4.ODA ARKADAŞI

568 50 2
                                    

*DÜZENLENDİ*

Buenos Aires yolculuğu ağlayan bebeklerle ve horlayan yaşlılara oldukça uzun geçmişti. Candy crash saga bu sefer can sıkıntımı gideremedi. Sevgili annem yolculuk boyunca tam on bir kere beni aramıştı. Böyle anne kimde görülmüş? Cevap: bende. Uçaktan inince derin bir "oh" çektim ve herkesin gittiği yoldan yürümeye başladım. O sırada aklıma ne geldi? Aras'ın kaldığı oteli annem söylemedi ki bana. Bende öyle aklım bir karış havada yürüyordum. İnsan on bir kere arar, bir tanesinde bile nereye gideceğimi söylemez mi? Herşeyin çözümü vardır diyeceğim. Ama bunun çözümü yok. Çünkü kontörüm bitti. Eğer annem ya da Aras beni aramazsa kaldım burada işte.
Allah'ım bir mucize olsun ya.
Valla oldu hem de ne oldu.
 
  Kitapçıda Aras'ı görmez miyim? Şansa bak be. Ama Aras ve kitapçı sözcükleri çok tuhaftı. Her neyse bu biraz değişik bir kardeş. Herşeyi yapabilir.

"Aras!"

"Abla neredesin ya kaç saat oldu?"

"Uçakta annem on bir kere aradı ve bir keresinde bile sizin kaldığınız yeri söylemedi."

"Annemden başka ne beklersin. Bak bu da oda arkadaşın ve benim kanki abim Melih."

"Oha lan kanki abin fenamış. Merhaba ben Miray."

"Merhaba ben de Melih."

"Söyledim ya abi tekrarlamasana."

"Boşver ablacım. Sanane. Tekrarlamak istemiş canı."

"Abla sende böyle işler var mıydı? Melih abiyi etkiliyorsun bakıyorum da."

"Of Aras ya sus bir ablacım sus. Sizin kitapçıda ne işiniz var? Özellikle de sen Aras. Sen kitabın K'sini bile duymak istemezdin."

"Ben değiştim abla eski kardeşin yok senin karşında."

"Yalan atma ben getirdim seni zorla buraya. Ben kitap okumayı çok severim de. Sen de sever misin Miray?"

Miray deyişine kurban.

"Evet kardeşimin aksine ben kitap okumayı çok severim ama derslerden vakit kalmadı. Bu arada ben okul birincisiyim."

"Tebrik ederim. O zaman bavulunu ben alayım. Kitabı sonra bakarız hadi gidelim."

"Aras bu ne kadar kibarmış böyle. Birazcık ona çekseydin ya."

"Evet ablacığım evet. Çok kibar maşallah. Oda da görürsün sen kibarlığı. Benim halime şükredersin."

"Ben o günleri görsem. Şükrederim etmesine de... biraz tuhaf olur."

"Görürsün çok sevgili ablam. Bekletmeyelim çok kibar Melih abiyi."

 Aras ile birlikte kalmadığım için çok mutluydum. Uçakta Melih'e çok sövdüm ama sonrasında çok tövbe ettim. Hala da ediyorum.
Tövbe tövbe...
   
Maşallah taş gibi çocuktu. Bir de kibar değilmiş. Neresi kibar değil lan bunun. Bir git Aras. Ama iki gitme. Okey sustum.

"Melih sen kaç yaşındasın?"

"Annen söylemedi mi? Seninle aynı yaştayım."

"Yani on dokuz."

"Evet bayan çok bilmiş. Aynı yaştayız ne demek oluyor. Bu arada on dokuz yaşındaki birine göre gerçekten çok çocuksu şeyler getirmişsin. Ayıcık ne ya?"

"Bak bay hiç kibar olmayan. O ayıcık benim için çok önemli hem sen neden benim bavulumu karıştırıyorsun? Hani ilk gördüğümde uçakta söylediğim küfürlerden pişman olduğum ve kardeşime bile beni etkilediği için sen daha kötüsün dediğim adam nerede?"

Kahveli Çikolatam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin