15.TÜRKİYE

137 12 1
                                    

*DÜZENLENDİ*

3 hafta sonra

Üç hafta önce Türkiye'ye geri dönmüştük. Buenos Aires'te yaşadıklarım, hiç aklımdan çıkmıyordu. Melih ile tanışmam ve bana kendini farklı bir kişiymiş gibi tanıtması belki de hayatımın en önemli anlarındandı. Bir yıllık daha okumamız gereken üniversiteyi asıp annemin yanına gelmiştik. Aras ve Bade Su ile birlikte tabii. Terbiyesizlik olmasın diye -onlarda yaptı ama olsun- seviştiğimizi söylemeden bütün detayları anneme anlattık. Annem bunca yıldan sonra sevgilimin olmasının ve beni gerçekten çok sevmesini anladıktan sonra hala kendinde değildi. Belki birkaç dakika belki birkaç saatte ancak kendine gelirdi.

"Miray istersen biz biraz hava alalım ne dersin?"

"Bence de hayatım gidelim."

Melih ile artık gerçek bir hayat istiyordum. Cesaretsizliğimden bunu söyleyemiyordum. Üniversite yıllarının daha varoluşu beni biraz ürkütüyordu. Eğitim mi, sevgi mi işte onu kendi başıma çözemeyecek kadar büyük bir sorun haline getiriyordum.

"Miray daldın ne düşünüyordun?"

"Hiç. Belki gelecekte nasıl oluruz onu merak etmişimdir."

"Birlikte olacağımız kesin değil mi?"

"Tabii ki de."

Bizim Türkiye'ye geri dönmemizle beraber Yağmur ve Tuba, Eray ve Berkay'dan ayrıldıkları için bir işe başlama kararı aldılar. Anlayacağınız kaç yıllık arkadaşlarımla takılmak yerine onu tanıyalı daha bir yıl olmamış sevgilimle beraberdim. Belki bu da kendi kafamda yarattığım saçma sorunlardan biriydi.

"Miray, canım nasılsın? Görüşmeyeli uzun zaman oldu."

Karşıdan bana doğru gelen ve uzun yıllardır görüşmediğimiz arkadaşım Nil'di. Onu gerçekten çok özlemiştim. Lise üçten beri görüşmüyorduk. Babasının işi yüzünden başka bir şehire gitmişlerdi. Şimdi burada ne işi vardı ki? Özlemiş olabilirim ama Nil'de lisenin başlarında bize az kötülük yapmamıştı. Bende özlemimi belli etmek için ona sımsıkı sarıldım.

"Nil. Gerçekten inanamıyorum. Senin burada oluşun aklımın ucundan geçmezdi."

Birbirimize bakıp gülümsedikten sonra Nil Melih'e bakmaya başladı. Bakmak değil süzmek diyelim biz ona. Melih'te dayanamamış olacak ki elini uzatıp tanışma faslını başlattı.

"Ben Melih. Tanıştığıma memnun oldum. Miray'ın erkek arkadaşıyım."

Erkek arkadaş... Yakında kocası olacağım desene şuna.

"Ben de memnun oldum. Miray'ın da kendine sevgili yapacağını hiç düşünmemiştim. Lise yıllarından yola çıkıyorum. Sen gerçekten çok şanslısın. Miray' a kim çıkma teklifi etse hiç kimse 'kabul etti' demezdi. Şu an gerçekten hayretler içerisindeyim."

"Evet aslında lisenin son günü ben bir geceliğine senin eski sevgilinle çıktım ama gerçek aşkı Melih'te buldum. Bakıyorum sen de hala birini bulamamışsın."

"Miray benden önceki kim acaba?"

"Bunu sonra konuşuruz Melih."

"Hayır. Aslında benim hayatımda biri var. Sadece işi için Aydın'a gitmek zorunda kaldı. Bir hafta sonra gelecek. Bence onu görünce çok şaşıracaksın. Bir akşam yemek yiyelim mi?"

Son söylediği sözlerle ne ima etmek istediğini anlamamıştım. Kollarını göğsünde kenetlemiş, hala cevabımı bekliyordu.

"Tamam o zaman sen erkek arkadaşın geldiğinde bizi ararsın. Görüşmek üzere."

Kahveli Çikolatam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin