Gözlerim, hızlı akan saniyelere karşı oldukça yavaş bir şekilde açılmaya başlıyordu. Yorgunluk bedenimi öyle bir ele geçirmişti ki bulunduğum yeri sadece kirpiklerimin arasından görebiliyordum. Aralık kapıdan içeri sızan beyaz ışık odanın karanlığıyla savaş içindeyken bende nerede olduğumu anlamaya çalışıyordum. Üzerime örtülen beyaz örtüyü yavaş bir şekilde ittirdiğimde, burasının hastane olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Peki neden buradaydım? Annem nasıldı ve Melih neredeydi? Aklıma düşen binlerce soru yığınlarına cevap aramaya çalışırken yatakta doğruldum. Bu son üç gündür hastaneyle çok haşır neşir olmuştum. Burada öylece durmak aklıma hamile olduğumu öğrendiğim zaman geldi. İstemsizce elim karnıma gitti. Bu bebek Melih'ten olamazdı. Hamile olduğumu ona söylemiştim ama emin değildim. Evet, bebeğin olması için sevişmek gerekiyordu. Ama bizim yaptığımız bunun çok daha farklısıydı. Çıplak değildik. Uzun sürmemişti ve en önemlisi de hâlâ bakire olmamdı. Böyle bir durumda hamile kalmam çok tuhaftı. En kısa zamanda bir doktora görünmeliydim ve bu bebeğin kimden olduğunu öğrenmeliydim.
Düşüncelerimden sıyrılarak ayağa kalktım ve odadan çıktım. Çıkmamla birlikte karşıda oturan annemi ve Melih'i görmem bir oldu. Sesleri hiç çıkmadığı için onların burada olduklarını fark etmemiştim. Melih kafasını geriye atmış, âdem elmasını belli eden bir şekilde durduğu için beni görmemişti. Annem ise beni hemen fark etmiş ve yerinden kalkıp bana sarılmıştı. Bende ona sarıldığımda geri çekilip bana baktı.
"Kızım? İyi misin canım? Ağrın falan var mı?"
Annemin telaşlı sesiyle birlikte Melih'te bakışlarını bana çevirdi. Oturduğu koltuktan aniden kalkınca yanındaki kişiyide fark ettim.
Baba!
Ne zamandır ortalıkta yoktu. Nerede olduğunu bilmiyordum ve hiç haberde vermiyordu.
Annemin kolları arasından sıyrılıp babamla Melih'in ortasında durdum. İlk adımı Melih atıp bana sımsıkı sarılınca bende sevdiği adamın kollarına bıraktım kendimi. Sanki hiç kopmak istemiyormuşçasına kokusunu içime çektim. Elimi saçlarına daldırdım ve babamdan duyacaklarımdan önce moral verdim kendime. Saniyeler birbirini kovalayıp dakikalara dönüşürken, dakikalar uzun süreler olurken hâlâ bırakmadım sevgilimi. Hazır değildim daha. Neden burada olduğumu bilmiyordum. Büyük ihtimalle hamileliğimden dolayıydı. En son hatırladığım şey anneme bir bebek beklediğimizi söylememdi. Ve bunu artık babamda biliyor olmalıydı. Çünkü annem babamdan hiç birşey saklamazdı. Her zaman onların aşklarına özenmiştim. Ama sonunda bende o aşkı bulmuştum.
Birkaç dakika daha sarıldıktan sonra annemin boğazını temizlemesiyle Melih boynuma küçük bir öpücük bırakıp geri çekildi. Ayrılınca ister istemez titremiştim. Babamla yüzleşmem sadece bir adıma bakardı. Onu da ilk benim atamayacağım kesindi.
Kısa bir süre bakıştıktan sonra babam çatık kaşlarıyla bana sarıldı. Sarılışı öylesine şefkat doluydu ki. Tek sorun vardı: Sanki bana değil de bebeğime birşey olmasını istemediğinden yumuşak bir şekilde dokunuyordu. Ya da ben çok kötü düşünüyordum. Kollarımı tereddütle onun beline doladım ve başımı göğsüne yasladım. Ne olursa olsun o benim babamdı. Sadece birkaç ay öncesine kadar liseden mezun olan, gösterişli kızıydım ben onun. Düşüncelerimle daha da sarıldım babama. Ama bıraktı beni. Artık beni dinleme vaktin der gibi. Dirseklerimden tuttu birkaç saniye. Sonra anneme başıyla 'git' işareti yaptı. Tepkisini görebilmek için yüzüne baktım annemin. Yavaşça omzuma dokundu. Gülümsedi ve dışarıya çıktı. Ben ardından bakarken Melih beni belimden tutup odaya doğru götürdü. Babamda içeriye girdiğinde kapıyı kapatıp yatağın başucundaki tekli koltuğa oturdu. Bende yatağa oturup bağdaş kurdum.
"Miray, sana ne oldu? Ne zaman hamile kaldın? Lütfen söyle sana kızmayacağım."
Yüzüne bakıp bir süre birşey demedim. Buraya neden geldiğimi bilmiyordum. Bu yüzden verecek cevabım yoktu. Sadece bir aylık hamile olduğumu söyleyebilirdim.
"Şey baba, ben bir aylık hamileyim. Ama neden burada olduğumu bilmiyorum. En son kahvaltıda anneme hamile olduğumu söylemiştim. Sonrasını hatırlamıyorum."
Gözlerimi önce Melih'e sonra babama diktim. Ne söyleyeceğini tam olarak kestiremiyordum. Bu bebeği istiyordum. Ama daha evli değilken babamın doğurmama iyi yönde bakmayacağını biliyordum. Tamam 20 yaş belki küçük bir yaş değildi ama evlenmek ya da anne olmak uygun olmazdı.
Uzun bir sessizlikten sonra Melih başımı göğsüne bastırıp saçımı öptü ve ona bakmamı sağladı. Kahverengi gözlerini mavilerimle çakıştırıp derin bir nefes aldım.
"Babanın özel bir kararı var Miray."
Sözünden sonra babama döndüğümde yüzünden üzgünlüğünü gördüm. Bakışlarımı birkaç saniyeliğine kaçırdığımda aniden söylediği ve kulaklarımda sürekli çınlayan cümle beynimde yankılanıyordu.
"Kürtaj olacaksın."
Merhaba canlarım. Yine bölümü çoook geciktirdiğim farkındayım. Ve diğerlerinde kısa oldu ama sizi daha fazla geciktirmemek için kısa olması gerekti. Sizi çok seviyorum ve özür diliyorum. Görüşürüz. KALP KALP KALP
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahveli Çikolatam
Humor"Eğer benim odamda kalacaksan birkaç kurala uyman gerek." "Her ne kadar -senin odan- olmasa da kurallar neymiş öğrenelim." ❤Miray Melih❤ ❕Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.❕