Ekin2002 adlı kişiye ithafen***Dipper***
Bill gideli bir hafta oldu.Iki üç gündür yemek yiyebiliyorum.Ne zaman dönecek bilmiyorum.Ya da dönecek mi?
Ne oluyor bana bilmiyorum.Ondan nefret ederken bir anda bu kadar çok önemsemem tuhaf.
"Dipper?"
"Efendim?"
"Gelebilir miyim?"
"Gel."
Gel dedim ama kim olduğunu bile bilmiyorum.Görebilmek için kafamı yorganın altından çıkardım.Gelen Melanieydi.Bir haftadır her gün yanıma geliyor bana bir şeyler yediriyor rahatlatmaya çalışıyor ve gidiyordu.O da iyi değildi aslında.Bunu her halinden görebiliyordum.Neşesini bir türlü toplayamıyordu.Sanırım hepimizin iyi olması için gereken tek şey Bill.
"Nasılsın?"
"Senin gibiyim.Kötü."
"Bugün dışarı çıkmaya ne dersin?"
"Bilmiyorum."
"Belki iyi gelir.Hadi gel.En azından bahçeye inelim.Odandan çıkmıuorsun kaç gündür."
"Peki tamam."
"Aşağıda bekliyorum."
"Geliyorum."
Sanırım Melanie haklı.Artık insan içine çıkmalıyım.Hemen dağılmamalıyım.
Üzerimi değiştirmekle uğraşamayacağım.
Eşofmanlarımla iniyorum.
Merdivenleri birer birer inmeye başladım.Stan amca bir hafta sonra odamdan çıktığımı görünce şaşırmıştı.Mabel yoktu.Bill'in gidişi onu da yıkmıştı.Ben bu haldeyken onunla ilgilenemezdim.O da tek başına halledemezdi.Candy'nin evinde kalıyordu.Aslında o benden iyiydi.Gerçi herkes benden iyiydi.Ben adeta çökmüştüm.Bir haftadır insanlarla konuşmak istemiyordum.Odaya sadece Melanie girebiliyordu.Bir şeyler yedirmeye çalışıyordu.Pek fazla konuşmuyordu.Genelde susuyorduk.Bir iki kez o yanımdayken sinir krizi geçirmiştim.Sakinleştirmek zor olmuştu.Iki üç gündür yemek yiyordum.Aslında yediklerim pek yemek sayılmazdı.
Melanie bahçedeydi.Bankta oturuyordu.
"Ben geldim."
"Otursana."dedi ve ilk kez yalandan gülmüyordu.İyıleşmeye başlamam onu mutlu etmişti.
Yanına oturdum.Yine susuyorduk.İnsanın pek konuşası olmuyor böyle durumlarda.Susmak en iyi yara bandıydı aslında.
"Sence Will tekrar bizimle uğraşır mı?"sessizliği bozan ben olmuştum.
"Sanmıyorum istediğini aldı sonuçta."
"Yani Bill'i."
"Bill güçlü biri Dipper merak etme.Ona zarar veremez."
"Neden yanına almak istedi o zaman?"
"Belki de güçlerinden yararlanmak istemiştir..
"Ama onlar kardeş.Yani aynı güçlere sahip olmaları gerekmez mi?"
"Bilemiyorum.Bill'in saf enerjiden oluştuğunu söylemiştin."
"Evet öyle."
"Yani Will'den daha güçlü olma ihtimali var."
"Sanırım haklı olabilirsin."
"Bugün bir şey yedin mi?"
"Hayır.Biraz su içtim sadece."
"Sana krep yapmamı ister misin?"
"Olur."
"Olur mu dedin sen?"
"Evet olur dedim."
"Ahh Tanrı'm şükürler olsun.Sonunda gerçekten yemek yiyecek."
"Vazgeçmeden gitsen iyi olur."
"Doğru.Hemen yapıp geliyorum."
Melanie krepleri yapmak için gitti bende sessizliğin tadını çıkardım.Aslında yiyesim yoktu ama benim için günlerdir uğraşıyor.Yemek yemeyi kabul etmem bile onu çok mutlu etti.Onu kıramazdım.Hem Bill döndüğünde sağlıklı ve mutlu görünmeliyim.Umarım en yakın zamanda döner.
Acaba Mabel nasıl?Bill gittiğinden beri hiç konuşmadık.Kendine gelip gelmediğini bile bilmiyorum.Onu arasam iyi olacak.
Telefonu alıp Mabel'ın numarasını tuşladım.
"Alo?"
"Mabel benim Dipper.Nasılsın?"
"Iyiyim kardeşim sen nasılsın?Stan amca odadan çıkmadığını hatta yemek bile yetmediğini söyledi.Doğru mu bu?"
"Kısmen."
"Nasıl yani?"
"Bugüne kadar öyleydi ama şuan bahçedeyim ve Melanie'nin bana krep yapmasını bekliyorum."
"Bu çok güzel bir haber Dipper."
"Ne zaman geleceksin?"
"Yarın."
"Seni bekleyeceğim kardeşim.Mabel bu arada Bill gitmeden önce sana bağırdığım için üzgünüm.Pek kendimde sayılmazdım."
"Önemli değil Dipper.Biz kardeşiz."
"Görüşürüz kardeşim."
"Görüşürüz."
Telefonu kapattığım sırada Melanie geldi.
"Krepler hazır."
"Neden bu kadar mutlusun anlamış değilim."
"Bir hafta sonra ilk kez doğru düzgün bir şey yiyeceksin farkında mısın?"
"Şu 'bir hafta' saçmalığından kurtulabilir miyiz artık?"
"Peki."
"Ayrıca sen olmasan şuan hala odamda yorganın altından boş boş bakıyor olurdum."
Cevap vermedi sadece gülümsedi.
Melanie gibi birisi hayatımda olduğu için çok şanslıyım.
O bu dünyada sahip olunabilecek en iyi dost.
Melanie kendisinede krep yapmıştı.Biz yemeğimizi yerken bir kız bize doğru yaklaşmaya başladı.
Aslında bir insandan çok büyülü bir varlıktı.
Bize doğru yaklaşıyordu kafamı kaldırıp baktım.
Ama ona baktığım belli olmasın diye çabalıyordum.Melanie de fark etmiş olacak ki pür dikkat oraya bakıyordu.
Biraz sonra kız yanımıza geldi ve elini uzattı.
"Merhaba ben Berly."
"Ben Dipper"deyip elini sıktım."
"Memnun oldum."
"Bende,"dedi "ah çok kabayım neden geldiğimi söylemedim.Ben Gideon'un bir arkadaşıyım.Benden Melaniye bunu vermemi istedi."deyip bkr zarf uzattı.
Melanie meraklı gözlerle Berly'e baktı be zarfı aldı.
"Nedir bu?"bunu soran Melanie idi.
"Bunu yalnızken açsan daha iyi olur sanırım.İçinde ne olduğunu bende bilmiyorum.Neyse benim gitmem gerek.Umarım sonra görüşürüz."
"Umarım."
Gideon'un böyle bir arkadaşı olması biraz tuhaf.Umarım yine bir şeyler çevirmiyordur.Ayrıca neden Melaniye zarf yolluyor ki?
Gelip kendisi versin.Acaba ne yazıyor içinde?Yoksa?
Ufff bende iyice saçmalamaya başladım iyice.
"Neden sana zarf yolladı ki?"
"Bilmiyorum.Daha önce çok fazla konuşmamıştık ama..."
"Belkide daha fazla konuşmak için yapıyordur?"
"Gerçekten bir fikrim yok."
***Melanie***
Bu zarfta neyin nesi böyle?Gideon'un bunu neden gönderdiğini bilmiyorum.Açınca öğreneceğim zaten.
"Artık eev gitsem iyi olacak."
"Peki sen bilirsin."
"Yarın yine gelirim."
Gülümseyerek onayladı.
Bende eve doğru ilerledim.
Bill gittiğinden beri aklımda o kadar çok kötü senaryo dönüyor ki.
Umarım en yakın zamanda geri gelir ve Will(!) bizi artık rahat bırakır.
Eve geldiğimde ağır ağır merdivenleri çıktım.Zarfta ne yazdığını gerçekten merak ediyorum.
Odama girip kapıyı kilitledim.Odamdaki minik banyoya girdim ve suyu açtım.Su ısınırken bende kıyafetlerimi çıkarıp radyoyu açtım.
Elimi su dolu küvetin içinde gezdirdim.Daha sonra yavaşça küvete girip uzandım.Suyun vücuduma değmesi beni çok rahatlatıyordu.Su bana iyi geliyordu.Şampuanımı alıp saçlarıma sürdüm.
Yıkanmayı bitirdiğimde kurulandım.Bornozumu giydim.O şekilde yatağın üzerine oturdum ve zarfı açtım.
Melanie,
Bu zarf sana geldiğinden beri içinde ne olduğunu merak ediyorsun.Sanırım artık merakını gidermeliyim.
Birbirimizi tanıyoruz ama bazen beni görmediğini hissediyorum.Oysaki ben seni görmek için çok çabalıyorum.
Bazen bakmak değil görmek gerekiyor.Beni görmen için elimden geleni yapacağım Melanie.
Senden bir ricam var.Bugün akşam yedide.Saat kulesinin yanındaki parka gel.
Lütfen.Aman Tanrı'm
Ne yani Gideon benden mi hoşlanıyormuş?
O...O Mabel'ı seviyordu.
Acaba gitmeli miyim?
Sanırım gideceğim.
Dolabımı açıp içinden kıyafetlerimi aldım.
Siyah bir şort ve beyaz bir tişört giydim.
Saçlarımı kurulamak için banyoya girdim.Tardıktan sonra bağladım ve evden çıktım.Saat altı olmuştu.
Bu yaz hayatımın en zor yazıydı sanırım.
Parka geldiğimde kimse yoktu.
Banka oturup beklemeye başladım.
Gideon'a karşılık veremeyeceğim için üzgünüm.Çünkü karşılıksız kalmak ne kadar kötü bir şey biliyorum.Elimden bir şey gelmiyor.
Biraz sonra ayak sesleri duydum.Sanırım Gideon geldi.Kafamı yavaşça çevirdim.
Sahiden de o gelmişti.
"Melanie?"dedi usulca.Hiç bir şey demeden yanına gittim.
"Gelmene çok sevindim."bu çok zor olacak.
"Otursana."deyip sol elimle bankı işaret ettim.Gülümseyip oturdu.
Bende yanına oturdum.
"Buraya geldiğine göre bana..."lafını tamamlamasına izin vermedim.
"Gideon sen ve ben olamayız."
Şok olmuştu.Yüzündeki o gülümseme gitmişti.Dondu kaldı.Biraz sonra cevap verdi.
"Neden?"
"Çünkü kalbimde başka biri var."
"Dipper değil mi?"
"Öhö öhö..."sesli hemde bayağı sesli bir şekilde öksürdüm.Cevap vermeden karşıya baktım.
"Haklıyım değil mi?Onu seviyorsun."
"Gideon ben.."birden ayağa kalktı.Hızlıcq yürümeye başladı.Özür bile dileyememiştim.
Kahretsin onu çok kırdım.
***Gideon***
Dipper'ın sürekli yoluma çıkmasından sıkıldım artık.Onu yok edeceğim ve Melanie benim olacak.
Arabaya binip şoföre eve sürmesini söyledim.Nihayet eve geldiğimde salona geçip Berly'i çağırdım.
Anında yanıma geldi.
"Buyrun efendim."
"Senden benim için bir şey yapmanı istiyorum."
"Sizi dinliyorum."
"Dipper yok edeceksin."
"Onu öldürmemi mi istiyorsunuz?"
"Hayır.Sadece başka bir dünyaya felan gönder."
"Emredersiniz."
"Başka bir isteğiniz var mı?"
"Şimdilik yok."
"Yalnız efendim benim büyü gücü toplamam için kendi dünyama gitmem lazım."
"Tamam ama sakın kimseye bir şey duyurma.Bill de orada.Öğrenirse kötü şeyler olur."
"Peki efendim dikkat ederim."
Güzel Berly onu başka bir dünyaya gönderdiğinde her şey hallolacak.
Ahh başım...Gidip biraz uyusam iyi olur.
***Berly\Sabah saat 8***
Efendim Gideon benden Dipper'ı yok etmemi neden istedi ki?Oysa ki ben onu sevmiştim.
Onun kararlarını yargılayamam sonuçta.Hemen kendi dünyama gidip büyü gücü toplamalıyım.
Sonuçta ben Bill gibi saf enerjiden değilim.Büyü yapmak için güç toplamalıyım.
Efendi Gideon Bill'in duymamasını istedi.
Acaba Bill'in bu konuyla ne alakası var?Şuan kendi dünyamdayım.Hemen büyü odasına gitmeliyim.
Hızlı ve seri adımlarla büyü odasına koştum.
Panel açık buda işimi hemen halledebilirim demek.
İçeriye geçtim ve güç toplamak için kabine girdim.
Kabinden çıktığımda içeri giren Luna'yı gördüm.
"Berly neden buradasın?"
"Efendimin benden istediği büyüyü yapmak için güç toplamaya geldim."
"Anladım."
"Peki sen neden buradasın?"
"Dünyaya gideceğim."
"Peki görüşürüz Luna."
"Görüşürüz Berly."***Yazar Notu***
Bu bölümü daha uzun yapacaktım ama çok uzun olmasın diye bölümü ikiye ayırdım.Cumaya kadar ikinci kısmı yazmaya çalışacağım.
Bu arada teşekkür etmem gereken birileri var.Diğer kitabında bir resim yarışması düzenlemiştim.Kazanan resim burada bir karakter olacaktı.
En çok oyu alarak birinci olan resmi Ekin2002 olmuştu.Yeniden tebrik ederim.Ayrıca karakterin ismini buldu ve bana bölüm için fikir verdi.Bunun içinde çok teşekkür ederim.
Medyada kazanan resim yani Berly var.
Okuduğunuz için teşekkürler.
Sonra Görüşürüz.
👋👋👋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IM IN LOVE WITH YOU,DIPPER
FanfictionGravity Falls'a taşıdığımızdan beri hayatım çok değişmişti.O kadar çok insan tanımıştım ki.Herkes birbirinden farklıydı.Evet zaten bu her yerde böyleydi ama buradaki hiçbir insan normal davranmıyordu.Birbirlerinden öyle bağımsızlardı ki tek bir ort...