerle yada herhangi bir kurumla alakası yoktur. +18 içerikler içerebilir. Lütfen okurken ciddiye almayın ve sadece kafa dağıtmak adına okuyun. Yan sen! Bir ses gibi,herkes gibi,dü...