🎵Adoration For You 🎵
"Eylül çok ciddiyim 5 dakikan kaldı"
Deniz'in sabrının son damlalarıydı bunlar farkındaydım.E tabi haklıydı.Saatlerdir hazırlanmamı bekliyordu.Ama ne yapayım ?
Heyecandan tüm hücreleri kıpır kıpır, hazırlanmaya çalışıyordum.Bugün o gün gelmişti işte.Aylardır kendimi korumak için aldığım dersleri bugün ilk defa deneyecektim.
Görevimin ne olduğunu hala anlatmamıştı ama aşağı indiğimde söylerdi herhalde.Üzerime giydiğim kısa ve dar elbiseye son kez baktım.Ve Deniz' in bacaklarımı kırıp elime vermemesi için bildiğim tüm duaları okumaya başladım.Merdivenlerden yavaş adımlarla inerken, Deniz ve Barış'ın sabırsızca beklediğini duyuyordum.Sonunda aşağı indiğimde yüzümde kocaman bir gülümsemeyle iki şapşala baktım.
Barış, Deniz'in tek dostuydu.Hayatta güvenebildiği tek insandı.O yüzden Deniz için her zaman ayrı bir öneme sahipti. Kısa süre önce hayatımıza girmişti.Bilgisayar konusunda çok iyi olduğunu söylemişti ama buna hiç şahit olmamıştım.
Barış uzun bir ıslık çalıp beni olduğum yerde bir tur döndürdükten sonra "Yemin ediyorum 3 saatte senden böyle bir afet çıkacağını bilseydim hiç şikayet etmeden beklerdim" dedi.
Onun bu iltifat mı hakaret mi olduğunu anlayamadığım cümlesine sıcak bir gülümsemeyle karşılık verip Deniz'e döndüm.
Gözlerimin içine bakıp " Eylül" dedi.
"Deniz" dedim bende korkarak.
Sonra parmaklarını yeni çıkmış sakallarının arasında gezdirip " Sen bu elbiseyle o kadar erkeğin içine benim kolumda girebileceğin fikrini hangi akılla düşündün merak ediyorum" dedi.
"Ya Deniz, lütfen bugünlük görmezden gel.Zaten çok heyecanlıyım"
"Kızım ben bunu nasıl görmezden geleyim, elbisenin altı yok.Bana bak bu gece böyle gelmek istiyorsan, benim katil olmamı göze almalısın"
Sinirle nefesimi verip Barış'a baktım.
"Şimdi bunun yeniden giyinmesi en az 3 saatimizi alır.Deniz, geç kalmamalıyız.Bırak bu seferlik gelsin." diyen Barış'a sıcak bir gülümseme yollayıp Deniz'e döndüm.
" Arabaya, hemen " diye sinirle bağırdı.
Küçük bir çocuk gibi yerimde zıplayıp alkış yaparak arabaya doğru gidiyordum ki, Deniz beni bileğimden tutup kendine doğru çekti.Beni duvarla arasına sıkıştırdığın da, şaşkınlıktan kocaman açılmış gözlerimle Barış'ı aradım.Ama çoktan gitmişti.
Yüzlerimiz birbirine çok yakındı.Deniz'in nefesini yüzümde hissediyordum.Deniz yavaşça boynuma eğilip bir buse kondurdu.Gözlerimi kapatmış olacakları bekliyordum.
Yavaşça kulağıma eğilip "Bu yaptığının bir bedeli olacak Eylül Hanım" diye fısıldadı.
Daha sonra aramızda ki mesafeyi açtı.Yüzlerimiz birbirinden uzaklaştığında ben ağzım bir karış açılmış ona bakıyordum.O ise bu halimden eğlenıyor olacak ki yüzünde daha önce hiç görmediğim bir gülümsemeyle bana bakıyordu.
"Arabada bekliyorum" dedi ve sinsi gülümsemesiyle evden çıktı.
Yüzüme şapşal bir gülümseme yerleştirip, boş duvara gülmeye başladım.İçimde garip bir his vardı.Böyle tarif edilemeyecek kadar garip ama bir o kadarda beni çıldırtacak derece güzel bir duygu.
Daha fazla oyalanmadan hızlı adımlarla arabaya ilerledim.Arka koltuğa oturduğumda, Barıs ve Deniz plan üzerine konuşuyordu.Tüm ciddiyetimle Barış'ı dinlemeye koyuldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZ KIZI
Teen FictionEylül ailesini daha küçük bir çocukken kaybetmiş ve 11 sene sevgiden yoksun bir şekilde yetimhanede yaşamıştır ve bu koskoca 11 senenin ardından artık reşit olduğu için yetimhaneden ayrılmak zorunda kalmıştır... Bir yandan artık özgür olacağı fikri...