11.Bölüm

224 22 8
                                    

***Bill***
Bu parti çok sıkıcı.Sonuçta Panda'nın partisi.Çam ağacı nerede acaba?
Gök taşı da yok.
Offfff
Hey,bir dakika.O göktaşı değil mi?Inanamıyorum.Şapşice giyineceğini düşünmüştüm.
Ama itiraf etmeliyim ef-sa-ne olmuş.
Yani güzel olmuş.
Ahh her neyse.Nerede bu çam ağacı?
Hah burada!

"Dipper!"
"Efendim Bill?"
Adımı söyleyiş tarzına hayranım.
Aaa yani şey...Kapa çeneni Bill!
"Nerelerdeydin?"
"Melanie'nin hediyesini getirmeye gittim."
"Ne aldın?"
"Şapkamın aynından ona da aldım."
"Ne yani şimdi iki tane mi çam ağacım var benim?"deyip kahkahayı patlattım.
"Çam ağacım derken?"
"Aptal olma çam ağacı tekerlekteki sembolün çam ağacı.Yani benim çam ağacım!"
"Pek mantıklı değil ama her neyse.Ben Melanie'nin hediyesini vermeye gidiyorum."
"Git git.Git sen."
***Dipper***
Bu Bill'in nesi var?Beni kıskanmış olamaz değil mi?Ahh her neyse şuan onu düşünemeyeceğim.
"Melanie işte hediyen."deyip kutuyu uzattım.
Paketi açmaya başladı.Yırtmamaya özen gösteriyordu.
"Beğendin mi?"
"Bayıldım!"
"Beğenmene yani bayılmana(!) sevindim."
"Teşekkür ederim Dipper.Çok tatlısın."deyip sarıldı.Gülümsemekle daha doğrusu sırıtmakla yetindim.
"Bilekliğin güzelmiş."
"Ah evet.Ben de çok beğendim.Bill'in bana doğum günü hediyesi."
"Anladım."
Bill'in doğum günü hediyesi mi?Ne ara bu kadar düşünceli oldu bu tatlı şeytan?!
Ne kaçtı benim içime ya?Resmen iç sesimle Bill'e yürüyorum.(!)
"Dipper ben acıktım gel hadi bir şeyler atıştıralım."
"Olur."
"Şey...Dipper..."
"Ne oldu?"
"Hani sen partiye geç kaldın ya...Bir de işim vardı dedin."
"Evet?"
"Ses tonun ve yüz ifaden pek iyi değildi.Kötü bir şey yoktu değil mi?"
"Yani...Kötü denilemez ama..."
"Ama?"
"Ama...Sinir bozucu bir durumdu.Melanie bu konuyu kapatsak olur mu?"
"T-tabi."
"Ne yemek istersin?"
"Farketmez aslında."
"Elmalı Tart?"
"O-olur."
Ne oluyor bu kıza ya niye kekeliyor?
***Melanie***
Ya bu elmalı tartlar neden bu kadar lezzetli?
Dipperla aynı şeyleri seviyoruz!Ne güzel ya sevdiğim insanla aynı şeyleri seviyorum.
Ne düşünüyor bu ne yine ya?Sorsam çok mu saçma olur acaba?Olmaz dimi?
Pufff bunaldım.Soruyum gitsin.
"Dipper?"
"Efendim?"hala kafasını tabağından kaldırmadı.
"Ne düşünüyorsun?" Sesimin hani şu her şeyi sorup duran üç buçuk yaşındaki kız çocukları gibi çıktığına eminim.
"Hiiç."
"Hiç değil Dipper!"
"Melanie ne öğrenmek istiyorsun?"
"Neden üzüldüğünü!"
"Ya benim üzülmem seni neden bu kadar enterese ediyor?"bana bağırdı.
YA BANA BAĞIRDI!
"Bana sesini yükseltme Dipper!"
"Peki.Özür dilerim."
"Dipper bak...Asıl ben özür dilerim.Ama sen üzülünce bende üzülüyorum."
"Tamam anlatacağım ama kimseye anlatmak yok!"
"Tamam.Söz veriyorum kimseye anlatmayacağım."
"Will...Beni tehdit etti."
"Ne?!"
"Eğer Bill'i göndermezsem onu tekrar yaralayacağını söyledi."gözleri doldu ve...ve sesi titriyordu.Ama ben sana kıyamam kiğ.
"Ne yani Bill'i o mu yaraladı?"
"Sanırım evet."
"Demek Bill bu yüzden söylemedi.Peki bunu Bill'e söyleyecek misin?"
"Bilmiyorum.Ama biraz beklesek iyi olur."
"Haklısın."
"Ben doydum."
"Bende.Hem uykum geldi.Parti de bitmiş.Hadi gel gidelim."
"Peki."
"Dipper?"
"Efendim?"
"İyi ol."
"Olucam."ya ben senin tipini yerim.
***Sabah\Saat 8.30***
Neden bu kadar erken uyanmak zorundayım ki?
Offf!
Bütün gece düşündüm ve uyuyamadım.Şimdi sabahın köründe kalktım ve uykuya hasret kaldım.
Acaba biraz daha mı uyusam ki ben ya?
Yok yok benim çıkmam lazım.
Offf ya ben hala Bill'i Will'in bıçakladığına inanamıyorum.
Ben Bill'i daha kötü sanıyordum.Ama ben şuan çok kötü oldum yaa.Kardeşi bıçaklamış ya.Kıyamam!Bir de söylemedi kimin yaptığını.
Ya bu nasıl şeytan ya?Pamuk gibi kalbi var bunun.
Yani şuan karşımda olsa yanaklarını mıncırıcam diye koparırdım.
Evet iç sesime bir sus deyip giyinsem iyi olur.
Imm ne giysem?
Beyaz t-shirt,mavi kot pantolon ve Dipper'ın bana doğum günümde aldığı şapka.
Ay bir de kendisininkiniden almış.
Ama ben seni yerim.Çok mu tatlı oldum acaba ben?Neyse gereksiz egoyu bırakıp çıkmam lazım.
Büyükannem yine nerelere gitti acaba yağ?Neyse ben gideyim de.
Telefon çalıyor.Kim ya bu saat daha dokuz.Gerçi normal insanlar bu saatte günü yarılamış oluyorlar ama...
"Efendim?"
"Melanie ben Wendy."
"Wendy?Ne oldu?"
"Dipper te..."sözünü bitirmesine bile izin vermedim.
"Ne oldu Dipper'a?"
"Bir şey felan olduğu yok.Telefonu bozulmuş.Herhalde buluşacakmışsınız.Nerede kalmış bir ara dedi de.Onun için aradım."
"Ha.Ay ben de bir şey oldu sandım.Neyse ben geliyorum."
"Peki görüşürüz."
"Görüşürüz."
O nasıl bir ses tonuydu öyle ya?
"Herhalde buluşacakmışsınız."kıskandı mu bizi ya?Hih yoksa o da Dipper'ı mı seviyor?
"Panda!"
"Hiiih!Ya ne yapıyorsun ya birden karşıma çıkıyorsun?Deli misin sen ya?"
"Immm hayır."
"Ne var o zaman?"
"Şapkan tatlıymış."
"Evet...Benim olduğu için değil dimi?Dipper'ın şapkası olduğu için tatlı buluyorsun!"
"Bence sen haddinden fazla zekisin minik panda."
"Sen de olman gerekenden daha yakışıklısın!"
"Ne yani ben yakışıklı mıyım?"
"Öyle mi dedim ben?"
"Demedin mi?"deyip kahkaha attı.
Offf şimdi çek bunu çekebilirsen ya!Hay benim dilime ben...!
"Sana yakışıklısın demem aptal değilsin dediğim anlamına gelmiyor!"deyip havalı havalı yürüdüm.
Benimle uğraşmamaları gerektiğini öğrenseler iyi olur.
O kim ya?
"Will?"

IM IN LOVE WITH YOU,DIPPERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin