BÖLÜM 3

199 10 3
                                    

"Hayat iki dipsiz karanlık ortasında bir kibrit alevidir"

Gözlerime doğru süzülen güneş ışınları sanki uyanmam için beni zorluyor gibiydi.Ben gözlerimi açmamak için dirensemde uyku bedenimi çoktan terk etmişti.Daha fazla karşı koyamayarak gözlerimi hafifçe araladım.Ellerimle gözlerimi ovuşturup, ağzımı kocaman açtım ve gürültülü bir şekilde esnemeye başladım.Esnemem bitince ellerimi saçlarıma götürüp biraz karıştırdım.

Gözlerim etrafı tararken dün gece olanlar aklıma daha yeni gelmişti.Kafamı yavaşça Deniz'in olduğu yöne çevirdiğimde, küçük bir çocuk gibi uyuduğunu gördüm.Dün gece onu doğru düzgün inceleme fırsatı bulamamıştım.Şimdi alıcı gözüyle bakınca oldukça yakışıklı olduğunu fark ettim.Kumral ve sarı arasında, rengini tam anlayamadığım uzun saçlarından anlına düşen birkaç tutam, onu daha da çekici gösteriyordu.Uzun boyu, okyanus mavisi gözleri ve sert yüz hatlarıyla da oldukça kusursuz gözüküyordu.

"Uyurken birinin beni izlemesini sevmem" dedi alayla karışık bir gülüşle.

"Ah, ben mi seni izliyor muşum? Rüya gördün herhalde.Ben sadece şey yapıyordum.Yani şey.."

Ah şimdi ne diyeceksin Eylül.Ne diye elin adamını bön bön izliyorsun ki.Tamam yakışıklı, yani çok yakışıklı olabilir ama bu seni ilgilendirmiyor.Ah her neyse şimdi ne diyeceğimi düşünmeliyim.

"Evet dinliyorum, ne yapıyordun ?" diye sordu gözlerini sonunda açarak.

"Ben sadece..Yani ..Ben seni uyandırsam mı diye düşünüyordum."

Ben söylediğim yalana inanması için içimden dua ederken, o yanlızca bana dönerek "Tamam öyleyse, hadi gidelim" diyerek yerinden doğruldu.

Derin bir oh çektikten sonra bende ayağa kalkıp peşinden ilerledim.Bir saat kadar bir süre sonra pansiyonun önüne gelmiştik.

Tek kelime etmeden odasına doğru ilerlerken bende odama gitmek için merdivenlere yöneldim.

Odama girdikten sonra banyoya doğru ilerleyip sıcak bir duş aldım.Sonrasında kıyafetlerimi de bir çırpıda giydikten sonra yatağıma uzandım.Telefonumu elime aldığım da Büşra' nın birden fazla kez arayıp mesaj attığını gördüm.Ah dün hiçbir açıklama yapmadan telefonu kapatmıştım, merak etmiş olmalı.

Telefonumdan Büşra'nın numarasını tuşladıktan sonra, kulağıma götürdüm.

"Ah seni aptal, meraktan çatlıyordum.Neden o lanet telefonunu açmıyorsun ? O telefon iletişim kurmak için var biliyorsun değil mi ? Aniden kapatıp insanları meraklandırmak için değil." ses tonundan sinirli ve endişeli olduğu çok net anlaşılıyordu.

"Gerçekten isteyerek olmadı.Sadece dün gece birşeyler oldu ve kapatmam gerekti.Seni meraklandırdığım için özür dilerim." sesimi elimden geldiğince 'tatlı' çıkarmak için çabalamıştım.

"Ah hemen anlat, neler oldu ?"

Büşra' ya olanları anlattıktan sonra hem şaşırmış hem de oldukça kızmıştı.Birdaha bu işe karışmamamı ve Deniz' den uzak durmamı söyledi.Bir saate yakın bir süre onunla konuştuktan sonra telefonu kapatıp, hazırlanmaya başladım.Bu pansiyona yetecek kadar param yok ve bir an önce kendime bir iş bulmalıydım.

Boş sokakta yanlızca adım seslerimin duyulması beni ne kadar ürkütse de, hızlı adımlarım sayesinde sokaktan çabucak çıkmıştım.Dar ve uzun sokakta öylece dolanırken sokağın sonunda ki bir cafe de 'Eleman Aranıyor' yazısıyla oraya doğru ilerledim.

Cafenin sahibi benimle görüştükten sonra işe alındığımı ve hemen başlayabileceğimi söyleyip uzaklaştı.Bunun bu kadar kolay olması beni şaşırtsa da diğer yandan mutlu da etmişti.Yavaş yavaş herşey yoluna giriyordu.

DENİZ KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin