12.KISKANÇLIK

164 15 1
                                    

*DÜZENLENDİ*

Uzun bir okul gününün ardından Pelin'in hayatı boyunca altı kere sevgilisi olduğunu öğrendim. Size ajanlıkta iyi olduğumu söylemiş miydim? Şimdi öğrendiniz. Topu topu dört dersi olan okulda ki bütün derslerde Özge, Pelin ve ben saat üç buçukta buluşacağımız yeri konuştuk. Bugün bitirecektim bu işi. Herşeyi öğrenecektim. Sevgilim Melih, bu işi biraz zorlayabilirdi ama olsundu.

"Pelinciğim ben o zaman seni ararım tatlım biraz laflamak çok güzel olur."

"Aynen canım görüşürüz telefonun başından hiç ayrılmam artık."

Onlara el sallayıp kapıda beni bekleyen Melih ve Aras'a doğru yürüdüm. Melih'in elini tutarken uzun süren bir bakışma yakaladım yüzünde. Gözlerimin içine sanki ben gizli birşey yapıyormuşumda onu anlamaya çalışıyormuş gibi bakıyordu.

"Melih bana neden öyle bakıyorsun?"

"Hiç sadece Pelin ve Özge ile neler konuştuğunu öğrenmek istedim."

"Önemli birşey değil. Tanışma haftası işte. Sadece bugün parkta buluşacağız. Söylemişken beni sen bırakırsın değil mi hayatım?"

Uzun bir nefes aldı ve o nefesini verip konuşmasına devam etti.

"Tabi canım hem bende birkaç dakika orada kalırım. Hem uzun süredir konuşmuyorduk."

Merak konusu...? Gelsin bakalım beyefendi bir de hiç birbirimizden sır saklamayacaktık. Görsün ey mi Yaman bey mi Yaman! Tabi ki de Yaman öylesine ayol siz de bir acayipsiniz.

♤♧♤♧
Melih'i zorlayarak beş dakika da gönderdikten sonra parktaki cafeye girdik.

"Pelin istersen önce sen söyle içeceğini."

"Çok naziksin seni sevdim. Teşekkürler. Bir tane milkshake alayım ama çilekli olmasın çikolatalı olsun. Özge söyle tatlım."

Kardeşine daha doğrusu ikizine böyle arkadaş gibi davranması...tuhaftı. Bir de bu neden 'çilekli olmasın' demişti. Bugün aklımda fazlasıyla soru var.

"B-ben bir t-tane portakal suyu alıyım."

"Özgeciğim bittiyse sıra Miray'da."

"Teşekkür ederim ben-"

Ben ne isteyecektim? Öylesine gelmişken ve hiçbirşey önemli değilken en sevmediğim içecek olan muzlu sütü bile içebilirdim.

"Ben bir tane espresso alayım. Teşekkür ederim."

İçeceklerimiz geldikten sonra hiç kimse konuşmadı. Sadece biz değil, bütün cafe konuşmadı. Sanki bunlar biliyormuşta, benim konuyu açmamı bekliyorlardı.

"Pelin, sana birşey sorabilir miyim?"

"Tabi ki sorabilirsin, seni dinliyorum." dedi milkshakesini içerken.

Şimdi o mıymıntı, yalakacı sesin ve yüz ifaden nasıl olacak merak ediyorum doğru Pelin Paksoy. Özge Paksoy'a da neden öyle davrandığın konusuna sonra geleceğim.

"Ben Melih'le sevgiliyim. Anlayacağınız biraz kıskançlık var. Siz Melih'le ne yaşadınız bilmiyorum ama o hep sana bakıyor ve ben de rahatsız oldum. Çok uzatmıyacağım Melih ile aranda ne geçti? Hiç bir ayrıntısını atlamadan söylemeni istiyorum."

Üzgün ve solgun bir yüz ifadesi vardı artık Pelin'in. Özge içinden gülüyor gibiydi.

"Peki Miray! Eğer sadece bunu söylemek için geldiysen gidebilirsin."

Nazikçe kovma tarzın bu mu yani? Yapacağım son birşey var.

"Memnuniyetle tatlım. Gerçi tatlı değilsin ama neyse."

Masanın üzerinde duran su şişesini aldım ve içindeki suyu Pelin'in üzerine döktüm. Özellikle de saçlarına. Islak saçlarıyla daha tatlı oluyordu. Gerçekten!

"Ne yaptığını zannediyorsun sen salak?!"

"Üzerine su döktüğüm düşünüyorum gerizekalıcığım! Görüşmemek üzere!"

İşte intikam böyle alınır. Şimdi sevgilimin yanına yaklaşamaz. Gerçi şimdi bunu Melih'e söylemekte var ama. Ay acaba yapmasa mıydım? Yok canım çok iyi yaptım. Yüz üzerinden bin veriyorum kendime.

♤♧♤♧

Ertesi yine okul, yine gıcık Pelin, gizemli bakışlar... İlk derste zaten hayallerim suya yıkılmıştı. İlk haftalarda ders işlemek yerine bizi kampa götüreceklermiş. Ya kurada onlar birlikte çıkarsa! Akışına bırak yeter Miray, akışına bırak!

@bgmylmz13 bu benim profilim diğer hikayelerime bakmak için takip ederseniz sevinirim. Bu arada vote ve yorumlarınız benim için çok önemli.

Kahveli Çikolatam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin