1. BÖLÜM | Aysal Sargın

509 143 34
                                    

"ŞİMDİKİ ZAMAN"

Yağmur damlaları, göz yaşlarımla birleşerek yere süzülürken gülümseyerek kafamı gökyüzüne kaldırdım. Ne demişti?

"Eğer ağlarsan geleceğim.."

Hıçkırıklarım çoğalırken aynı zamanda gök gürlüyordu. Gökyüzüm benimle birlikte ağlıyordu. O sözlerini tutardı, bunu bugün biraz daha anlamıştım. Kafamı iki yana sallayarak, dizlerimin üzerine düştüm. Yaşanmışlıklarım sanki ağır birer yük olarak vücudumu aşağıya çekiyordu. Sanki ben batmamak için çabaladıkça daha çok batıyor, kendi gücüm içinde boğuluyordum. Dizlerimin sızısı o an umurumda olmazken sürünerek korkuluğu bile olmayan çatıdan aşağıya baktım. Hayır, İntihar etmeyecektim. İntihar etmek, yaşayan insanlara mahsustu. Zira, her gün tekrar tekrar ölen bir kıza böyle basit bir ölüm yakışmazdı...

Yanımda getirdiğim ilaç dolu kutuyu elime aldım. Kutuyu açarak her bir ilaç paketinin geçmişimi biraz daha hatırlatmasını tepkisizce izledim. Sanki unuta biliyormuşum gibi, sanki unutmak istiyormuşum gibi.. Yutkunarak, tek tek kutudan çıkarttığım paketlerin kaç katlı olduğunu bile bilmediğim binanın çatısından süzülmesine izin verdim. Hatırlamamı engelleyebilecekleri hiçbir şey kalmamıştı. Gülümsedim, beni geçmişimden nasıl çektilerse öyle de itmişlerdi. Ve bana geçmişime sarılmam dışında başka bir seçenek kalmamıştı. Sarıldığım geçmişimi tekrar tekrar yaşayarak hissediyordum, hatırlıyordum. Hatırladıkça uzun zaman önce kaybettiğim kendimi tekrar tekrar daha eksik bir şekilde buluyordum. Yükseklik beni korkutunca gülümsemem büyümüştü. Yüksek olduğunu biliyordum fakat bunu iliklerime kadar hissetmek bambaşka bir şeydi. Hayat hissetmekten ibaretti. Ve ben uzun süredir hayatta değildim. Geri geri giderek soğuk betona uzandım. Gökyüzüne son defa baktım ardından ellerimi gökyüzüne uzattım.

Ben Aysal Sargın, sadece 21 yaşındayım ve ben deli değilim.

••••••••••••••••••••••••••••••

"GEÇMİŞ ZAMAN"

İçtiği ilaçlar kalbini bile donduruyordu, düşünceleri beyninin derinliklerine hapis edilmişti. Burada kaldığı her bir gün, anıları tek tek terk ediyordu Aysal'ı. Daha çok hissizleşiyor, kendinden de bir o kadar uzaklaşıyordu. Yatakta bir ileri, bir geriye doğru sallanıp duruyordu. Aklında birleşmeyen onca şey varken yaşamdan habersizdi. Kendini sanki başka birini izlercesine izliyor, canı yansa bile tepki vermiyordu, veremiyordu. Kendine çevresindeki insanlardan daha uzaktı, ama bir o kadar da yakın...

Odanın kapısı açılınca gözlerini duvardan ayırmamıştı genç kız. İki doktor odaya girdikten sonra kapıyı kapatıp genç kızın karşısında durdular. İki doktorun konuşmaları Aysal'ın bir kulağından giriyor diğer kulağından çıkıyor gibiydi. Aysal boş bakışlarını dikti onların üzerine, biraz olsun anlamaya çalıştı. Önce genç kadının kadifemsi sesini duydu;

"İlaçlarını azaltmalıyız Bora. İlaçlar ona iyi gelmesi gerekirken, her gün biraz daha kötüye gidiyor." Dediğinde Bora, Esin'e dönerek itiraz edecek gibi oldu ama Esin'in bakışları onu susturmaya yetmişti. "Biliyorum, çok ağır gelecek ona. Ama Aysal çok güçlü bir kız Bora, göründüğünden de güçlü." Esin gülümseyerek Aysal'a bakmaya devam etti. Gözlerinde hiçbir duygu görememesi insanın kanını donduracak türdendi. Esin gözlerini kaçırarak Bora'ya döndü.

"İlaçları bir anda kesmemiz Aysal için iyi değil bunu sen de çok iyi biliyorsun." Bora'yı dikkatle dinleyerek gözlerini kızın üzerinde gezdirerek sağ eliyle göstererek Bora'nın da ona bakmasını sağladı.

AlAyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin