y/n: Kısa bir bölüm oldu fakat geçmişe gitmek gerekiyordu. Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin. İyi okumalar!
D-2
----
2 Sene Önce - Sonbahar Günü
Ellerim montumun cebindeyken havanın neden bu kadar soğuk oluşuna anlam veremiyordum. Aylardan eylüldü fakat Kore'nin çoğu yerinde hâlâ yaz aylarının etkisi hakimdi.
Kafamı kararan ve esen rüzgarla yavaşça birleşen bulutlara çevirdiğimde biraz sonra şiddetli bir yağmurun geleceğini tahmin edebiliyordum. Eğer Kore'deyseniz, şemsiyesiz çıkmak gibi bir hata yapmazdınız.
Fazla kalabalık olmayan caddeye dönüp baktığımda herkesin elinde şemsiye oluşunu fark etmem gülümsememe yol açmıştı.
En son ne zaman bu caddede beyninden hasarsız biri olarak dolaştığımı hatırlamıyordum. Ya da daha önce geldim mi onu bile bilmiyordum.
Aldığım uzun süreli tedavi sonrası 4 ay kadar kendimi eve kapatışımın bitmesinden bu yana 3 hafta geçmişti ve insanların arasına yeni yeni katılıyor oluşumun acemiliği yüzüme kesinlikle yansımıyordu. Ben psikolojisi bozuk bir profesyoneldim ve bununla utanmadan övünebilir, ödül maması olarak da kendime 4 ay evden çıkmama izni verebilirdim.
Tenhalaşan caddenin sağından döndüğümde nereden bilebilirdim ki onu tekrar görebileceğimi?
hello, sky.
"Sonra seni gördüm"
Yüzündeki gülümseme solarken kolları iki dizinin yanına düşmüş, gözleri gözlerime ifadesizce bakıyordu. Bu hali beni korkuturken konuşmama fırsat vermeden -ki konuşmak gibi bir amacım yoktu- devam etti.
"Hiç değişmemiştin"
-
Azıcık bile değişmemişti. Seneler geçmişti ve hiçbir şey eskisi gibi değildi. Yıllara inatmış gibi, onu gördüğüm o ilk andaki gibiydi hâlâ. Tek bir farkla.
Eski tebessümü kesinlikle orada değildi.
Kafam karışık bir şekilde ona yaklaşırken, varlığımdan haberi bile yoktu. Arkasını dönüp hemen sağındaki kırtasiyeye girmesinden bunu anlamıştım.
Fakat daha fazla beklemeye sabrım yoktu.
Onu ilk gördüğümde daha çok ufaktık ikimiz de ve beni hatırlıyor mu bundan bile emin değildim. Yine de her şeye rağmen beni tekrar anımsasın istiyordum.
Yılların üzerimizde estirdiği sert rüzgârlara rağmen beni hatırlasın istiyordum.
Heyecanlanan bedenimle koşup koşmamak arasında kalırken kırtasiyenin kapısı kapanmadan ben de onunla içeriye girdim. Âni hareketimle arkasını dönüp bir süre bana baktı. Baktı ve biraz daha baktı.
Sonra önüne dönüp içeriye girdi. Böyle bitmesine izin veremeyecek kadar çok psikopatlık tedavisi görmüştüm ve evet, arkamı dönüp umutsuzca gidecek kadar aptal olamazdım.
Kolundan tutup durmasını sağlarken hâlâ küçük dükkanın kapısının hemen önündeydik. Dışarıdan gelen seslerle yağmurun başladığını anlamıştım. Yağmur seslerine bir de insanların koşuşturma sesi eklenince gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
remember | chanbaek
Short StoryByun Baekhyun, dün gördüğü yüzü bugün hatırlayamaz hâle geldiğinde, henüz 23 yaşındaydı. Bu hikâye bolca koyu mavi lens içerir.